Dolar

34,9615

Euro

36,7634

Altın

2.981,62

Bist

10.125,46

Entrikaları deşifre oldu

İç savaşı hedefleyen Gezi eylemlerini Amerikan NeoCon'larının Şubat ayında planladığını Yeni Şafak'ın 'Kod Adı: İstanbul' manşeti deşifre etti. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu 'Türkiye yalan ve entrikayla karşı karşıya' dedi.

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-06-17 08:43:39

Entrikaları deşifre oldu

Taksim Gezi Parkı olaylarının, şubat ayında ABD'deki Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'nde 'olası İstanbul isyanı' adıyla tartışıldığına ilişkin haber, siyasilerin de gündeminde yer aldı.Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yeni Şafak Gazetesinin dünkü manşetinde yer alan 'Kod Adı İstanbul İsyanı' başlıklı habere ilişkin, 'Bu işin aynı anda bu kadar yaygınlaşmasını spontane bir hadiseye bağlamak insan aklıyla alay etmek olur' değerlendirmesinde bulundu.

GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE İSTEMEYENLER

Yeni Şafakj'ta yer alan habere göre; Bozdağ, TV8 televizyonunda katıldığı canlı yayında Taksim Gezi Parkı olaylarında uluslararası yayın kuruluşlarının tavrına dikkat çekti. Olayların hemen ardından başta BBC ve CNN-International olmak üzere pek çok uluslararası yayın kuruluşunun eş zamanlı olarak canlı yayınlara başladığını ifade eden Bozdağ, 'Baktığınızda bu olaylar Türkiye'nin güçlenmesinden rahatsız olan ne kadar kesim, çevre varsa hepsini bir araya getirmiş, 'Oh Tayyip Erdoğan ve ekibinden kurtulacağız. Bunlar da bize yardımcı oluyorlar. Elbirliği ile biz de onlara yardımcı olalım' havasıyla. Çünkü güçlenen Türkiye'den çoğu değil, hepsi rahatsız.' dedi.

PLANLI BİR HADİSE

Pek çok demokratik ülkede zaman zaman benzer olayların yaşandığını ve basının bu olaylara yaklaşımıyla Türkiye'de yaşananları yaklaşımının farklı olduğunu vurgulayan Bozdağ, 'CNN olsun BBC olsun, herkesin takip ettiği gazeteler, televizyonlar olsun Türkiye'de olup bitenlerin tamamını çok farklı bir gözle veriyor' dedi. Bu yaklaşımı içerden de besleyen medya organları, kişiler, gruplar ve siyasiler olduğunu ifade eden Bozdağ, bilgi kirliliği ve iftiralarla vatandaşların aldatılmaya çalışıldığını söyledi. Bozdağ, 'Bütün bunların, Türkiye'deki demokratik iklimi bozmaya, insanlarımızı iktidara karşı Gezi Parkı'na bahane ederek bir farklı duruş noktasına çekmeye planlı bir hadise olduğu çok açık' ifadesini kullandı.

WASHİNGTON'DA TAKSİM'İ TAHRİR YAPALIM TOPLANTISI

Başbakan Erdoğan'ın '3 ay önceden bilgimiz vardı' dediği Gezi Parkı eylemlerinin, aylar önce ABD'deki bir düşünce kuruluşunda tartışıldığını dün gazetemiz 'İstanbul İsyanı' manşetiyle ortaya çıkarmıştı. Amerika'daki İsrail lobisinin ev sahipliğinde geçtiğimiz şubat ayında yapılan toplantıda 'apolitik Türk gençliğini sokağa indirerek canlı tutmak' için 'İstanbul İsyanı' senaryosu masaya yatırıldı. AK Parti Hükümeti'nin faaliyetleri ve Türkiye'nin son 10 yılının ele alındığı toplantının katılımcıları ise 'Ortadoğu' denildiğinde dünya çapında tanıdık isimler olan NeoCon'lar: Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz, Bernard Lewis, Elliot Abrams, Richard Perle, John Bolton, William Kristol ve Douglas Feith idi. Türkiye'den de 6 ismin katıldığı masanın etrafındaki isimlerden biri, Taksim Meydanı'nı Tahrir'e çevirerek dünya kamuoyuna 'Türk Baharı' izleniminin verilebileceğini şu ifadelerle anlatmıştı: 'Dünyadaki her meydanın bir kimliği var. Taksim, 1 Mayıs olayları ile anılıyor. Halkın büyük gösteriler yapması Taksim'e bir kimlik kazandırır. O zaman Taksim de tıpkı bir Tahrir gibi kimlik kazanır...'

GENÇLER MEYDANLARA İNMELİ

Karanlık toplantıda katılımcılar,'Türk gençliği apolitik bir gençliktir. Hayatta hiçbir protestoya katılmamış olan gençler meydanlara inerse zaman içinde mecburen politikleşir. Sokaklar canlı tutulmalı. Arap ülkelerinde özgürlükler ve demokrasi gibi konular toplumu sokağa dökerken Türkiye'de tam tersi siyasi gruplar, ulusal sol hareketler ilerici hedefler ortaya koyamayacakları için meydanı bir halk hareketine dönüştürmek çok zor olacaktır. Örgütler arasında birliği sağlamak şart. Bu olmazsa, 'Arap Baharı'nın tersine, Türkiye'deki halk hareketi kendi içerisinde bir çatışmaya dönüşebilir. Özgürlük için meydana çıkan gençlerin örgütlü olmaması, meydanın başkalarına terk edilmesi sonucunu doğurur. Diğer yandan Türkiye'deki bir halk hareketinin hükümeti yıkabileceği düşünülmüyor.' ifadelerini kullanmıştı.

ÇELİK: SENARYO ÖNCEDEN YAZILMIŞ


AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik de, Taksim'de başlayan olayların, şubat ayında ABD'de tartışıldığının ortaya çıkması üzerine, 'Tablo yerli yerine oturuyor. Seçilen yer İstanbul, seçilen mekan Taksim. Apolitik olan gençliğin politize edilerek sokaklara sürülmesi... Bunların hepsi bir senaryonun yazıldığını ve bu senaryonun birileri eliyle tatbik edildiğini gösteriyor' ifadelerini kullandı.

SALDIRILAR ERDOĞAN'IN DİK DURUŞUNA

Başbakan Erdoğan'ın geçmiş başbakanlardan farklı bir yapısının bulunduğunu söyleyen Çelik, 'Bugüne kadar Batılı ülkeler nezdinde hak ettiğimiz dik duruşu sergileyemeyen maalesef başbakanlar vardı. Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası haksız nizamı eleştiren bir lider. 'Kuvvetliler haklı değil, haklılar kuvvetli olmalıdır' diyor. Avrupa Birliği ülkeleriyle eşit ilişki kuran bir Başbakan var. İşte bunlar birilerini rahatsız ediyor. Onun için maalesef bu son senaryoda da bunu görüyoruz. Oradaki çeşitli lobilerin tavrını biliyoruz. 1915 olaylarına yönelik yapılan hazırlığı biliyoruz' dedi.

BAZILARI RANT PEŞİNDE

Bazı ünlü gazetecilerin yanı sıra sanatçı ve aydın olarak bilinen pek çok kişinin bu süreçte sosyal paylaşım ortamlarından paylaştıkları ifadelerle halkı tahrik ettiğini söyleyen Çelik, 'Resmen fitnenin değirmenine su taşıyorlar. Birileri, bu Gezi olaylarının rüzgarıyla 'ben yelkenimi şişirebilir miyim' gayreti içine girdi. Rant elde gayreti içindeler' diye konuştu.

Yabancı medyanın, olayları abartarak, Türkiye'de adeta iç savaş yaşanıyormuş gibi yayın yaptığını da ifade eden Çelik, 'Bunlar, menfaatsiz, bir şekilde mama almadan kimseye günahlarını vermezler. Sincan'da nerdeyse bir milyon insanın toplandığı meydandan neredeyse hiç yayın yapmadılar. Bu olacak şey mi? Bunların hangi lobiler adına, hangi zihniyetler adına hareket ettiği bizce biliniyor ama Türkiye'den de bazı garibanları maalesef piyon olarak kullanıyorlar.'

Egemen Bağış: Yaşananlar tesadüf değil

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da aynı habere ilişkin, 'Dış güçler Türkiye'de kargaşa çıkarmak için daha önce de bir takım toplantılar yaptı. Bunların hepsi arşivlerde olan şeyler' dedi.Aynı güçlerin 28 Şubat sürecinde de bugün yaşandığı gibi benzer senaryolara başvurduklarını hatırlatan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

AMAÇLARI LAİK DİNDAR KAVGASI ÇIKARMAK

'Bu toplantıda konuşulan bazı konular var. Diyorlar ki laiklerle dindarlar arasında bir çatışma başlarsa, bir iç savaş çıkarsa ne olur, ABD'nin pozisyonu ne olur? Yıl 2004-2005, Balyoz ve Ergenekon gibi davalar devam ediyor, bu davalardan yargılananların da aralarında bulunduğu, İsrail'e yakın olan bir düşünce kuruluşu olan Hudson Enstitüsünde toplantılar düzenleniyor. Orada şu anda yargılanan o zaman bir tuğgeneral olan ve askeri ateşe katılıyor. Konu şu; 'Taksim'de Anayasa Mahkemesi Başkanına bir suikast gerçekleşirse, Türkiye'de bir çatışma çıkarsa ve bu sırada PKK bundan faydalanmak isteyip sınıra saldırırsa Amerika ne yapar, ne yapmalı'.

ÇIKAR GRUPLARI VAR

Bugün Yeni Şafak'ın haberi. Şubat ayında, olayların başlamasından aylar evvel, yine Neoconların bir kuruluşu olan American Enterprise Institute'de, bir toplantı. Türkiye'den katılanlar da olmuş. 'Bugün yaşadıklarımıza benzer bir olay olursa ne olur?' Şimdi bunları yanyana getirdiğiniz zaman, Türkiye'nin yükselmeye başladığı dönemde bunların yapıldığını gördüğünüz zaman, bu faiz lobisinin... Bunun içerisinde ABD hükümeti yok, Obama yok. Bunun içerisinde Amerika'nın içerisindeki çıkar grubu var. Kimin çıkarlarını koruyan bir grup bu? Uluslarası bir takım güç odakları. Bunların ekonomik güçleri var. Bunlar bir takım tezgahları kurabiliyorlar, reklam ajansı kurabiliyorlar. Sahte hesaplar açabiliyorlar. Bir takım gazetecileri bile finanse edebiliyorlar. Provokatörlüğe bile yönlendirebiliyorlar.'

Türkiye'ye karşı entrika var

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Soylu da, Gezi Parkı olaylarını,'Türkiye yalanla, iftirayla ve entrikayla karşı karşıyadır' sözleriyle değerlendirdi.

Bu tip organizasyonlarla Türkiye'nin daha önce de karşı karşıya kaldığını hatırlatan Soylu, '1960 darbesine baktığınız zaman İngiliz gizli belgeleri açıklandığında darbenin nereden neşet ettiği ortaya çıkmıştır. Şimdi de Türkiye'nin etkinliğini kırmak, gelişmişliğini, ekonomisini, demokratik yürüyüşünü engellemek için gerek dış dünyadan gerekse onların içerideki ortaklarından çok ciddi bir şekilde saldırılar gerçekleşmektedir.

SABRIMIZ SINANMASIN

Çok dikkatli olmamız gereken bir dönemdeyiz. Türkiye'nin bugünkü ekonomik, demokratik ve siyasal gelişmişliği üzerine elde ettiği avantajı yitirmeye çalışan ciddi lobilerle karşı karşıyayız. Faiz lobisi bunun en temel unsurlarından bir tanesidir.'

'Bizim sözümüz, iddiamız, idealimiz ve irademiz daha fazla demokrasidir' diyen Soylu şunları söyledi: Kendisini TOMA'nın altına atıp 'Aman bana bir şey oldu' diye, isyan eden ve etrafındaki insanları tahrik etmeye çalışan bir anlayış, çok net bir şekilde dün gece önemli ölçüde yaşanmıştır. Hiç kimse sessiz çoğunluğun sessizliğine aldanmasın, milletimizin sabrını kimse yanlış anlamasın.'

Haber Ara