Amerikan Türk Konseyi Konferansı başladı

Amerikan Türk Konseyi (ATC) yıllık konferansı başkent Washington'da başladı. Bu yıl 32.'si gerçekleşen organizasyon ATC, Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK), Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi (DEİK) ve Türkiye'nin Amerikalı Dostları (AFOT) işbirliğiyle düzenleniyor.

Organizasyon kapsamında gerçekleşen bankacılık ve finans, eğitim, savunma ve güvenlik gibi oturumlarda Türk-Amerikan ilişkileri farklı boyutlarıyla ele alınıyor.

Türkiye'den ve ABD'den bir çok tanınmış ismin katıldığı programda konuşma yapan Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, ATC konferansının önemine değindi. Konferansın ABD–Türkiye ilişkileri konusunda Washington'da gerçekleşen en önemli program olduğunu ifade eden Tan, organizatörlere gösterdikleri çabadan dolayı teşekkür etti. Tan, organizasyonun iki ülke insanını bir araya getirdiğini ve uygun tartışma ortamı sağlanması adına ciddi katkıda bulunduğu kaydetti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın zamanda Başkan Barack Obama'nın davetiyle Washington'a geldiğini hatırlatan Tan, ABD ile Türkiye ilişkilerinin hiç olmadığı kadar iyi olduğunu ve daha da ilerlemesi için çalışılması gerektiğini söyledi.

Ortadoğu'da son dönemde yaşanan gelişmelere de değinen Tan, "Bölgenin geleceği için yatırım zamanıdır. Açık bir şekilde söylemek gerekir ki birçok zorluklar vardır. Suriye en merkezi ve en acil olanı." şeklinde konuştu. Suriye'deki yaşananların despot rejime karşı barışçıl bir başkaldırı olduğunu ifade eden Tan, Türkiye'nin Suriye halkının yanında olacağını ve desteğine devam edeceğini kaydetti.

Tan, İran'ın nükleer programı konusunda ise Türkiye'nin bölgedeki hiçbir ülkede istemeyeceği gibi bu ülkenin de nükleer silah edinmesine karşı çıkacağını ifade etti. Diplomasinin İran nükleer programı probleminin çözümünde tek yol olduğunu vurguladı.

Türk ekonomisindeki pozitif gelişmelere de dikkat çeken Tan, Türk ekonomisinin son yıllarda harika performans gösterdiğini, dünyanın 16., Avrupanın ise 6. büyük ekonomisi olduğunu kaydetti. Tan, son 10 yılda gerçekleşen yapıcı reformların ülkenin makro ekonomik temellerini güçlendirdiğini belirtti.