Beyda ve Banyas Katliamı'nı yaşayan kadınlar anlattı
Suriyedeki muhalifler, savaşın en büyük felaketlerinden biri olarak tarif ettikleri katliamda 200’den fazla erkek, kadın ve çocuğun öldürüldüğünü ortaya koydu.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-02 01:38:13
Suriyedeki muhalifler, savaşın en büyük felaketlerinden biri olarak tarif ettikleri katliamda 200’den fazla erkek, kadın ve çocuğun öldürüldüğünü ortaya koydu.
Hükumet güçleri, bu ayın başlarında ülkenin batısında bulunan Beyda ve Banyas’ta “terörist savaşçılar”a karşı operasyon yürüttüklerini duyurmuştu.
Fakat video kareleri ve görgü tanıkları, bölgedeki mezalimin boyutlarını ortaya koyuyor.
“Benim gördüklerimi ve duyduklarımı nasıl tarif ettiğim önemli değil; bu, gerçeğin kendisi gibi olmayacaktır.”
Ümmü Abid, anlattıklarından dolayı başına bir şey gelmesinden korkarak gerçek ismini gizleyen tesettürlü bir kadın.
“Kan her yeri kaplamıştı”
İki çocuk annesi olan Ümmü Abid, Mayıs ayının başlarında Beyda’da gördüklerini anlatıyor.
“Ya parçalanmış, ya da yakılmış bir cesede basmadan yürüyemiyordunuz. Kan her yeri kaplamıştı” diyor.
Suriye devlet birlikleri ve ordu, 2 Mayıs günü, ülkenin orta kıyı kenti olan Tartus’taki Banyas’a girdi.
Birleşik devlet birlikleri, bu operasyonu “silahlı terörist gruplara karşı saldırı” olarak adlandırmıştı.
Devlete ait medya organları, 40 muhalif savaşçının öldürüldüğünü duyurmuştu. Fakat Suriyeli insan hakları gönüllüleri ve görgü tanıkları ise mezhepsel vahşi bir saldırı olarak gördükleri bu olaylarda 200 sivilin öldürüldüğünü ve yüzlercesinin de kayıp olduğunu söylüyor.
Askeri Saldırı
Video kareleri, erkek, kadın ve çocuklara ait yanmış cesetlerden, kanlı bedenlerden korkunç yaralarla geriye kalanları gösteriyor.
Bu görüntüleri bağımsız olarak doğrulamak mümkün değil, fakat BBC’yle iletişime geçen ve olay esnasında orada olduklarını söyleyen dört kadınla yapılan röportaj, bölgede korkunç bir facianın yaşandığına tanıklık ediyor.
Hepsi, 2 Mayıs sabahı köye askeri bir saldırı gerçekleştiğini söylüyor.
İhtilaflı kısımlar olmakla beraber görünen o ki bölgede tansiyon ayaklanmadan beri gittikçe yükselmiş olsa da iki taraf da muhalif savaşçıların devlet birliklerini günün erken saatlerinde pusuya düşürdüğü konusunda hemfikir.
Ulusal Savunma Kuvvetleri adındaki birlik köye girince aileler düzenli bir birlik gibi bir araya toplandı. Bölge sakinleri bu birliklerin, yakarak, talan ederek ve öldürerek kanlı bir saldırı gerçekleştirdiğini söylüyor.
Ümmü Abid “Bize saldırmaya ve pis şeyler söylemeye başladılar” diyor. “Bize erkekleri dışarı çıkmamızı aksi halde hepimize ateş edeceklerini söylediler.”
Bir hükumet yetkilisinden elde edilen videoda görünenler ise bunun ardından ne olduğunu anlamanızı sağlıyor. Askeri birlikleri Beyda meydanında; evlerin ve araçların yandığını ve yollardaki kan göletlerini görebiliyorsunuz.
Ve ardından kamera bir yola doğru hareket ediyor ve arkasında ölü bırakan bir adam görüntülüyor. Kafasının altında tutup çekildiğini gösteren kırmızı bir iz var.
Ve film bir dükkana ne olduğunu gösteren görüntülerle sona eriyor. Yer, düzgün bir saf halinde dizilmiş bedenlerle dolu.
“Vahşi çığlıklar”
Ümmü Abid “Aniden ateş kokusu almaya ve köyün her tarafından gelen adam çığlıklarını duymaya başladık” diyor.
“Yoldan aşağı doğru koştuğumda vurulmuş yerde yatan 20-30 kadar adam gördüm. Ardından kocamla kayınbabamı gördüm; ikisi de kafalarından vurulmuştu. Kocamın yüzünden geriye ağzından ve burnundan birer parça dışında hiçbir şey kalmamıştı.”
Gönüllüler ve bölge sakinleri, bunun ardından askerlerin Banyas’a komşu iki Sünni ilçesine geçtiğini söylüyor.
Devlete ait medya organları, üç gün süren operasyonlarda 40 teröristin öldürüldüğünü söylüyor fakat görgü tanıkları ise Alevi militanların yerel Sünni halka karşı uyguladıkları acımasız mezhepsel saldırıyı anlatıyor.
Kavrulmuş bedenler
Çok sayıda fotoğraf ve video, korkunç Banyas katliamı sonrasında erkeklerin, kadınların ve çocukların gelişigüzel bir şekilde bir taraf yığılmış bedenlerini ve hepsi birden öldürülmüş aileleri gösteriyor.
Bizim kendileriyle röportaj yaptığımız kadınlar da benzer sahneleri anlatıyor. Ümmü Abid, “her yerde başı kesilmiş ve kavrulmuş bedenler vardı” diyor.
“Evler ateşe verilmişti. İçindeki insanlar yanıyordu. Bir ailenin tamamı boğazı kesilmiş bir şekilde yerde yatıyordu. O kadar çok kan vardı ki.”
Bu, bu savaştaki ilk katliam değil ve sonuncu da olmayacak. Bazı uluslararası basında önümüzdeki ay yapılacak barış konferansına olan inanç dile getiriliyor.
Ve bu savaşın iki tarafı da kazanacağına inanmaya devam ediyorken, bazıları ise bunu başarma ihtimaline inanmış görünüyor ve aslında Suriye halkı, ölmeye devam ediyor.(İncanews)
Haber Ara