AB'nin Türkiye'ye daha çok ihtiyacı var
İngiltere Dışişleri eski Bakanı Jack Straw, Times gazetesinde yayınlanan mektubunda Gezi Parkı gösterileri başladığında lüks bir otelde görüştüğü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu sırada yaşadığı sürprizi anlattı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-11 14:56:47
İngiltere'de 13 yıl 11 gün görev yapan İngiltere'nin en tecrübeli ve saygın İşçi Partili politikacısı eski Dışişleri Bakanı Jack Straw 'Ayakta Kalan Son Adamın Hatıraları' adlı kitabı çıktı. Straw kitabında, "Türkiye'nin AB'ye değil, AB'nin şimdi Türkiye'ye daha çok ihtiyacı var" diye yazarken, pazartesi günü Times gazetesinde yayınlanan mektubunda da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yakınlığını sergiledi.
Gezi Parkı gösterileri başladığında Başbakan Erdoğan ile lüks bir otelde görüştüklerini anlatan deneyimli İngiliz politikacı, Başbakan Erdoğan'ın yaşadığı sürprizi, Tony Blair hükümetinde bakanken kendisinin de başına geldiğine dikkat çekti. Times'da yayınlanan "Erdoğan yeni bir 60'lar ruhuyla karşı karşıya" başlıklı yazısında Jack Straw, Başbakan Erdoğan'ın geçen hafta Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri ile ilgili konferansta yaptığı konuşmayla ilgili izlenimlerini şöyle aktardı:
"BİZİM DE BAŞIMIZA GELDİ"
"Sürprize yakalanmak, hükümetlerin kaderidir. Planlar, hazırlar, danışırsınız fakat minnettar olmayan canavar uyanır ve sizi arkanızdan ısırır. Bu ben bakanken benim de başıma geldi: Umutsuz bir muhalefete karşı çoğunluğu elinde tutan Blair hükümetine bir ders verilmesi gerektiği fikri yayılmıştı. Geçen Cuma günü Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı İstanbul'da verdiği konferansta izlerken bu aklıma geldi" diyen Jack Straw, "Atmosfer tuhaftı. Avrupa Projesi'ni lüks bir otelde oturup tartışırken Başbakan Erdoğan ile tüm Avrupa'nın ve Dünya'nın izlediği yaklaşık 3 bin polisin bulunduğu Taksim ve Gezi Parkı'na 1 milden daha az mesafedeydik" dedi.
BAŞBAKAN'A SÜRPRİZ
Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'nin AB hedeflerini anlatırken asıl Türkiye'deki protestolara odaklandığına dikkat çeken Jack Straw, "Başbakan Erdoğan hararetli, bazen de kızgındı ama konuşması akıcıydı. Konuşmasında tenkitlerin yaygınlaşmasından doğan sürpriz fark ediliyordu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken 1990'ların ortasında Taksim'e ağaçları kendisinin diktiğini söyledi. Taksim Meydanı için yapılan planları danıştığını söyledi. Ağaçların köklerini hasımlarının söktüğünü ileri sürdü" diye yazdı.
"Erdoğan ve kurmayları AKP hükümetinin Türk ekonomisini getirdiği başarılı çizgiye rağmen, genç, orta sınıfın büyük bir bölümünün neden hâlâ kendisini yabancı hissettiğini ve küskün, öfkeli olduğunu anlayamıyor" diyen Jack Straw yazısını şöyle sürdürdü:
"Bu bana 60'lı yılları hatırlatıyor. Savaştan çıkan büyüklerimiz, hayatımızın onlara göre en güzel yıllarını yaşarken neden isyan ettiğimizi anlayamamışlardı."
Türkiye'nin AB üyeliği konusunda yapması gereken pek çok reform bulunduğunu belirten Jack Straw, üyelik sürecinin Türkiye'de demokrasi beklentisini yükselttiğini vurguladı ve şunları yazdı:
"AVRUPA ZARARLI ÇIKACAK"
"Eğer Fransa, Almanya ve Kıbrıslı Rumlar ilerlemeyi üç yıldır engellemese, bu reformlar çok daha gelişmiş olacaktı. Şüphesiz Türkiye örneğin Romanya ve Macaristan'dan daha ağır şartlarla değerlendiriliyor. Ama yeni Komisyon yetkilisi Stefan Füle'nin önderliğinde bir ilerleme sağlanabilir. Sağlanmalı. Brüksel'den gelen küçük düşürme çabalarına karşı sadece AKP taraftarlarının değil tüm Türk halkının sabrı sonsuza kadar sürmez. Bu önemli Avrupalı Müslüman ülkeye masamızda bir iskemle vermezsek Türkiye değil Avrupa zararlı çıkacaktır."
Jack Straw 'Ayakta Kalan Son Adamın Hatıraları' adlı 582 sayfalık kitabının 'Hasta Adam Geri Isırıyor : Avrupa ve Türkiye' başlıklı bölümde ise, 1952 yılında NATO'nun anahtar üyesi olduğuna dikkat çekti. Jack Straw, "Avrupa Birliği üyeliği bir sonraki doğal adımdı" diyerek 1959 yılında AB üyeliğine müracaata değindi. 2001 yılındaki ciddi finansal ve ekonomik krizin Türkiye'de politik depreme yol açtığını yazdı.
ABDULLAH GÜL İLE SÜREKLİ BİR DOSTLUK KURDUK
Erdoğan'ın bir dönem partisi Refah Partisi'nin laik düzeni tehdit ediyor iddiasıyla kapatıldığını belirten Jack Straw, 2003 yılında Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül ile büyük bir ilişki kurduklarını, bu ilişkinin berbat terör trajedisi sırasında sürekli bir dostluğa dönüştüğünü kaydetti. Straw kitabında şunları yazdı:
"20 Kasım 2003'de iki büyük terörist bombası, İstanbul'da HSBC Bankasının merkezinde ve Pera House İngiliz Başkonsolosluğu'nda patladı. Başkonsolos Roger Short ve 11 konsolosluk mensubu içinde 33 kişi öldü Birkaç saat içinde Dışişleri Bakanlığı ve terörle mücadele polisi 50 kişilik tim oluşturdu. Ben bu sırada Dışişleri Bakanıydım ve valizim hazır bekliyordum. İstanbul'a akşamüstü vardım. Doğrudan Pera House'a gittim ve Abdullah Gül ile buluştum. Enkazı gördüm, şok içinde kurtulanlarla ve ölenlerin yakınlarıyla görüştüm ve kaçınılmaz basın toplantılarını yaptım. Bu ilk deneyimim değildi. 1973 yılında bende bombalı saldırı yaşamıştım. Bundan dolayı insanların neler hissettiğini anlayabiliyordum. Türkler'in tepkisi muhteşemdi. Abdullah Gül daha fazlasını yapamazdı.
AKP'nin ruhunun içine girebilmek için çok zaman harcadım. Bazı manşet yazarları İslamcı olarak tanıttı. Fakat benim tanıdıklarım Erdoğan, Gül, Abdullah Gül Başbakanken Dışişleri Bakanı olan Yaşar Yakış ve yüzlerce daha fazlası nasıl Batılı politikacılar Haçlı Seferi yapanlar değilse, onlar da cihat peşinde İslamcı değiller. AKP'yi bu şekilde damgalamak sadece hakaret değil analizden vazgeçmedir. AKP derin devletin laikliğini değiştirmeye çalışıyor ve nüfusun yüzde 98'inin desteklediği dine daha fazla saygı gösterilmesini istiyor. AKP'yi İslamcı diye damgalamak isteyenlere savaş sonrası Türk hükümetleri arasında en başarılı olan Erdoğan hükümetidir. 2002 yılında iktidara gelir gelmez ülkedeki ekonomik krizi düzeltti. Şu andaki tahminlere göre 2020 yılında Türkiye Avrupa'daki en büyük nüfusa sahip olacak ve 2050 yılında dünyanın 12. en büyük ekonomisi olacak. Hasta Adam şimdi iyileşti. Ekonomik güçle diplomatik kuvvet geldi. ABD'den sonra Türkiye Nato'da en büyük silahlı kuvvetlere sahip. Erdoğan'ın AKP hükümeti hakkında bir paradoks daha var: AKP liderliği sosyal ve ekonomik reformu Türk toplumunun yapısına sokmanın yolunun AB üyeliği sürecinden geçtiğini farketti."
TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ BARIŞIN GELECEĞİ İÇİN ELZEM
Straw, Türkiye'nin AB üyeliğinin barışın geleceği, İngiltere'nin, Avrupa ve dünyanın refahı için çok önemli olduğunu kaydederek, "İngiltere'nin AB başkanlığı sırasında benim listemin başında Türkiye'nin geleceğini AB'ye bağlamak vardı" dedi.
Jack Straw kitabının Türkiye ile ilgili bölümünü şöyle sonuçlandırdı:
"Türkiye'nin AB'ye girişi, doğru dürüst bir neden olmadan bloke ediliyor: Türkiye Müslüman. Eski Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy 'Avrupa kendi sınırlarını çizmeli' dediğinde coğrafya sınırlarını kastetmedi. Eğer bunu kastettiyse Malta veya Kıbrıs'a nasıl izin verildi. Sarkozy dini sınırları kastetti. Türkiye değil Avrupa Birliği bütün bunlardan kaybeden taraf olur. Türkiye'nin AB'ye ye ihtiyacından çok AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı var."
SON VİDEO HABER
Haber Ara