Balkan Savaşları'ndaki Mısırlı Müslümanlar
Aylık tarih ve kültür dergisi Yedikıta'nın Haziran sayısında, ''Mısırlı Müslümanlar Bizi Hiç Yalnız Bırakmadılar'' başlıklı araştırma yazısında Mısır Hilal-i Ahmer Cemiyetinin yardım faaliyetleri ele alındı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-12 15:54:36
Ekim 1912'de üç ayrı cephede başlayan ve Osmanlı ordusunun büyük imkansızlıklar içerisinde girdiği Balkan Harbinden sonra Anadolu’ya göç eden Müslümanların yardımına Mısırlı Müslümanların nasıl yetiştiğinin anlatıldığı makalede, Mısır Hilal-i Ahmer Cemiyetinin (Mısır Kızılayı) maddi ve lojistik desteğinin önemine vurgu yapıldı.
Osmanlı ordusunun cephelerdeki mağlubiyeti üzerine, yüzyıllardır Rumeli’nde yaşayan ve maruz kaldıkları baskılar üzerine İstanbul ve Anadolu'ya göç etmek zorunda kalan Müslüman halkın nakledilmesi, iaşesi ve iskanı için eldeki imkanlarını kullanan Osmanlı Devleti'ne yardım etmek gayesiyle başta Osmanlı Hilal-i Ahmer’i olmak üzere Hindistan, Mısır ve bazı Avrupa devletlerinin yardım cemiyetleri seferber oldu.
Mısır Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin Yardımları
Savaşın şiddetlenerek Osmanlı Devleti aleyhine gelişmesiyle, Mısır’dan İstanbul'a gönderilmek üzere yardımlar toplanmaya başlandı. Başta Mısır Hıdivi olmak üzere ülkenin ileri gelenleri önemli miktarda nakdî bağışta bulunarak bu konuda öncülük ettiler. Mısır’dan İstanbul'a yardım faaliyetlerinin yürütülmesinde Mısır Hıdivi’nin biraderi Mehmed Ali Paşa'nın başkanlığını yaptığı “Hilal-ü Ahmeri’l-Mısri” yani Mısır Hilal-i Ahmer Cemiyeti önemli hizmetlerde bulundu.
Cemiyet tarafından Selanik’te bulunan Müslüman muhacir ve yaralı askerler için toplanan 2 bin Osmanlı lirası, 1912 yılı Aralık ayı başlarında Selanik’e ulaştırıldı ve muhtaçlara dağıtıldı. Gönderilen yardımlar arasında Mısır’ın ileri gelenlerinden gayrimüslim bir aileye mensup Levis Annuh Fanus Bey tarafından verilen 100 İngiliz lirası da mevcuttu. Mısır Hilâl-i Ahmer Cemiyeti’nin yardımları savaş boyunca sürdü. Mısırlı Prens Mehmed Ali Paşa tarafından 102 bin İngiliz lirası gibi yüklü bir miktar para da gönderilmişti.
Balkanlar’dan gelen yoğun hasta ve yaralı akınları karşısında eldeki sağlık kuruluşlarının ve Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin çabalarının yetersiz kalması üzerine İstanbul’da hastaneler açıldı. Buralarda Mısır ve Hindistan Hilal-i Ahmer cemiyetleriyle Romanya, İngiltere, Almanya, Avusturya-Macaristan, Belçika, İsveç, Amerika Birleşik Devletleri, Felemenk (Hollanda), Fransa ve Rusya Kızılhaç cemiyetlerinin gönderdikleri heyetlerin katkılarıyla hizmet verildi.
1912 yılı Kasım ayı itibariyle Mısır’dan İstanbul’a gelen Mısır Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ne mensup ekipler Hadımköy, Beylerbeyi, Ayastefanos (Yeşilköy), Maltepe ve Yedikule’de kurulan hastanelerde görevlendirildiler. Balkan göçmenlerine Mısır Hilal-i Ahmer Cemiyeti tarafından battaniye ve elbise yardımında da bulunuldu. Diğer taraftan Selanik’e sığınan ve sayıları yaklaşık yüz bin civarında olan Müslümanların yiyecek sıkıntısının had safhaya çıktığının haber alınması üzerine Mısır’dan Selanik’e gemiyle yiyecek yardımı da yapıldı.
Balkan Savaşları'nda binlerce muhacir gemilerle Anadolu'ya nakledildi
AA'da yer alan habere göre; Balkanlar’daki Müslüman halkın Türkiye’ye nakledilmesi için Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti tarafından hastane gemisi olarak kullanılan Cambridge Vapuru ve Şirket-i Hayriye’nin 60 numaralı vapuru tahsis edildi. Eldeki mevcut gemiler çok sayıda göçmeni Anadolu’ya taşımaya yetmediğinden, başta Mısır olmak üzere Romanya, Avusturya, Rusya, İtalya, Belçika ve İngiltere’den yardım veya kiralama suretiyle gemi istendi.
Mısır Hilal-i Ahmer Cemiyeti idaresindeki Bahr-i Ahmer, Bahr-i A‘mâl ve Umman vapurları yaptıkları seferlerle muhacirlerin naklinde büyük yardımda bulundu. Bahr-i Ahmer Vapuru, 5 doktor, bir eczacı, 24 hastabakıcı ve iki hademeden oluşan bir sağlık heyetinin idaresinde 100 yataklı bir hastane gemisine dönüştürüldü. Muhacirlerin naklinde önemli hizmetlerde bulunan ve defalarca sefer yapan vapur, Selanik ve İzmir arasında 14 bin 209, Preveze ile İzmir arasında 700, İşkodra ile İzmir arasında 6 bin 81 yaralı ve muhacir nakletti. Selanik, Preveze, İşkodra, Korfu vesair mahallerden yaralı ve zayıf askerler ile muhacirler Bahr-i Ahmer Vapuru ile İzmir ve Çanakkale’ye nakledildiler. Bahr-i A‘mâl Vapuru da Balkan Harbi sonuna kadar İzmir’e yaklaşık bin 600 muhacir taşıdı. Umman Vapuru ise Selanik ile İzmir arasında seyrüsefer ederek göçmenlerin naklinde önemli görevlerde bulundu.
Muhacirlerin imdadına Mısırlıların yardımları yetişti
Makalede, Mısır’dan gönderilen yardımların dağıtılmasını ve Mısırlı sağlık ekiplerinin çalışmalarını koordine eden müfettişlerden Lübnanlı fikir ve siyaset adamı Emir Şekib Arslan’ın, yapılan yardımlara ilişkin şu tespitlerine de yer verildi:
"Rumeli’deki Müslümanlar, ırzlarına saldırıp kanlarını döken Balkanlılardan kurtulmak için İstanbul’a kaçmaya başlamışlardı. 130 bin Balkanlı Müslüman geldiklerinde mevsim kıştı ve muhacirler devlet tarafından camilere ve müştemilatına yerleştirilmişlerdi. Mısır’daki yardım heyeti, Muhammed Şurayi Paşa başkanlığında İstanbul’a gönderdiği yardım ekibine, yardımları muhacirlere dağıtmasını emretti. Eğer Mısırlıların yardımı olmasaydı, muhacirlerin çekecekleri sıkıntıyı tarife kelimeler yetmezdi."
"Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin öz biraderi"
Mısır Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin Balkan Harbi’nde Türklere yönelik yardım gayreti dönemin ileri gelen aydınları tarafından da takdirle karşılandı. Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer alan Dr. Besim Ömer Bey, Mısır Hilal-i Ahmer Cemiyeti için "Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin öz biraderi" tanımlamasında bulunarak Cemiyetin, Balkan Harbi esnasındaki faaliyetleriyle ilgili olarak şu ifadeleri kullanıyor:
"Mısır Hilal-i Ahmer Cemiyeti tarafından peyderpey İstanbul’a sevk edilen sağlık ekipleri, İstanbul’da Beylerbeyi, Ayastefanos (Yeşilköy), Maltepe, Sancaktepe, Yedikule gibi şehrin muhtelif yerlerinde sabit ve seyyar hastaneler tesis ederek görev yaptılar. Edirne’nin düşmesi üzerine ortada kalan yaralı ve hasta askerlerle Müslüman halkın kurtarılmasında önemli ve takdire şayan hizmetler yaptıkları gibi açtıkları hastanelerde yaklaşık 8 bin 747 hasta yatırılarak tedavi edildi. Ayakta muayene ve tedavi edilenlerin sayısı daha fazladır. Yalnız Edirne’de 18 bin 417 hasta bu yolla tedavi edildi. Süveyş Kanalı’nda uzun müddet hacizli kalan Bahr-i Ahmer Vapuru’nun haczini kaldırarak, Akdeniz’de seyrüseferine muvaffak olmak ve bu vasıta ile binlerce Müslüman muhacirin İzmir ve İstanbul’a nakline çalışmak unutulur yararlıklardan değildir."
SON VİDEO HABER
Haber Ara