Demirtaş’tan Kürtlere çözüm için 'birlik' çağrısı
Diyarbakır'da başlayan 'Çözüm ve Birlik Konferansı'nda konuşan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, “Birlik ve çözüm konferansı”nın Kürt sorunun çözümünde müzakere sürecinin denetleyicisi ve birebir müdahil olma gibi bir misyonu olduğunu ifade ederek, 'Ne devletin ne hükümetin lütfu değildir. O nedenle Kürtlerin, ezilenlerin, ötekilerin demokratik siyaset ile temsiliyetinin önü yasal güvence altına alınmalı. Bizler de bu ruha ve ulusal birliğe denk bir çalışmayla katkılarımızı sunacağız” dedi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-15 12:21:33
ANF'nin haberine göre Diyarbakır'da başlayan Birlik ve Çözüm Konferansı, devam ediyor.
Konferansta konuşan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş konuşmasından satır başları şöyle:
“Kürdistan üzerinde baskıcı yönetimlere karşı yürütülen mücadelelerde önemli gelişmeler ve fırsatlar oluştur. Sayın Öcalan şahsında devlet ile müzakereler yapıldığı dönemde konferans toplandı. Kuzey Kürdistan’da yürütülen görkemli direniş ile inkarın bittiği ve halkımızın statüsünün tartışıldığı bir döneme geçmiş durumdayız. Bunlar ilk defa bu konferansta tartışılmıyor. Ancak çözümün bu kadar yoğun bir şekilde tartışıldığı ve Kürt halkının ve Kürdistan halklarının birlik halinde dünyaya verecekleri mesaj konferansın maneviyatın konjonktürel güçlülüğüne dayanıyor” dedi.
“Müzakere mekanizmalarının güçlendirilmesi ve her yerde toplanması düşünülen Kürdistan Ulusal Birlik Konferansı’na hazırlık yapması açısından tartışmaların son derece ciddi olacaktır. Bizler devlete ve AKP hükümetine de çağrılar yapacağız. Demokratik siyasetin önünü açmak hükümetin asli sorumluluğudur. Silahların sustuğu ve PKK gerillalarının sınır dışına çıkış yaptığı süreçte demokratik siyaset kanallarının en ufak bir engelini kabul edemeyiz. Hükümetin makul gerekçesi olamaz” diye kaydetti.
“Yasal engellemeler kaldırılmalı. Bunlar bir lütuf, hükümetin hediyesi değildir. 12 Eylül ve önceki darbelerle halkın elinden alınış gasp edilmiş haklarının iadesinden başka bir şey değildir. Türkiye’de demokratik siyaset kanalını kullanabilen çok az siyasi parti var. Biz meclisteysek Türkiye’de demokratik siyasetin önünün açık olmasından değil halkın görkemli direnişinden kaynaklıdır. Tüm siyasetlerin parlamentoda temsil güçlerinin önünü açılmalı” dedi.
“Bu öylesine kritik bir dönemde hükümete düşen tarihi bir sorumluluktur. Bunu gerçekleştirmezse kendine demokrat anlayış insan haklarına ve demokrasiye aykırıdır” diyen Demirtaş, şunları söyledi: “Hükümete bunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Çoğunluğu elinde bulunduran iktidar çoğulcu ve özgürlükçü anayasa için üzerine düşeni yapmalıdır. Kürt kimliği tanınmalı, anadil önündeki engeller kaldırılmalı. Kültürel hakları tanınmalı ve tüm halklar için böyle olmalıdır. Bizler konferans bileşenleri olarak ortak bir mücadele, perspektif ve ruh oluşturabilirsek, tüm dünya Kürdistan halklarının ezilenlerin meşru taleplerini duymazdan gelmeyecektir. Tarihten kaynaklı en büyük eksiklik birlikti. Eksiklere rağmen bu tabloyu görmek heyecan vericidir. Yüzyıllardır başımıza ne geldiyse egemenlerin başat rolü var ancak asıl sorun mazlumlar ve ezilenler olarak halkların sorunudur ve kesimler bugün burada tarihi bir adım atıyor olmak gurur kaynağıdır. Müzakere sürecinin asli unsuları olarak buradayız.”
“Herkes bilmeli ki bu konferans bileşeni Kürt tarafıdır” diyen Demirtaş, devam eden müzakerenin Kürdistani tarafı olduğunu vurguladı. Konfaransın gidişatı belirleyecek platform olduğunu ifade eden Demirtaş, “En önemli siyasi mekanizmasıdır. Sadece gözlemci izleyen değil bizzat tarafıdır müdahilidir. Sadece devlete hükümete çarı için toplanmadık. Halkımıza karşı da sorumluluğumuz var. Kürdistan’ın yüz yıllık parçalanmışlığından, ekonomik olarak sefil duruma getirilmişliğe karşı halkımıza borcumuz var. Bunları ortadan kaldıracak çağrıları ve o heyecanı yaratmak konferansın görevidir. Ebetteki bunları hükümetin devletten beklemeyeceğiz. Öyle olması kendi varlığımızı ve siyasi varlığımızı inkar anlamına gelir. Tüm Kürdistanlılar bu sorunları çözecek kapasiteye sahiptir. Bu kadar kültürel. ekonomik ve tarihsel zenginlik içindeki yoksulluğu yaşamak kader değildir.”
“Entelektüel tartışmanın ötesinden Kürdistan’ın iradesini temsil açısından önemli. Şartlar her zamankinden daha uygundur. Yapacağımız her çalışma ortaklık ruhuna, ulusal birliğe güç katmalı. Dilimizle üslubumuzla birlik ruhuna katkı sunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara