Dolar

34,8725

Euro

36,7751

Altın

3.048,45

Bist

10.123,54

Karayılan: Devlet süreci sabote etmek istiyor

Çözüm süreciyle ilgili duyduğu kaygıyı dile getiren Karayılan, 'Siyaseti yürütecek olanlar zindanda kalacak, gerilla da geri çekilecek. Peki, ne yapılmak isteniyor?' dedi

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-06-19 15:20:07

Karayılan: Devlet süreci sabote etmek istiyor


Karayılan, 2-3 haftadır kendi içlerinde ciddi bir tartışma yaşadıklarını belirterek, “Çünkü devletin ve hükümetin sürece yaklaşımı bizi oldukça kaygılandırıyor. Bu nedenle uygulamalarla ve mevcut yaklaşımlarla ilgili olarak çeşitli düzeyde tartışmalar yürüttük. Sonra Önder Apo’yla görüşen BDP heyeti de geldi. Onların aktarımları da oldu. Baktık ki Önderliğimiz de, aynen bizim gibi, sürece dair ciddi kaygılar taşıyor. Aynı düşündüğümüzü, aynı kaygıları paylaştığımızı anlamış olduk” dedi.

Fırat Haber Haber Ajansına konuşan Murat Karayılan, “Biz bu aşamada çok kesin ve net bir şey söylemek istemiyoruz, ancak, Kürt sorununun çözümü için Önder Apo’nun çabaları, üstlenmiş olduğu ağır sorumluluk ve bizlerin de birçok zorluğa rağmen yaşadığımız kararlaşma ve pratik uygulama durumuna rağmen, devletin ve hükümetin sorunun çözümüne dönük güven verici, çözümün önünü açan herhangi bir adım atmamış olması çok ciddi bir problem durumundadır” diye konuştu. İmralı’da görüşmelerin başlaması ve bu görüşmelerin kendilerine yansımasından sonra devlet karşıtı herhangi bir askeri faaliyet yürütmediklerine belirten Karayılan, “İlk iki ay fiili üç aydan bu yana ise resmi olarak süren bir ateşkes durumu vardır. Elimizde esir bulunan devlet görevlilerinin bırakılması var. Yine güçlerimizi sınır dışına çekme kararı ve bunun pratiğe geçirilme süreci var. Bütün bu önemli ve stratejik tutumlara rağmen, devlet ve hükümet tarafının sorunun çözümüne dönük, bırakalım adım atmayı, kaygı uyandıran, güvensizliği derinleştiren tutum ve davranışları daha fazla öne çıktı.

Bu süreç rastgele değil ideolojik, felsefik ve siyasi bir bakış açısına dayalı olarak geliştirilen bir süreçtir” dedi.

Kürt sorununda artık şiddetin karşılıklı olarak bir tarafa bırakılması ve sorunların diyalogla çözülmesinin hedeflendiğini dile getiren Karayılan, “Fikir savaşı yapalım” denildi, “silah değil artık fikirler konuşsun, siyaset sahasında mücadele yürütülsün” denildi, Böyle bir sürecin gelişmesi için biz üstümüze düşeni yapmış olmamıza rağmen, Türk tarafı hiçbir şey yapmadığı gibi şiddete ve baskıya dönük yoğun kaygı uyandırıcı pratikler yapmaktadır.Mesela, normalde gerilla Kürdistan dağlarından geri çekildiğine göre, karakolların ve taburların azaltılması, en azından var olan şekilde kalması gerekirdi. Ama bakıyoruz “fırsat bu fırsat” denilip habire yeni karakol projeleri pratikleştirilmektedir. Belki Türkiye’nin batısındaki insanların bu konuda pek bilgisi olmayabilir ama şunu söyleyeyim; bugün Şırnak, Hakkari ve Kürdistan’ın daha birçok ili ve ilçesi gerçek anlamda birer askeri kışla durumundadır” şeklinde konuştu.

KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, geri çekilme sürecinde devletin askeri faaliyetleri azaltma yerine daha geniş savaş hazırlıklarına girdiğini belirterek bu durumun Kürt tarafında ciddi kaygılara neden olduğunu ifade etti. "Aslında devlet, bu uygulamalarla deyim yerindeyse süreci sabote etmek için elinden ne geliyorsa yapıyor. Savaşa hazırlanıyor. Açık açık görülen budur" diye konuştu.

Karayılan, AKP hükümetinin uygulamaları ve barış sürecinde atılması gereken adımlar konusunda oldukça sert ifadeler kullandı.

KCK davalarında Kürt siyasetçilerin halen tutuklu bulunmasına da sert tepki gösteren Karayılan, “Siyaseti yürütecek olanlar zindanda kalacak, gerilla da geri çekilecek. Peki, ne yapılmak isteniyor? Mademki yeni bir dönem, demokratik çözüm dönemi başlıyorsa ve siyasi çözüm gündemdeyse, o zaman Kürt siyasetinin özgürleşmesi gerekir” diyerek tahliyelerin yaşanmaması durumunda sürecin tehlikeye girebileceğinin sinyallerini verdi. Karayılan gerillanın geri çekilmesi ile birlikte tüm siyasetçilerin serbest bırakılması gerektiğini ifade etti. Karayılan ayrıca KCK Amed ve İstanbul davalarında savcı ve mahkeme heyetlerinin Kürt halkına düşmanlık yaptığını söyledi.

Roboski katliamı konusunda yürütülen soruşturmanın askeri yargıya havale edilmesi hakkında da konuşan Karayılan, mahkemenin katliam suçunu işleyenleri gizleme tutumu içerisinde olduğunu ifade etti.

Türk Başbakanı Erdoğan’ın Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik olarak kullandığı “teröristbaşı” deyimine de sert tepki gösteren Karayılan, Öcalan’ın Kürt halkının temsilcisi olduğunu ve resmi olarak devlet ve hükümetle bu vasıfla diyalog yürüttüğünü söyledi.


BİZLERLE İLEŞİTİM KURSUN

Kürt tarafı adına Apo’yla görüşmeler yapıldığına dikkat çeken Karayılan, “O zaman kendisinin dışarıyla iletişim kurması gerekiyor, bizlerle ilişki kurması gerekiyor, çeşitli heyetlerin gidip gelmesi gerekiyor. Danışmanlara ihtiyacı olabilir. Basit bir sorun değil ki! Yüz yıllık bir sorun çözülüyor. Biz Önder Apo’dan habersiz karar almıyoruz; kendisi de bizden habersiz karar almıyor. Karar almak için heyetler gidip gelecek, mektuplar gidip gelecek, öyle kararlaşma olacak. Bunun için kararlaşma sürecimiz gecikiyor. Ama eğer sorun gerçekten çözülecekse bu İmralı tecrit sisteminin değişmesi gerekiyor. Önderliğin dışarıyla rahat bağ kurması gerekiyor. Bizimle rahat iletişim kurması ve görüşebilmesi gerekiyor. Bu konuda da herhangi bir yenilik yoktur. Tecrit halen devam ediyor” dedi.

ÖCALAN BARZANİ’YE MEKTUP YAZMADI

Bazı internet sitelerinde sitelerde ve yine bazı televizyon kanallarında Abdullah Öcalan’ın Mesut Barzani’ye bir mektup gönderdiği, bu mektupta bazı cümleler ve sözler sarf ettiği biçiminde haberlere dikkat çeken Karayılan, “Bu haberlerde yapıldığı biçimiyle herhangi bir mektup durumu söz konusu değildir. Yani bu haber doğru değildir. Kimler ne için böyle asparagas bir haber yapmıştır, bilemiyoruz. Fakat içeriği yansıtılan söz konusu öyle bir mektup yoktur. Ancak Önderliğimiz bir süre önce giden BDP heyetiyle bize gönderdiği bir mektupta Sayın Mesut Barzani’ye, Sayın Neçirvan Barzani’ye, Sayın Noşirvan Mustafa’ya ve Sayın Mam Celal’e dönük selam göndermişti, sağlık ve başarı temennileri vardı. Biz de Önderliğimizin kendilerine selam gönderdiğini, sağlık temennilerinde bulunduğunu, başarı temennilerini ileten kısa birer mesaj yazdık. Bu giden mesaj benim adıma gitti” dedi.


Haber Ara