Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Yıldırım: Gezi Parkı olayında 20 IP'yi belirledik

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Gezi Parkı olaylarında 20 IP adresinin belirlendiğini de belirterek, şiddete teşvik eden talimatların bu adreslerden yollandığını tespit ettilerini kaydetti.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-06-08 09:05:40

Yıldırım: Gezi Parkı olayında 20 IP'yi belirledik


Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım 3. köprünün isminin değiştirilmeyeceğini söyledi. Yıldırım, Gezi Parkı olaylarında 20 IP adresinin belirlendiğini de belirterek, şiddete teşvik eden talimatların bu adreslerden yollandığını tespit ettilerini kaydetti.

Deniz Zeyrek'in Radikal'deki haberine göre Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ün rüzgâr testleri sonrasında gazetecilerle sohbet eden Yıldırım, 3. köprünün adının değiştirilip değiştirilmeyeceği sorularına, “Geri dönüş olmaz. Ne gerekçe ile değiştirilmesi isteniyor, anlayabilmiş değilim” dedi. Alevi hassasiyetinin hatırlatılması üzerine Yıldırım, “Yeni mi farkına vardık. Fatih’in yarısı Yavuz Sultan Selim. Yüzlerce okul, mahalle var. İsim bugüne kadar çok yere verildi. Bu tartışmaların gereksiz olduğunu düşünüyorum. Tarihimize takılır kalırsak birçok meseleyi biz yoruluruz, ileriye bakmakta sıkıntı çekeriz’ diye konuştu. Yıldırım şöyle devam etti: “Yavuz Sultan Selim’in sistematik bir Alevi katliamı yaptığına dair iddiaları Prof. Dr. Feridun Emecan arşiv belgeleriyle çürütüyor, ‘yok böyle bir şey’ diyor. Hatta oradaki olay, tarihçilerden aldığım bilgi, iki türk sultanının bir birine horozlanmasının sonucunda olan bir olaydır. Sen mi güçlüsün ben mi güçlüyüm meselesinden farklı değil. İşi Alevi- Sünni katliamına dönüştürmek abartılı bir şey. Gerçeklikle alakası yok.”

Adamın şalteri atıyorYıldırım, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili “polis hatalımıydı?” sorusuna, “Polis emir kuludur. Ne talimat verirseniz onu yapar. Ama şu olabilir. Ben bunların eğtimlerine katıldığım için biliyorum. Polis özellikle çevik kuvvet 30 yaş altında. Toplumsal olaylara karşı sabırlı olma eğitimi alıyorlar. Bunu bazı aşırı militanlaşmış aktivistler bildiği için fiili hareketle polisi harekete geçiremiyor. Gidiyor kulağına en galiz küfürü ediyor. Ondan sonra adamın şalteri atıyor” yanıtını verdi. Olayların inceleneceğini ifade eden Yıldırım, hukuk devletinde başka alternatifin olmadığını, aksi halde yapanın yanına kâr kalıyorsa olayların önleme şansının olmadığını vurguladı.

Taksim Dayanışma Platformu’nun yanlış seçildiğini ifade eden Yıldırım, “Doğru muhataplar değil, isabetsizlik olduğunu düşünüyorum” dedi. Platformun istediği maddelerin Taksim’le ilgisinin olmadığını kaydeden Yıldırım, “Ben bu arkadaşları tanıyorum, şaşırdığım talepler değil. Onlara anlatırım projelerin gerekliliğini, ikna olurlar. Eksik bilgiden kaynaklanıyor” dedi. İletişim kanallarının daha iyi tutulması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, “Belki proaktif hareket etmek lazım. Genellikle işe yoğunlaşıp olayların arkasından yetişmeye çalışıyoruz. olacakları öngörerek hareket etmek daha faydalı olur” dedi. Yargı kararının beklenip beklenmeyeceği sorusuna Yıldırım, “Başka yolu mu var, gayet tabii ki. Ben hâlâ iyi anlatılamamaktan kaynaklanan bir sorundur diye düşünüyorum. Tarihimize, değerlerimize kimsenin karşı çıkacağını sanmıyorum” dedi. Yıldırım gönderilen mesajların yüzde 35’inin İngilizce olduğunu dile getirerek, “Diren filan yazık memlekete. Cihan harbi mi yapıyoruz” diye konuştu.

Sosyal medyanın gücünün artık tartışılmaz olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti: “Kendi etik değerlerinin mutlaka oluşması lazım. Eğer oluşmazsa çok büyük mağduriyetlere sebep olur. Bugün bana gelebilir yarın size gelebilir. Burdan halihazırda çok büyük mağduriyetler de olur takip edemiyoruz. Ocakları yuvaları dağılan insanlar var. İnsanları galeyana getirdiler. Bunu yapanlar 20 tane IP adresiyle ilgili, hepsi tespit edildi, o adresler üzerinden sosyal medyayı yönetiyorlar. 20 IP’den yeni açılmış hesaplarla yapılmış. O gün bütün kurumlara, hacker saldırısı oldu. Bizim TİB sabaha kadar çalıştı. Toplumsal hayatımızı tehdit eden bir hale geliyor. Bu işi yasal düzenlemelerle tamamen çözmek mümkün değil. Mutlaka bunun sivil toplum inisiyatifleriyle güçlü şekilde desteklenmesi lazım.”


Haber Ara