Alman eğitim sisteminde fırsat eşitliği çalışmaları kaplumbağa hızında

Almanya'da öğrencilerin başarısı sosyal kökeniyle bağlantılı olmaya devam ediyor. Alman eğitim sistemindeki fırsat eşitliliğini araştıran uzmanlar 'Chancenspiegel 2013' raporunu açıkladı. Rapora göre göçmen gençleri mağdur bırakan fırsat eşitliliği 'kaplumbağa hızında' ilerliyor.

Alman eğitim sistemindeki fırsat eşitliliğini araştıran Dortmund Teknik Üniversitesi'nin Okulların Gelişimi Enstitüsü (IFS) ve Jena Üniversitesi'nin Eğitim Bilimleri Enstitüsü ile Bertelsmann Vakfı; 'Chanchenspiegel 2013' raporunu tanıttı. Rapora göre bazı alanlarda küçük olumlu gelişmeler kaydedilmesine rağmen, eğitim sistemdeki derin eşitsizlik hala devam ediyor.

Bertelsmann Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Jörg Draeger, eğitimde eşitlilik alanındaki durumun10 yıl önce PISA araştırması çerçevesinde tüm vahametiyle ortaya çıktığını hatırlatarak, "Yeni rapora göre bu konuda çok şey değişmedi. Son iki yılda olumlu gelişmeler kaydediliyor, ancak ortalamaya bakılırsa şu sonuç çıkıyor: Fırsat eşitliliği ne yazık ki kaplumbağa hızında ilerliyor." dedi.

Öğrencilerin okuldaki başarısı ve üniversitede okuma hakkını elde etmesinin hala sosyo-ekonomik durumlarına bağlantılı olduğunun altını çizen Draeger, yoksul ailelerin çocuklarının ilkokul döneminde diğer öğrencileri bir eğitim yılı geriden takip etmek zorunda kaldığına dikkat çekti.

Göçmenlerde bu süre yarım eğitim yılı olarak hesaplandı. Geçen yılki raporda ise yoksul ya da göçmen ailelerin çocuklarının üniversiteye girme şansının akademisyenlerin çocuklarına kıyasla 6 kat daha az olduğu belirtilmişti.

Alman eğitim sistemindeki olumlu gelişme olarak ortaokul eğitimini yarıda bırakanların oranı yüzde 6,9'dan yüzde 6,2'ye gerilemesi gösterildi. Ancak aynı zamanda üniversitede okuma hakkının elde edildiği lise eğitimini yarıda bırakanların oranı yüzde 51,1'e yükselerek rekor seviyeye ulaştı.

Bilim adamları Prof.Dr. Wilfried Bos (IFS) ve Prof.Dr. Nils Berkemeyer (IfE), fırsat eşitliliğinin sağlanması için yuva ve okullara yatırım yapılması gerektiğine dikkat çekti. Japonya'da öğrencilerin yüzde 90'ının üniversiteye gitmeye hak kazandığının altığı çizen uzmanlar, AGİT ülkelerinin ortalaması yüzde 60, Bavyera, Mecklenburg-Vorpommern, Saksonya ve Saksonya-Anhalt eyaletlerinde bu oranın yüzde 40,6 olduğunu aktardı.

Tüm gün eğitim veren okulların fırsat eşitliliğinin gelişmesine katkı yapacağına inanan uzmanlar, araştırmalarında ebeveynlerin yüzde 70 ila 80'ninin bu okulları benimsediğine dikkat çekti. Ancak bu tür okulların sayısının çok yavaş arttığını vurgulayan Bos ve Berkemeyer, tam gün eğitim veren okullarda okuyan öğrencilerin oranının 2010 ila 2011 yılları arasında yüzde 26,9'dan yüzde 28,1'e yükseldiğini aktardı. Draeger ise "Tam gün eğitim veren okulların yaygınlaştırılmasına hız verilmezse tüm öğrencilerin bu okullara gidebilmesi için daha 50 yıl gerekli. Halbuki bu okullar sosyo-ekonomik kökene bağlı fırsat eşitsizliğini azaltmak için iyi bir fırsat sunuyor." dedi.

Araştırmayı gerçekleştiren uzmanlar, eyaletlerin eğitim sistemlerindeki farklılıkların azaltılmasını da öneriyor. Eyaletlerin her defasında Amerika'yı yeniden keşfetmek zorunda kalmaması gerektiğini vurgulayan uzmanlar, eyaletleri kendi aralarında bilgi ve deneyimlerini paylaşmaya ve ortak adım atmaya çağırdı.

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Başbakan Adayı Peer Steinbrück'ün 'seçim ekibinin' eğitim uzmanı Prof. Dr. Yasemin Karakaşoğlu, Alman eğitim sisteminin eşitsiz olmasından hükümeti sorumlu tuttu. Birlik Partilerinin (CDU/CSU) seçim programını eleştiren Karakaşoğlu, "Ucuz kredi ve 'elit burslarla' mı eğitimdeki eşitliğe katkı sağlamak istiyorlar. Bu adımlar çocuk ve gençlerin asıl ihtiyaçlarına karşılık vermeyecek." dedi.