CHP'li Loğoğlu: Bu uyanış, gönül ve zihinlerin uyanışıdır
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, "Türk kamuoyu Gezi Parkı olaylarından önceki Türk halkı değildir. Bir uyanış vardır. Bu uyanış gönül ve zihinlerin uyanışıdır. Bunun siyasi sonuçlarını da göreceğiz." dedi.
CHP Genel Başkan Yardım
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-03 10:07:12
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk ve CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, bir süredir devam eden eylemlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. CHP Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu, "Bu olaylar geldiğimiz nokta itibariyle AKP'nin artık sıfırı tükettiğinin en belirgin göstergesidir. Halk birikmiş öfkesini, birikmiş memnuniyetsizliğini, mutsuzluğunu, rahatsızlığını artık yeter diyerek haykırmakta, dile getirmekte. Bunu yaparken polisin olmadığı tüm noktalarda bu gösteriler sevecen bir ortamda cereyan etmekte, polis müdahale ettiğinde işler çığırından çıkmaktadır. Bütün olumsuzluklara rağmen baktığımız olay demokratik bir halk hareketidir. AKP hala bunu görememektedir. Bunu birkaç çapulcuya, provokatörlere, ideolojiye ve başta CHP'ye sorumluluğu yüklemeye çalışmaktadır." diye konuştu.
Olayların gönül ve zihinlerin uyanışı ile devrimi anlamına geldiğini ileri süren Loğoğlu, "Bunun neticesinde hükümet yine bildiğini okuyabilir ama artık Türk kamuoyu Gezi Parkı olaylarından önceki Türk halkı değildir. Bir uyanış vardır. Bu uyanış gönül ve zihinlerin uyanışıdır. Bunun siyasi sonuçlarını da göreceğiz." ifadesini kullandı.
Bu olayların sorumlusunun CHP olduğuna dair iddialar bulunduğunu kaydeden Loğoğlu, "CHP'nin bu halk hareketi ile hiçbir kurumsal bağı yoktur. Bütün partililerimiz yurttaş sıfatları ile yer almışlardır." dedi.
"HALKIMIZIN AKLI BAŞINDADIR, AKLI BAŞINDA OLMAYAN HÜKÜMETTİR"
Hükümetin ve yetkililerin tutumunda hafif yumuşamalar olduğunu söyleyen Loğoğlu, şöyle devam etti: "Daha çok timsah gözyaşları anlamında görmemiz gereken tepkiler var. Bunlar yeterli değildir. Hükümetin yapması gereken, bu tür tepkiler ile olayı yumuşatmak değil yasaklara, dayatmalara, insanlara saygısızlığa, insanlara zulüm yapan bu zihniyetten vazgeçmeleri gerekir. Bunu yapabilirler mi? Sicillerine bakarsak ve Başbakan'ın söylemlerine bakarsak hayır. Dayatmacı zihniyetin devam edeceği şeklinde bir izlenim ediniyoruz. Halkımızın aklı başındadır. Aklı başında olmayan hükümettir, AKP'nin tüm yetkilileridir. Bu olaylar Türkiye için bütün acılara sıkıntılara rağmen bir dönüm noktasıdır. Umut ışıklarının yükseldiği bir noktadır. Hepimizin, tüm toplum olarak, bu gidişata sahip çıkması, Türkiye'yi düze çıkartacak özgürlüğe götürecek bir çizginin oluşmasına bunu vesile etmemiz gerekir."
"BİZE DEĞİL SAYIN BAŞBAKAN'A ANLATSINLAR"
Loğoğlu, bir gazetecinin, "Yaralı polislerin sayısının göstericilerden daha fazla olduğu ile ilgili İçişleri Bakanlığı'nın açıklaması var. Bu durumda göstericiler mi orantısız güç kullanıyor? İkincisi Başbakan Erdoğan acaba yangına körükle mi gidiyor?" şeklindeki sorusu üzerine, "Hiç kimsenin yaralanmadığı bir ortamda olmalıydı Türkiye." cevabını verdi. Dünyanın her yerinden tepkiler geldiğini belirten Loğoğlu, "Fakat Sayın Başbakan hala 'bu proje hayata geçirilecektir', 'Taksim'e cami yapılacaktır', 'bu çapulcuların işidir' diye şimdiye kadar çok aşina olduğumuz dayatmacı tutumunu, tek yönlü tutumunu, halkın feryadını dinlemeyen bir davranış içindedir. İktidar partisi içinde başka frekanslarda konuşan insanlar var gibi. Ben bunlara aldanmayın, diyorum. İnanmıyoruz bunlara. Eğer söylediklerine inanıyorlarsa bu bakanlar, AKP'li yetkililer, gidip Başbakan üzerinde etki yapmaya çalışsınlar. Yapılması gereken o dur. Bize değil Sayın Başbakan'a anlatmaları lazım." ifadelerini kullandı.
"104. MADDE KAPSAMINDA CUMHURBAŞKANI'NIN BAZI ADIMLAR ATMASI MÜMKÜN"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun olaylarla ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü aradığı yönünde çıkan haberlerin hatırlatılması üzerine Loğoğlu, "Konuyla ilgili bilgimiz yok. Anayasa'nın 104. maddesine göre Sayın Cumhurbaşkanı'nın bazı adımlar atması mümkün. Tabi bunun gerekip gerekmediği, uygun olup olmadığı, yararlı olup olmayacağı en azından partimiz açısından henüz değerlendirilmiş bir konu değil. Bunun üzerinde duracağız." diye konuştu. Loğoğlu, Cumhurbaşkanı'nın 104. madde kapsamında Bakanlar Kurulu'na başkanlık edebileceğini belirterek, "Çünkü şu belli, Sayın Başbakan ve Bakanları bu işi yürütemiyorlar. Birinin sahip çıkması lazım." ifadesini kullandı.
"BU ORTAMLARDA İNSANLAR ÖFKE SINIRLARINI ZORLAYACAK BİR NOKTAYA GELEBİLİYORLAR"
CHP Ankara Milletvekili Levent Gök'ün polislere yönelik ettiği küfrün hatırlatılması üzerine Loğoğlu, "Ne şiddetten ne de sözlü şiddetten yanayız. Ama bu ortamlarda insanlar öfke sınırlarını zorlayacak noktaya gelebiliyorlar. Özellikle de kendi kimliklerini, milletvekili sıfatlarını beyan etmelerine rağmen milletvekillerimizin coplarla dövülmeleri, üzerlerine kalkanla vurulması, fiziki şiddete maruz kalması... Bu şartlar altında herhalde bazı kontrol dışı hareketler de olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Loğoğlu, "Suriye'den Türkiye'ye gitmeyen şeklinde açıklamalar var. Değerlendirmeniz nedir?" sorusuna karşılık, "Trajikomik bir açıklama. Bunun hem ciddiye alınacak tarafı var hem de alınmayacak tarafı var." dedi.
KORUTÜRK: AKP MENSUPLARI KENDİ YÖNETİMLERİNİ DOĞRU YÖNLENDİRMELİ
CHP İstanbul Milletvekili Osman Korutürk'de konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Korutürk, "Sosyal medyadan tehlikeli olarak bahsediyor, twitter baş belası diyor. Cumhuriyetin kurucularının arkasından ayyaş sıfatı kullanıyor. Çok uzun zamandır Türkiye'de ilk defa görülen son derece barışçı, demokratik, insanların daha sonra çöplerini dahi topladıkları kendi içinden gelen bir hareketi yapıp, dayatmaya karşı gelenlere çapulcular diyor. Bu yaklaşımlarda olmayan AKP mensupları vardır. Onların kendi yönetimlerini doğru yönlendirmelerini bekliyoruz." diye konuştu.
TÜRMEN: AKP KENDİ TOPLUMUNU YARATMAK İSTİYOR, BUNUN ADI FAŞİZMDİR
CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen, iktidarın devleti ve toplumu AK Partileştirmek istediğini söyleyerek, "Meclis'te kanun geçirmek için muhalefete karşı fiziki güç kullanmaktalar. Kendisine karşı demokratik dayanma hakkını kullanan halka karşı TOMA'larla, biber gazları ile saldırmaktadır. Dayatarak kendi toplumunu ve devletin yaratmak çabası vardır. Bu çabanın adına faşizm denir." ifadesini kullandı.
Olayların polisin orantısız güç kullanmasından dolayı ortaya çıktığını söyleyen Türmen, "Şiddet kullanılmaya başlanınca, tabi ki şiddet başka şiddeti davet ediyor. Ondan sonra tüm olaylar şiddete dönüyor. Ama çıkış noktasının neresi olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor." dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara