Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kılıçdaroğlu: Kabataş iskelesinde dayak olayı yalan

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu: Kabataş iskelesinde 100 kişi başı örtülü bir kadını dövdüğünü yerde sürüklediğini söyledi. Çıkıp bunu utanmadan televizyonlara söylüyor. Bir başbakan bu yalanı yüzü kızarmadan nasıl söyler.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-06-25 14:17:15

Kılıçdaroğlu: Kabataş iskelesinde dayak olayı yalan

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Gezi Parkı ile ilgili Başbakan Erdoğan'a yüklenen Kılıçdaroğlu, gençleri de tebrik etti. 'Bir diktatöre diz çöktürdünüz' diyen Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın uluslararası basına yönelik yaptığı konuşmaları için de 'Sen kaç paralık adamsın?' ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

Türkiye'de demorkasi var özgürlük var deniyor. Ama bir şey var; bir ülkede medya özgür değilse o ülke özgür değildir. Ne yaparsanız yapın bildiğimiz yoldan asla geri dönmeyeceğiz. Sağlıklı işleyen bir demorkaside hükümetler medyadan korkmazlar. Özgür medya olacak ki halkın talepleri yansıtılsın. Halktan korkanlar özgür medya istemez. Hapishanedeki gazeteci sayısı Türkiye'nin ayıbını zaten ortaya koyuyor. İlk gittiğimde Brüksel'de Sayın Füle'ye 35 gazeteci hapiste demiştim daha sonra bu sayı 100'ü aştı. Onun için diktatör medyadan korkuyor.

İçerideki medyayı halletti şimdi de dışarıdakilerle uğraşıyor. Sen kaç paralık adamsın onların gözünde. Hele desene senin boynundaki tasmaları çıkarttık diye. Yaldızların ve itibarın düştü ve sen artık yolcusun.

Tek başına mücadele olmaz. Hep beraber olacağız. Sendikalar bu sözleri anlamadı. Bu yüzden Hak-İş ortalardan kayboldu. Dut yemiş bülbül gibi bir sendika var. Ekmek parası için mücadele edenlere sırt çevirdiniz size onun için sendikacı denmiyor sendika ağasısınız. İşçi parasını yiyorsunuz haram olsun o para size.

Dünyada 7 milyar insan var. Hepimiz biliriz hata yapabiliriz. İnsan için olduğundan insanoğlu hatasından geri adım atar ve özür diler. 7 milyar insan içinden 1 kişi ben hata yapmam diyor. Benim dediklerimi yapmazsanız sizi ezerim diyor. Bu diktatörün adı Recep Tayyip Erdoğan. Eğer bir insan ben hayatımda hiç hata yapmıyorum derse Allah'a şirk koşmaktır bu. Hata herkes içindir.

28 Mayıs 2013 milyonların sokağa çıktığı tarihtir bu, Türkiye'nin demokrasi tarihinde önemli bir mihenk taşıdır. 5 gencimizi hayatını kaybetti, 11 kişi gözünü kaybetti. Bunlar kışkırtılmak istendi. en büyük kışkırtmayı yapan da bu diktatördür. Ama bu ülkenin sağduyusu var. O nedenle bizim insanımıza yüzde 50'ye değil, yüzde 100'üne şükranlarımı sunuyorum.

Siyaseçilerin bir görevi vardır. Siyasetçiler ülkeyi yönetmeye talip olurlar. Politikacıların temel bir görevi vardır, halkı bölmezler, bir arada yaşamasını amaçlarlar. Bizim cumhuriyet tarihimizde ilk kez bir başbakan toplumu ayrıştırıyor. Hatay'a gittiğimde Haay'da bir toplantı yaptım. Hatalılara şunu söyledim, sizi Alevi sünni diye bölmek istiyorlar, sakın bu younlara gelmeyin. İnancımızı bir, kitabımız bir, peygamberimiz bir... Hiçbir zaman toplumu bölmeyeceğiz, inancı ne olursa Allah ile kulun arasına bizim girme yetkimiz yok. İnsanın inancına sadece saygı göstermek zorunda bir politikacı.

O kadar ileri gitti ki 52 vatandaşımız hayatını kaybetti, "52 sünni vatandaşımız hayatını kaybetti" dedi. Bu lafı kullanırken ey diktatör, acaba utandın mı? Allah'tan korktun mu? Ayrıma izin vermeyeceğiz, ne derse desin. 76 milyonu kardeş olarak göreceğiz. Bölücülük bizim kitabımızda yoktur. Çünkü biz diktatör değiliz, biz insanı seviyoruz çünkü.

Gençler bütün dünyanın önünde bir diktatöre diz çöktürdü. Panik içinde geldi Türkiye'ye, sadece bağırıyor. Yahu değerli arkadaşlarım, bağırıyor ama sadece kendisi dinliyor. Bakmayın bütün televizyon kanallarının verdiğine, kimse dinlemiyor onu.

Hepimiz çok iyi biliyoruz, bir syasetçinin temel görevi halkına doğruları söylemektir, yalan söyleyenden başbakan olmaz, yalan söyleyenden adam da olmaz zaten. Gençler özgürlük ve demokrasi istiyor. Buradan tüm annelere sesleniyorum, 90 kuşağını Türkiye'ye armağan ettiğiniz için size şükranlarımı sunuyorum.

Bir politikacı gençlerden korkmaz, gurur duyar onlarla. Kim korkar gençlerden? Diktatörler. Senin itibarın artık bu ülkede sıfır, sıfır... Tabii bir siyasetçi sadece gençlerin değil, toplumun her kesimin söylemlerine kulak kabartmak zorunda. Olayları faiz lobisi çıkardı diyor, sanki dünyanın en yüksek faizini sen vermiyormuşsun gibi. Kim çıkardı? Uluslararası medya çıkardı? Kim çıkardı? 30 yaşında bir sanatçı çıkardı. Akıl var mantık var. Kurdukları baskının farkında değiller. Bu yeni diktatörün bir özelliği daha var. mizah kültürü yok. bunlar toplumu tektipleştirmek istiyor, ama bu 90'lı kuşak var ya o kadar büyük bir bir yaramazlık yaptı ki kullandığı mizahla o diktatöre diz çöktürdü.

Gezi Parkı olayı artık bizim demokrasimizin yeni sembolü. Artık bütün dünya bu diktatörü tanıdı. Apolitik denilen gençliğin bu ülkenin sorunlarına sahip çıktığını gösterdi. Medyanın durumunu ortaya çıkardı. Halkın sağduyusunu gösterdiler. Ellerinde karanfillerle yürüyen gençlerin üzerine yürüyen polis devletini gösterdi. Bütün Türkiye'nin özgürlük ve demokrasi taleplerini bütün dünyaya gösterdi. Brezilya'sından Japonyası'na kadar. Bütün dünya onları kucakladı.

Onlar meydanlarda polise el uzattılar. 'Bunlar dinsiz imansız' diyeceklerdi bir baktı antikapitalist müslümanlar orada namaz kılıyor. 'Başörtülü kadınlara kin biliyorlar' diyordu bakıyoruz başörtülü kardeşlerimiz orada halay çekiyorlar. Ezberleri bozuldu. Gençler bu diktatörün bütün ezberlerini bozdu, ne söyleyeceğini şaşırdı. Daha çok şaşıracaksınız. Kalkmış hala demokrasiden, özgürlükten bahsediyor. Senin önce insan sevgisini bilmen gerek. Türkiye'deki gelişmelerden bütün dünya bilgi sahibi oldu. Her demokrat kurumdan ortak tepki geldi

Sayın Merkel'e ve Hollanda'ya bir mektup gönderdim. 'Diktatöre kızabilirsiniz ama bizi AB'den koparmayın koparamazsınız' dedim. Yeni fasıllar açılacakmış son derece mutluyum. Biz yönümüzü çağdaş uygarlığa çevirmiş bir toplumuz. Kendi değerlerine saygı duyan bir toplumuz. 200 yıldır yönümüz batıya dönüktür, birileri bizi Ortadoğu ülkesi haline getirmeye çalışıyor, biz buna izin vermeyeceğiz.

'Kalkmış camide içki içildi diyor' yalan söylüyor. Kabataş iskelesinde 100 kişi başı örtülü bir kadını dövdüğünü yerde sürüklediğini söyledi. Çıkıp bunu utanmadan televizyonlara söylüyor; bunu yapan adamlar zaten insan değil sen niye yakalamıyorsun? Bir başbakan bu yalanı yüzü kızarmadan nasıl söyler? Allah'tan korkmuyor mu? Yalancıdan başbakan olmaz..

Haber Ara