Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Faiz lobisi kimdir?

Radikal yazarı Fatih Özatay: Tam işin içinden çıkamadığıma karar veriyordum ki; birden bir ışık yandı kafamda: Kimlerin yararına olacak sorusunu bırakayım dedim bir tarafa.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-06-10 17:39:36

Faiz lobisi kimdir?


Pazar günü şu ‘faiz lobisi’ hakkında bir şeyler karalayayım diye düşündüm. Hafazanallah, “üzerine neden alındı ki?” falan diye sorgulanır da başıma bela alırım. Vazgeçtim. Ne var ki korkunun ecele faydası yok. Gazeteden aradılar: “Faiz lobisi kimdir?” sorusunu yanıtlayabilir miymişim? Hadi bakalım, gel buyur buradan yak. Yıllardır ilk defa böyle bir istek geliyor; naçar kabul ettim.

Öncelikle bir varsayım ve bir araştırma yapmam gerekti: ‘Faiz lobisi’ ne istiyor acaba? Faizlerin yükselmesini mi yoksa düşmesini mi? Faizlerin düşmesi hep iyi bir şey olarak algılandığına göre, faiz lobisinin faizlerin yükselmesini istediğini varsaymaya karar verdim. Peki, kişisel durumum nasıldı; bu köşede faizlerin yükselmesini istemiş miydim? Araştırdım ve ürktüm: Evet, son aylarda, faizlerin enflasyonun altında tutulmasının tüketimi artırarak cari işlemler dengemizi bozmak suretiyle ekonomimizi kırılganlaştırabileceğini defalarca yazmıştım. Neyse ki biraz düşününce, bu yazılardan ‘yırtabileceğime’ karar verdim. Sonuçta ekonomimizin kırılganlığını istemiyordum; herhalde dikkate alınırdı.

Ya, dikkate alınmazsa? Üstelik Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı da yapmıştım. Hemen o dönemdeki faiz kararlarımıza baktım. Göreve başladığım 16 Mayıs 2001 tarihinde politika faizi yüzde 70, görevi bıraktığım 3 Nisan 2006’da ise yüzde 13,5 düzeyindeymiş. Sadece Temmuz 2001’de bir kez faiz artırmışız. Buna karşılık, 33 kez düşürmüşüz. Oh, çok şükür. Şükür de, belki “gereğinden yüksek tuttunuz faizleri” denilebilirdi. Bu iddiaya karşı iki yanıt hazırladım: Birincisi o dönemde ortalama büyüme oranımız yaklaşık yüzde 7 idi; potansiyelimizin çok üzerinde büyümüştük. İkincisi, ben MB’den ayrıldıktan sonraki dört ay içinde yüzde 17,5’e yükseltilmişti. Demek ki bizim dönemde faiz yüksek değildi. Kurtarır mıyım? Bilemiyorum. Ama en azından Radikal’in beni yanıtını bulmakla görevlendirdiği “Faiz lobisi kimdir?” sorusuna ilk yanıtım hazır: Ben değilim.

Sonra teknik bir boyuta doğru vites yükseltmeye karar verdim: Önce tasarruf sahipleri açısından bakayım dedim. Tahvil ve hisse senedi tutanlar olabilir miydi faiz lobisi? Olamazdı. Zira hem tahvillerin hem de hisse senetlerinin fiyatını düşürürdü faiz artışı. İnsanlar servetlerinin azalmasını neden istesinler ki? Gayrimenkul sahipleri isterler miydi? Faiz artıyor diye gayrimenkul fiyatları artacak değil herhalde. Kaldı ki, yüksek faizle kim kredi alıp da gayrimenkul alacak? Mevduat tutanları ve katılım bankalarının mudilerini de ilgilendirmezdi; onların paraları bağlanmıştı artık. Uzatmayayım; şu anda cebindeki nakit parasını bir yere bağlamamış olanların işine gelebilirdi.

Peki, bankalar? Artan faizin pek işlerine yaramayacağına karar verdim: Mevduat, kredilere göre daha kısa vadeli. Yenileme vakti geldiğinde zarar eder bankalar. Üstelik tahvil fiyatlarının düşmesiyle bir de varlıklarının değerleri azalacak. Ayrıca, yükselen faiz ortamında şirketler kredilerini geri ödemekte zorlanırlarsa, bankalar da zor durumda kalacaklar. Ya, şirketler? Onların hiç işlerine gelmeyeceği açık: Daha yüksek kredi maliyeti bir yandan, düşen talep nedeniyle ciroların azalması diğer taraftan.

Elbette işin bir de döviz kuru boyutu var. Laf aramızda; bu ülkede Merkez Bankası faiz artırmıyorken ve kredi maliyetini artırıcı kararlar alınmıyorken, piyasada faizler yükseliyorsa, ya gelişmiş ülkelerin faizi yükseliyordur ya da Türkiye’ye ilişkin risk algısı artıyordur. Bu durumda, kaçınılmaz olarak döviz kuru artar.

Yanıtı nihayet buldum gibi: Döviz cinsinden mevduat tutanlar, ceplerinde döviz bulunduranlar ve altın yatırımcıları faiz lobisinin mümtaz elemanları olabilirler. Bir de yukarıda değindiğim gibi, finansal yatırım yapmak üzere cebinde nakit parası olanlar var. Ama bir dakika: Çok sayıda ve her siyasi görüşten insandan söz ediyorum. İktidardaki partiye oy verenler, lobi oluşturup onu neden düşürmek istesinler ki? Hem iktidarlar ‘sandık’ta değişir; ortada sandık da yok.

Tam işin içinden çıkamadığıma karar veriyordum ki; birden bir ışık yandı kafamda: Kimlerin yararına olacak sorusunu bırakayım dedim bir tarafa. Öyle ya, Türkiye’nin riskini kim yükselttiyse, odur faiz lobisi. Son günlerde bizdeki faiz ve kur artışı, diğer yükselen piyasa ekonomilerinde gözlenenden çok fazla değil mi? Demek ki Türkiye’nin son günlerde riski çok arttı. Türkiye’nin riskini kim artırdı? Kim yükseltti faizi? Sanırım, tehlikeli sulara doğru bodoslama gidiyorum; burada durayım en iyisi.
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara