Demirtaş: İstanbul'da dağ olsa şimdiye kadar gençler dağa çıkmıştı
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Taksim Gezi Parkı'nda meydana gelen olaylardan dolayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümete yüklendi. Polisin Taksim'de orantısız güç kullandığını ifade eden Demirtaş, yaşanan ha
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-06-01 11:53:07
Cegerxwin Kültür Merkezi'nde gazetecilerle bir araya gelen Demirtaş, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Demirtaş, Taksim Gezi Parkı'nda meydana gelen olaylarda halkın gösterdiği direnişin meşru olduğunu savundu. Hükümeti, polisi halka karşı zulmeden bir araç haline getirmekle suçlayan Demirtaş, "Demokratik barışçıl gösterilerle bu zulmün karşısında durulmalıdır." ifadesini kullandı. Taksim ve Ankara'daki protestolara çok sert müdahalelerin gerçekleştirildiğini belirten Demirtaş, bu durumun AK Parti'nin karakterini gösterdiğini öne sürdü.
Hükümetin aklına başına alması gerektiğini belirten Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Demirtaş, şu ifadelere yer verdi: "Başbakan'ın olgun bir şekilde halın karşısına çıkıp özür dilmesi lazım. Özeleştiri vermesi lazım. Çıkıp bir kez daha halka karşı meydan okumak yerine 'biz bildiğimizi okuruz' demek yerine açık açık çıkıp 'biz bu konuda hata yaptık polisimizde hata yapmıştır. Biz özür diliyoruz halkımızdan' deyip hukuken de aşırı güç kullanan güvenlik güçleriyle ilgili derhal soruşturma başlatması lazım. Taksim'de Ankara'da direnen insanlar da son derece haklıdır. Son derece duruşları meşrudur."
Taksim'deki olaylarda milletvekillerinin öldürülmeye çalışıldığını iddia eden Demirtaş, bundan İçişleri Bakanlığı'ndan valiliğe, Emniyet Genel Müdürlüğü'ne kadar herkesin sorumlu olacağını kaydederek, "Özellikle milletvekillerimizin hedef alındığı açıkça öldürülmeye çalışıldığı durumda herkes şunu bilmeli ki vekiller sahipsiz değildir. Bunu defalarca ispatlamış olan bir halk var. Seçtiği vekile sahip çıkmasını da bilir. İstanbul Valisi bu konuda bir kez daha iyi düşünmeli dikkatli düşünmeli." dedi.
"MUHALEFETE İZİN VERİLMİYOR, İSTANBUL'DA DAĞ OLSA ŞİMDİYE DAĞA ÇIKMIŞLARDI"
Bazı yasal düzenlemelerin acil olarak yapılması gerektiğinin altını çizen Demirtaş, şöyle konuştu: "Gösteri hakkı, ifade özgürlüğü, miting yapma hakkı, yürüyüş yapma hakkı. Yani barışçıl yürüyüş ve gösterilerin kesinlikle özgür olması lazım. İnsanlar eğer sokakta konuşarak seslerini duyuramıyorlarsa, televizyonlarda konuşarak seslerini duyuramıyorlarsa, mitinglerde basın açıklamalarında konuşamıyorlarsa ya dağa çıkarlar ya da şehirde şiddet yoluna başvururlar. İnsanları dağa çıkaran politikalar tam da bu yasakçı politikalardı işte. İnanın ki İstanbul'da dağlar olsa şimdiye kadar birkaç genç daha çıkmıştı. Oradaki zulümden birkaç günlük faşizmden biri yola çıkarak baksanız gençler dağa çıkmıştı şimdiye kadar."
"MUHALEFET ALANI BIRAKILMASI GEREKİYOR"
İnsanlara muhalefet alanı bırakılmaması durumunda demokratik siyasetin gerçekleşemeyeceğini söyleyen Demirtaş, "İnsanlara itirazlarını muhalefetlerini dile getirebilecekleri alan bırakmazsanız, orada demokratik siyaset olmaz. Seçim barajı, siyasi partiler kanunu, terörle mücadele kanunu, basın kanunu bütün bunların demokratik bir reformdan geçmesi lazım. Adalet Bakanı bir takım hazırlıklarının olduğunu belirtiyorlar Ama hangi başlıklarla içerikte olduğunu bilmiyoruz." diye konuştu.
"BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE ANAYASAL DÜZENLEMELER ŞART"
Demirtaş, gelecek hafta içinde 'yol temizliği' dedikleri yapılması gereken reformları kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi. Atılması gereken adımlarla ilgili çalışmaların tamamlandığını kaydeden Demirtaş, "Bu yasal reformlar kısa sürede yapılırsa yeni anayasayı yapmak daha kolay olur. Yeni anayasada nelerin yapılması gerekiyor o ayrı bir konu. Onu belki daha sonraki günlerde önümdeki ayda uzlaşama komisyonun alacağı son karara göre yeniden biz açıklayacağız. Anayasada neler acil olması gerekir bir kez daha kamuoyuna deklere edeceğiz." dedi.
"SANKİ YENİ DOĞAN ÇOCUKLARINA İSİM VERDİLER"
Yeni yapılacak boğaz köprüsüne 'Yavuz Sultan Selim' isminin verilmesini de eleştiren Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yeni yapılacak 3. boğaz köprüsünün tartışmalarına bakın, kafa yapıları aşağı yukarı ortaya çıkıyor. Ben yaptım, ismini koydum oldu bitti. Sanırsınız ki yeni torunu olmuş çocuğuna isim koyma hakkı kendisine ait, 'ismi Yavuz Sultan Selim olsun' diyebiliyor. Olabilir mi böyle bir şey? Bütün Türkiye'yi ilgilendiren bir meseledir. Gerçekten de bu konuda demokratik bir yaklaşım sergiliyorsanız üçüncü köprü yapılsın mı yapılmasın mı bununla ilgili İstanbul'da bir referandum yapın. Hadi referandumdan 'evet' çıktı. İlla bir isim koyacaksanız kendi aranızda aile içi bir isim bulmak yerine onu da halka bir sorun bakalım. Halk belki Yavuz Sultan Selim yerine Pir Sultan Abdal ismini benimseyecek. Halk ne istiyorsa bir zahmet ona dikkat edin."
"ÇÖZÜM SÜRECİNDE REFORMLARLA KALICI BARIŞ SAĞLANIR"
Sürecin ilk aşamasının hiçbir engel çıkmadan devam ettiğini ifade eden Demirtaş, "Gözlemlediğimiz kadarıyla süreci zorlayacak sıkıntıya sokacak bir müdahalede söz konusu değil. İki tarafa bu konuda dikkatli davranıyor. Bundan sonraki aşamalar çok daha önemli tabiî ki. Aylardır neredeyse 6 aydır sürdürümüz bin bir emekle örerek getirdiğimiz bu nokta bundan sonra eğer demokratik reformlarla açılımlarla sivil bir anaysa çalışmasıyla sonuçlanırsa süreç tam anlamıyla kalıcı barışa döner." dedi.
"GERİ ÇEKİLME TEMMUZDA TAMAMLANACAK"
Gerçi çekilmenin Haziran sonu en geç Temmuz'un ortasında sonlanacağını dile getiren Demirtaş, "Artık ikinci aşama dediğimiz demokratik reformlar, anayasal süreç olacak. Öcalan'ın durumu, pozisyonu. Biliyorsunuz hala avukatları tutuklu. Avukatlarıyla ailesiyle görüşemiyor. Sadece arada bir adaya giden BDP ve devlet heyetiyle görüşüyor. Bütün bunların değişmesi gerekiyor." diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara