Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Memet Ali Alabora'nın ölüm fermanı çıkarıldı' iddiası

İsmail Nacar: Memet Ali Alabora için ölüm fermanı çıkardılar. Bu yönde duyumlarım, tespitlerim var. Gezi Parkı protestolarında simge haline gelmiş durumda. Kendisine karşı bir girişim var.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-06-24 11:00:29

'Memet Ali Alabora'nın ölüm fermanı çıkarıldı' iddiası


Kamuoyunda “İslami yazar” olarak tanınan İsmail Nacar, Gezi Parkı eylemleri sırasında hedef gösterilen tiyatro oyuncusu Memet Ali Alabora için “bazı odaklarca ölüm fermanı çıkarıldığı” iddiasında bulundu. Nacar, “5 Haziran 1993’te Cumhuriyet’ten Aziz Nesin için uyarı yaptım, 2 Temmuz Sivas olayları yaşandı. Şimdi aynı uyarıyı Memet Ali Alabora için yapıyorum” dedi.

Cumhuriyet'in haberine göre, Nacar, Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’nin kaosa sürüklenmesi için senaryolar kurulduğu, yabancı servislerin de bu komploda yer aldığı” iddialarını gündeme getirdi.

Nacar, şu değerlendirmeyi yaptı: “Gezi Parkı protestolarıyla masum bir şekilde başlayan gösterilerin ardından Türkiye için yine kaos senaryoları gündeme gelmiş durumda. Bunu kamuoyunu, gelişmeleri izleyen deneyimli biri olarak görüyorum. 5 Haziran 1993 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yer alan demecimde ‘Aziz Nesin için ölüm fermanı çıkarıldığını’ söylemiştim. Yaklaşık iki ay sonra 2 Temmuz’da Sivas’ta yaşanan olayları herkes hatırlar. Şimdi Memet Ali Alabora için aynı fermanı çıkardılar. Bu yönde duyumlarım, tespitlerim var. Gezi Parkı protestolarında simge haline gelmiş durumda. Kendisine karşı bir girişim var. Nerede ne zaman uygulamaya kalkarlar bilmiyorum. Türkiye’yi yeniden kaosa sürüklemek istiyorlar. Bunun kamuoyuna açıklanması gerek.”

Nacar düşüncelerini şöyle ifade etti:
ÇÖZÜM SÜRECİ VE TAKSİM OLAYLARI

Yaklaşık üç hafta önce Taksim parkında başlatılarak tüm ülkeyi provoke eden
son olaylar, Türkiye'nin ekonomisine ve dışarıdaki imajına zarar vermenin yanında,
başlatılan yeni çözüm sürecini de aksattı.
Zaten, en son toplantılarını 23 Nisan 2013 tarihinde Ankara' da yapmış olan "Milli
Merkez"(!) aktörleri ile onlara piyonluk yapan bazı eski "özel kuvvet" elemanlarının,
Taksim olaylarını tetiklemelerinin başlıca sebeplerinden birisi de, bu Kürt sorununun
çözüm süreci idi.
1984 Eruh baskını tarihinden bu yana, bu sorunun taraftarlarını yakından takip etme
imkanım olduğu içindir ki, rahmetli Eşref Bitlis Paşa' nın dolaylı teşvikiyle bir barış
inisiyatifine de öncülük etmiştim.
Yine kamuoyunun bildiği gibi, merhum Erbakan' ın başbakanlığı döneminde bu
mesele barış yolu ile çözülmek üzereyken, bugünkü Taksim olaylarının perde arkası
aktörleri düğmeye basarak, Erbakan hükümetini düşürdüler.
İşte bunu içindir ki, bu son olayların hemen ilk günlerinde, dengeli ve aklı başında
bir politikacı olarak bildiğim Sayın Murat Bozlak' ı arayarak, bu gerginliğin bir çevrecilik
hassasiyetiyle, veya demokratik bir hak talebiyle bir ilgisinin olmadığını; daha açık bir
ifadeyle, iç ve dış çıkar çevrelerinin ortak bir tezgahı olduğunun altını çizerek, BDP' nin
buna alet olmamasını rica ettim.
Ancak, kendisiyle aynı kanaati paylaşmamıza rağmen, ne yazık ki bazı BDP
milletvekilleri ile İstanbul' daki parti tabanının bir kesimi, bilerek veya bilmeyerek bu
provokasyonlara alet oldular.
Bilindiği gibi, bu tabloyu gören sayın Başbakan' ın da, Taksim' e asılan bazı
pankartlarla ilgili sert ifadeleri oldu.
İşte bu ifadelerinden dolayı, çözüm sürecinin geleceği kaygısiyle Başbakan' ı bana
şikayet eden bazı dostlara şu hatırlatmayı yapmak isterim:
Bu kardeş kavgasının teşhis ve çözümü konusunda, telefonla da olsa geçmişte
Öcalan' la ve zaman zaman da sizler ve önderlerinizle görüşerek ortak tespitlerimiz
oldu.
Şimdi bakıyorum da, ya bu tespitlerimiz yanlış, ya da birbirimize takiye yapıyormuşuz.
Bence, senaryoları hazır olan daha büyük bir kaos ortamı gelmeden önce, yeniden
bir vicdan muhasebesi yapmak zorundayız.


SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara