'Gezi eylemleri'ne neden geç destek verdiklerini açıkladı
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, İmralı görüşmesine kadar Gezi Parkı eylemlerine mesafeli durmalarının nedeninin 'müzakere süreci' olduğunu belirterek, 'Kürtler sokağa çıktı, çıktı ve şimdi müzakere yürütüyorlar. Müzakereden sonuç almak için de bir hassasiyet, çaba gösteriyorlar' dedi.
12 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-13 09:46:05
Radikal'de yer alan habere göre; BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, parti olarak İmralı görüşmelerine kadar Taksim Gezi Parkı eylemlerine mesafeli durmalarının nedeninin ‘müzakere süreci’ olduğunu belirterek, “Kürtler sokağa çıktı çıktı ve şimdi müzakere yürütüyorlar. Müzakereden sonuç almak için de bir hassasiyet, çaba gösteriyorlar” dedi. Demirtaş, TBMM’de bir grup gazateciyle yaptığı sohbette şunları söyledi:
Kemalist de özgürlük ister: Biz, ‘darbe yapalım diye bir tutum içerisinde olanların yanında olmayız’ dedik. O tutumumuz da devam ediyor. Ama Kemalisttir diye ulusalcı diye özgürlük isteyemez diye bir şey yok. Ulusalcı ve milliyetçilerin darbe hevesi veya beklentisi bizim destekleyeceğimiz bir beklenti değil. Ama insanlar kimliklerine göre özgürlük isteyen veya özgürlük istemeyen gibi ayrıma tabi tutulamaz. Kim kendisini ezilen gibi hissediyorsa hangi dönemde gerçekten herkes için özgürlük istiyorsa biz taleplerini destekleriz. Ama sadece kendisi için özgürlük isteyen bir anlayış özgürlükçü bir anlayış olmaz. Biz bu anlayışla aramıza set çektik.
Ulusalcılara eleştiri: Şimdi bize diyorlar ki ‘efendim niye onlarla yanyana durmuyorsunuz’. Onlar gelsinler bizimle yanyana dursunlar, mecburmuyuz onlarla yanyana durmaya. Biz doğru yerdeyiz. Geçmişte yaptıklarını özeleştirel olarak ele alıp, bu ülkenin farklılıklarına haksızlık yaptık diyorlarsa, onlar gelsin yanımızda dursun. Biz bir müzakere yürütüyoruz, desinler ki ‘biz müzakerelerde BDP’nin yanındayız’. Yani ulusalcılar gerçekten demokrasi özgürlük istiyorlarlarsa desinler ki, ‘biz Kürtlerin taleplerinin yanındayız’. Bütün bu sokağa çıkan insanlardan bir tek şunu duydunuz mu? ‘Anadilde eğitimi kabul etmelisin’ diyen tek bir pankart gördünüz mü? Ama yine de biz yanlarında durduk. Bu konuda da Kürtlere haksızlık yapılmasın.
Darbe isteyenler vardı: Bazı yerlerde çağrıları yapıldı. Özellikle ‘Türk Solu Dergisi’ çevresi... Aslında faşistler. İşçi Parisi gibi çevrelerin darbe çıkarabilir miyiz gibi bir arayışları denemeleri oldu. Bazı yerlerde sokağa bunun için çıkanlar da oldu. Ama bunu başaramadılar. Bizim uyarımız da buydu. Yaptığımız çağrı böyle bir tartışmaya da yol açtı. Bizi eleştirdiler ama bu tartışma da faydalı oldu bence. Herkes ‘ben faşist değilim’ demeye başladı.
Müzakere için hassasiyet: Şunu da herkesin anlaması lazım. Kürtler sokağa çıktı çıktı ve şimdi müzakere yürütüyorlar. Müzakereden sonuç almak için de bir hassasiyet, çaba gösteriyorlar. Kürtlerin geldiği nokta, sokağa çıkmış olmalarının bir kazanımıdır. Sanki Kürtler çok tepkisizler duyarsızlar gibi anlayış yanlış olur. Doğru olan şey, kendini muhatap kılıp, müzakereleri yürütebilmek ve bu çerçevede mücadele edebilmektir.
Kürtlere karşı Hükümetin yanındalardı: Kürtler sokaktayken, ‘aman hükümeti zayıflatmayalım, hükümet Kürtlere karşı mücadele yürütüyor, devletimizin yanında olalım hükümetin yanında olalım’ hissiyatıyla kimse sokağa çıkmıyordu. Bunun yanlış olduğu şimdi ortaya çıktı aslında. Sokağa çıkan insanlar, geçmişte ne kadar yanlış düşündüklerini sokağa çıkınca hissettiler. Şimdi savaş durunca, toplumsal öfke dışa vurmaya başladı. İnsanlar hükümete tepkilerini daha rahat ifade ediyorlar.
SON VİDEO HABER
Haber Ara