Dolar

34,8956

Euro

36,6300

Altın

3.008,96

Bist

10.058,63

'Fethullah Gülen Hoca, daha çok ve somut adımlar atmalı!'

Eski DEP Milletvekili Sedat Yurdaş Radikal gazetesinde yer alan yazısında çözüm süreci konusunda 'Sayın Fethullah Gülen'in Kürt meselesinin kalıcı çözüme kavuşması konusunda yapabileceği daha çok şeyin olduğuna inanıyorum.' diye yazdı.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-06-24 08:12:53

'Fethullah Gülen Hoca, daha çok ve somut adımlar atmalı!'

Sedat Yurdaş'ın Radikal gazetesinde yer alan "Fethullah Gülen Hoca, daha çok ve somut adımlar atmalı!" başlıklı yazısı şöyle:

Aslında bu hafta “Olmadı be ‘Usta’, Olmadı!” diyerek yazmayı tasarlamıştım. Yani Başbakan’ın ‘çözüm enerjisi’ni ‘adeta yok yere yarattığı Gezi’ye harcaması’nın ve ‘yanlışlarını yanlışlarla’ düzeltmek gibi nafile çabadan dem vuracaktım!.. Ancak çok önceden kararlaştırılmış bir TV programına hafta içinde katılınca yazacaklarımın seyri de değişti.

“İlkokul 5‘teydim. Ailece Kürtçe konuşuruz. Okulda Kürtlere dair bir bilgi olmadığından pek farkında değildim. Bu yüzden ‘zararlı cemiyetler’de rastladığım ‘Kürt Teali Cemiyeti’nden kasıtla, sordum: ‘Burada sözü edilen Kürt’le biz Kürtler aynı şey miyiz? Yoksa başka Kürtler de mi var?’ Öğretmen, ‘O Kürtlerle siz, biz aynıyız!..’ diye yanıtlamıştı. Bu bilgiyle beynim ve kalbim Kürtçeye açılmış oldu. O günden beri de dile hizmetimi sürdürüyorum. Türkçe öğretmeniyim. Ancak uzun yıllardır Kürtçe dil deryasında, elimden geldiğince çalışıyorum. Şu anda iki arkadaşımla birlikte Türk Dil Kurumu (TDK) için ilköğretime yönelik bir sözlük hazırlamaktayız. İnşallah, bu ay sonuna kadar teslim edeceğiz. Muhtemelen eylülde basılarak müfredattaki yerini almış olur.”

“Ne kadar zamandır çalışıyorsunuz? Bastırılacağı kesin mi?” diye soruyorum.

“Bir yıldır. Aslında önceden de siyasilerce TDK’dan benzer çalışma yapılması çokça istenmiş. Ancak profesörler ‘Kürtçeden sözlük olmaz. Zaten kendi aralarında anlaş(a)mıyorlar!’ deyip konuyu rafa kaldırmışlar. Ta ki Sayın Bülent Arınç kesin talimat verene kadar. Bir değişiklik olmazsa inşallah kesin! Ve bu çalışma diğer spesifik sözlüklerin de önünü açacak” diyor Nezir Gümüş.

“Ben de 1994 yılında İstanbul’da edebiyat okumaya başladım. İlk orada Ahmedê Xanî’nin Mem û Zîn’ine rastladım. Aldım ve okumaya başladım. Daha bitiremeden tatile girdiğimizden memlekete, eve götürdüm. Biz kardeşler farklı farklı görüşlere sahibiz. Ağabeylerimden biri kitabı aldığı gibi yana fırlattı. ‘Bu ne! Sen de mi dağa çıkacaksın? Bu tür kitaplar okuyacaksan hiç okuma daha iyi! Zaten böyle masum kitaplarla başlatıp yoldan çıkarıyorlar!’ diye kızdı. Dağa çıkmadım ama o günden beridir tam on dokuz yıldır, Kürtçe dil deryasında karınca kararınca çalışmalarımı sürdürüyorum” diyor Mesut Kızmaz.

Her ikisi de son derece akışkan, güzel ama çok da kitabi olmayan bir Kürtçeyle konuşuyor. Üç yıldır ‘Dünya TV’de, yani kurulduğundan bu yana, hatta öncesinden Gaziantep’te televizyonun hemen her işine koşturuyorlar. Konuğu olduğum ‘Rasterast’ (Doğrudan Doğruya)’ programının yapımcısı ve sunucusu Sayın Kızmaz’la program öncesinde sohbet imkânı buluyoruz. Anlatıyor. Kısa sorularımızı yanıtlıyor. Konuştuklarımızı yazıp yazamayacağımı soruyorum. “Elbette yazabilirsin” diyorlar.

“Doğrusu ‘Cemaat’te önceleri benim gibilere bir parça mesafeli bakılıyordu. Ancak daha 2004’te Hoca Efendi, Kürt meselesinin mutlaka çözülmesine işaret ederek mesafenin yanlışlığını gösterdi. Yine 2009’da özel televizyonlara yayın izni çıktıktan bir ay sonra bu binanın inşaatına başlandı. Bina da içindeki malzemeler de son derece ileri teknolojik ürünler. Sağ olsunlar, Gaziantepli işadamları, esnaf katkılarını esirgemiyorlar.”

“Peki, cemaatin Kürtçeye yaklaşımı nasıl?” diye araya giriyorum.

“Üç yıldır yayın yapıyoruz. Aynı zamanda hafta sonlarında Gaziantep’e gelen Zirve Üniversitesi ile birlikte televizyonumuzu ziyaret eden insanlarımıza da hem televizyonu gezdiriyor hem de anlatıyoruz. Üç yıl içinde 25 bin kişi bizi ziyaret etti. Haftada 400-500 kişi. Kaydını tutuyoruz. Çoğu hayatında ilk defa Kürtçe bir kurumla temas ediyor. Çok meraklılar. Kürtçenin bir alfabesinin olup olmadığını bile bilmiyor. Soruyorlar. 11. yüzyılda Baba Tahirê Uryanî’nin şiirlerinden söz ediyoruz. Hariri’den, Mele Ahmedê Cizirî’den, Feqiê Teyran’dan, Ahmedê Xanî’den söz ediyoruz. Burası da bir tür ‘okul’.”

“Peki, ‘Türkçe Olimpiyatları’nı nereye koymalı?”

“Bu yılki kutlamada ikinci bir ad daha vardı. ‘Uluslararası Dil ve Kültür Festivali’. Yani sadece Türkçe ile sınırlı değil! Söz gelimi her yılın nisan ayında bölge illeriyle de sınırlı olsa bir ‘Dil ve Kültür Festivali’ni ayrıca düzenliyoruz. Bu festivalin dili ise tamamen Kürtçe, Kûrmanci, Zazakî ve Soranî lehçelerinde. Kürdistan Bölgesel Yönetimi bünyesinde 12 okulumuz var. Oralardan gelenler Kûrmancî’nin yanı sıra daha çok Soranî lehçesini konuşuyorlar. Dile hizmetimiz, bölgedeki bazı ‘Okuma Evleri’nde diğer derslerin yanı sıra Kürtçe öğretmek de var. ‘Radyo Berfin’le de Kürtçe yayın.”

‘Kurdî Hîn Dibim’, ‘Mêvan’(Misafir), ‘Rû bi rû’(Yüz yüze), ‘Civat û Kilam’(Cemaat ve türkü) programlardan bazıları.

“Peki, Hoca Efendi Kürt meselesinde tam olarak ne düşünüyor?”

“Ben ve Nezir Bey birlikte Hoca Efendi’nin 8 kitabını uzun çalışmalardan sonra Kürtçeye çevirip kendilerine ulaştırdık. Kitaplara bir parça göz gezdirdikten sonra ‘Keşke Kürtçe bilseydik de okuyup istifade etseydik’ demiş. Yine Kürt meselesinin sulh içinde çözülmesini hep telkin ediyor. Bazen söylediklerinin öncesini ve sonrasını kırparak yanlış mesajlar vermiş gibi gösterseler de, o, her zaman bu meselenin kardeşçe hallini etmiş, ediyor. Bir de televizyonun yayınlarıyla ilgili olarak da ‘Hem şiddetten uzak olsun hem de Kürtlerin hassasiyetlerini mutlaka gözetsin!’ diye görüş bildirmiş. Zaten yayın ölçümüz de bu. Önceleri dil, kültür, tarih, edebiyat ağırlıklıydı. Ancak artık siyasal görüş ve değerlendirmelere de yer veriyoruz.”

Şüphesiz dillerin ve elbette Kürtçenin de bir derya olduğu ve ilgilenen herkesi samimiyetle kucaklayacağı, sarıp sarmalayacağı ve kendi derinliklerine alıp götüreceği düşüncesini paylaşıyorum. Dil kapsar, dönüştürür, yeniden tanımlar. Dile hizmetin kolay olmadığı ama zorlukların da mükafatının kimi zaman dünyevi, kimi zaman da ‘uhrevi’ bir şekilde alındığı kesin. Bu alandaki çalışmaları şimdilik belki daha çok gelecek nesillerin hakkıyla anlayacağını, önem ve değer vereceğini görmek gerekir. Kıssadan hisse!..

Sayın Fethullah Gülen’in Kürt meselesinin kalıcı çözümünde yapabileceği çok şeyin olduğuna inanıyorum. Bir kısmına katıldığım televizyon programı çerçevesinde bir parça daha yakından tanık oldum, diyebilirim. Ancak yetmediğini görmek gerekir. Zira bölgede, başta KCK tutuklamalarının, davalarının ve tutuklamaların devamının arkasındaki ‘irade’nin cemaat olduğuna dair çok yaygın bir kanaat/inanç var. Bir de aynı çevrenin bazı kanallarının, Kürt karşıtı ayrımcılığı körükleyen, hatta düşmanca diziler, yayınları. Time dergisinin, dünyanın ‘en etkili 100 kişi’si arasından ‘Fethullah Gülen ve Abdullah Öcalan’ı göstermiş olması özel önem taşımaktadır. Bu itibarla üstadı ‘Saidî Kurdî’nin (Nursî) Bedüizzaman’ın ‘güzel ve şirin dili Kürtçe’nin Gülen okullarında ‘seçmeli ders’ olarak okutulmasının zamanı gelmiş de geçmektedir.

Kaldi ki hazır Erdoğan hükümeti önümüzdeki hafta/larda ‘âkillerin raporları’ ile birlikte belki de çok köklü denilebilecek, çözüme ilişkin adımlar attı atacakken, Sayın Gülen’in de sorunun kalıcı ve köklü çözümü için daha çok ve somut adımlar atması gerekir. Bu noktada BDP/PKK Kürt siyasal çevreleri vs. görüşüyor mu? Ki mümkündür. Görüşülmüyorsa mutlaka görüşülmeli.

Görüşülüyorsa daha sık ve mesajların sadece cemaatine, kitlesine değil, aynı zamanda kamuoyuna da açıklıkla verilmesinde yarar var. Ne de olsa hepimiz, sadece son 30 yılda değil, 90 yıldır darbelenmekte olan aynı gemideyiz!

Rasterast’ta ise Diyarbakır’daki ‘Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı’nı, ‘Gezi Parkı’nı, ‘Çözüm Süreci: Anayasal ve yasal değişiklikleri’ konuştuk.

www.kure.tv/haber/875-rasterast/rasterast-sedat-yurtdas/65-Bolum/135036/


SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara