TIMETURK yazarı Abdullah Kuloğlu'nun yazısı
Uluslararası-yahudi vesayet rejimi, yerel kemalist vesayet yanlıları eliyle AKP'ye değil ama özellikle Recep Tayyib Erdoğan'a "iktidar olabilirsin ama muktedir olamazsın" dedi. Öyle ise AKP'ye değil ama RTE'ye mukaddesatçıların göstermesi gereken şudur; "Biz ne iç ne de dış vesayet rejimine boyun bükmeden attığın her adımda seni korur ve seni yedirmeyiz" Millete düşen borç budur!.. Recep Tayyib Erdoğan ise bu tehdite karşı demokratik anlayış ve rejimin dış vesayetin etkilerine tanıdığı imkânları görmesi ve bu zaaflı anlayış ve rejimin gediklerini kapatması gerekir. Şunu anlamalıyız, demokrasi bize, içimize müdahale imkânı verdiği ve sahici bir oluş yolunu tıkadığı için DAYATILDI (ne kadar demokratik değil mi?).
Memleket içinde iki URUMUZ var;
Birincisi kemalist yerel vesayet ki daima dış vesayete teşnedir, bu sigortanın kökünden temizlenmesi lazım.
İkincisi ise dış ve iç vesayetin aktörleri tarafından körüklene körüklene Türk ve Kürt kavimleri arasında doğan ağır güven bunalımı!.. Yani "Kürt Meselesi"!
Ayrıca truva atı rölü oynayan ve bu iki meseleyi -dikkat - demokrasi şemsiyesi altında yani zaaf içinde çözmek gerektiğini ısrarla telkin eden güyya AKP yandaşı aktörler var... Bunların arasında ne yaptığını bilenler olduğu gibi, ideolojik alternatifsizlikten dolayı buna mahkûm samimiler de var.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
Hür Haber'in yazarı İlhami Işık'ın yazısı ise şöyle;
Önceden psikolojik ve siyasal algısı oluşturulmuş uluslararası boyutu da olan bir operasyon hayata geçirildi.Yani hakikaten mesele bir ağaç meselesi değildir!
Bir haftadır Türkiye'nin gündemini sarsan Gezi Parkı olayı ile ilgili görünenin bir Gezi Parkı olayı olmadığı bunun bir bölgesel savaşın yeniden dizaynı buna uluslar arası güç merkezlerin de büyük katkı verdiği sadece öne alınmış başlangıç itibariyle bir meşruiyeti olan bir eylem olarak değerlendirmek daha olur kanaatindeyim. Müsaade ederseniz evvela ülkemizden bir iki hikâye ile başlamak istiyorum. Sonradan bunun nasıl uluslar arası bir operasyon olduğunu göreceğiz. Şu anda TV'lerde uluslar arası iletişim kanallarında ortada görülen lanse edilen görüntü bunun bir halk hareketi olduğu şeklinde.. Evet, doğrudur bu bir halk hareketidir. Bütün dünyada sosyal olaylar, ayaklanmalar, devrimler, karşı devrimler halk hareketiyle olur ve içinde halk olur. Sorun bunun nasıl sonuçlanacağı nasıl sonuçlandırılmak istendiği ve sonucun ne olacağı ile ilgilidir.
Biz sokaktayken birileri darbe planladı ve yaptı
Böyle baktığımız zaman 1978-80 arası Türkiyesinde bugünün yüzlerce katı ki o zaman twitter ve facebook vs de yoktu halkın içinde olduğu gösteriler, kurtarılmış bölgeler ama hergün hergün yürüyüşler, geceli gündüzlü silahlı çatışmalar, ölümler… Bunu yapanlar kimdi biliyor musunuz? 1978-80 arası halk.Bugün TV'lerde ve gazetelere baktığımızda gencecik kızlar, fidan gibi delikanlılar, yaşlı teyzeler,dedeler, köpeği ile yürüyüşe katılanlar, sevgilisiyle kol kola eyleme gidenler beş vakit namaz kılanlar, yaşamı boyunca camiye adım atmayanlar, torununu kucağına alıp yürüyenler Kürdü,Lazı, Çerkezi Alevisi Sunnisi yani bugün gördüğümüz herkes ama herkes.. Biliyor musunuz? Aradan 20 yıl geçtikten sonra şunu öğrendik meğer bu halk haklı nedenlerle yürüyorken ve birileri ortalığı yakıp yıkarken daha büyük birileri de bunun böyle olmasını istemiş. Meğerse biz sokaklardayken birileri daha fazla sokağı teşvik ederek darbe yapmak niyetindeymiş. Ve tarihin en acı darbesini biz sokaktayken birileri planladı ve bunu başardı.
Dünya'dan acı örnekler;
İlginçtir Şili'de Salvador Allende'yi yani seçimle iş başına gelmiş bir hükümeti devirmenin ateşini Şili'li kamyoncular ateşledi. O kamyoncular haklıydılar ama eylemlerinin 10 yıllardır Pinoşe diktatörlüğünü getireceğinin farkında değillerdi. Biliyorsunuz Pinoşe iktidara geldiğinde Şili'de bugün Taksim'de gördüğümüz gibi cıvıl cıvıl insanlar, genci yaşlısı, komünizmden kurtulmayı sevinenler günlerce mahallerinde, bölgelerinde bunu kutladılar. Yine ilginçtir Belgrat yönetimi Saraybosna'ya saldırırken Belgrat'da o dünyanın en güzel kızları, erkekleri havai fişeklerle kutlama yapıyorlardı. Ama onlar bilmiyordu ki tarihin en büyük zulmü o gün yaşanıyordu.
İtalyan başbakanı Aldo Mora tarihin seyrini değiştirmek soğuk savaşı bitirmek için komünistlerle koolisyon yapma kararı almıştı. Bu karar dünyanın seyrini değiştirecek bir karardı ama ne yazık ki solun eliyle ölüdürüldü ve soğuk savaş kat be kat azgınlaştı.
Bu Pazar NTV'de Hitler belgeselini izledik örneğin. Milyonlarca Alman, kızlı,erkekli,yaşlısı, genç,çocuk cıvıl cıvıl Hitleri kutluyorlardı.Sevinçlerini günlerce meydanlarda sürdürdüler.Ama bilmiyorlardı ki bu sevinç 53 Milyon insanın ölümüyle sonuçlanacaktı.
Bugün Şam sokaklarında ve meydanlarında binlerce insan Esad yanlısı gösteriler yapmakta ama aynı dakikalarda Esad füzeleri kendi şehirlerini yerle bir etmekteydi..
Yani demek istediğim romantizmle, her dakika beynimize işleyen bu psikolojik hareketin farklı farklı renklerin bize yansıtılması bunun doğru olmadığını acı tecrübelerle öğrenmiş bulunmaktayız.
Süreci okuyan iki yazı
Yazarlar, Gezi Parkı olaylarını yorumlamaya devam ediyor. İşte Süreci okuyan iki yazı:
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-04 15:56:50
SON VİDEO HABER
Haber Ara