Mehmet Sağlam: Nobel, Türkçe ile barış vurgumuzu görmezden gelemez
TBMM Başkan Vekili ve aynı zamanda Uluslararası Dil ve Kültür Festivali Başkanı Mehmet Sağlam, bu yıl 'Evrensel Barışa Doğru' vurgusunu öne çıkaran Türk Dili Olimpiyatları'nda önemli yenilikler olduğunu söyledi. Olimpiyatların, 11. yılında uluslar ar
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-31 11:41:02
Uluslararası Türkçe Derneği (TÜRKÇEDER) tarafından düzenlenen 11. Uluslararası Dil ve Kültür Festivali hakkında Todays Zaman'ın sorularını cevaplandıran Prof. Sağlam, "Nobel Vakfı, temel amaçları ile örtüşen dostluk ve barış etkinliğimizi görmezden gelemez." dedi. Daha önce İstanbul ve Ankara'da düzenlenen olimpiyatların bu yıl 55 şehirde 99 sahne alacağını kaydeden Sağlam, böylece Türkiye nüfusunun yüzde 85-90'ı ile buluşacaklarını kaydetti. 140 ülkede olimpiyatlar için yarışan 15 bin öğrenciden 2 bininin Türkiye'ye gelmeye hak kazandığını belirten Sağlam, "Sevgi ve dostluğu öne çıkararak çocuklarımızı bir araya getiriyoruz. Dil öğrenme yarışı ile çok kültürlülük ve barış içinde bir arada yaşamayı vurguluyoruz. Burada dil öğrenen de kazanıyor, tabi ki, öğrenilen dil de kazanıyor. Kaybedeni olmayan tatlı bir yarış. BM nin de, Nobel Vakfı'nın da, Quinnes'in de dikkatinden kaçmayacak vurgular, temalar, detaylar, kayıtlar var. Temel amaçları ile örtüşme var. Görmezden gelinemez güzellikler var." diye konuştu.
"GÖNÜL ZENGİNLİĞİ BÜYÜTTÜ"
2003 yılında 17 ülkeden 62 öğrencinin katılımı ile Türkçe Olimpiyatlarının mütevazi başlangıç yaptığını hatırlatan Sağlam, 10 yılda yüzde bine yakın büyümenin temelinde 'eğitim gönüllüğü' ile 'gönül zenginliği'nin bulunduğunu vurguladı.
Uluslar arası Dil ve Kültür Festivali Başkanı Prof. Mehmet Sağlam, alanında ilk olan Türkçe Olimpiyatlarının dünyanın en büyük organizasyonlarından birine dönüşmesinin nasıl olduğu sorusuna, şu cevabı verdi: "2003 yılında mütevazı bir öğretmenimizin 'dil eğitiminde öğrencileri nasıl teşvik edebiliriz' düşüncesi ile başlıyor. Gördüğü ilgi ile de 17 ülke ile başlayıp katlanarak büyüyor. Burada birinci derecede etken; hedefi gösteren kişi, fikir babası olan Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi, ikincisi öğretmenlerimiz. Üçüncüsü de onları destekleyen, belki Türkiye'nin en zenginleri değil ama gönülleri zengin insanlar. Üçlü içinde uygulamadaki öğretmenlerimizin rolü ayrı bir durum arz ediyor. İdeali olan, dahası idealini yaşam biçimine dönüştüren örnek insanlar. İyi olma tavsiyesi kolaydır, ama iyiyi yaşayarak gösterme, örnek alınan, ideal insan olma kolay değildir. Öğretmenlerimizin bu yönünü küçük bir anekdot ile aktarmak isterim. Avrupa'nın bir şehrine giden yeni mezun öğretmenlerimiz ev kiralamak istiyorlar. Baktıkları ev sahibesi bekarlara ev vermeyeceğini söylüyor. Uygun ev bulmakta zorlanınca bir müddet sonra tekrar gidip, deneme amaçlı, kısa süreli, birkaç aylığına kiralamak istiyorlar. Anlaşıyorlar, o süre içinde iyi bir diyalog kuruyorlar, birbirlerini tanıyorlar. Ve süre dolmadan ev sahipleri fiyatı da düşürerek evi kiraya veriyorlar. Tanındıklarında takdir edilesi örnek insan yaşam tarzına sahip öğretmenlerimiz öğrencilerini de öylesine motive ediyorlar. Türkçenin kendi dillerinde olmayan seslerini çıkarmak için günlerce, haftalarca çalışan öğretmen ve öğrencilerimiz var. 10 yılda yüzde bine yakın büyümenin temelinde, fikir babası Muhterem Hocaefendi'nin teşviki, Anadolu esnafının, işadamının desteği ve öğretmenlerimizin örnek insan modeli var."
"TÜRKİYE'NİN YÖRESEL KÜLTÜRÜNÜ DE ÖĞRENİYORLAR"
Sağlam, izleyici ile buluşma açısından da rekor bir durum olduğuna işaret ederek, ilk yıllar sadece Ankara ve İstanbul'da yapılan etkinlikler için şimdi bütün Türkiye'den davetler almaya başladıklarını anlattı. Bu yıl 30 büyük şehrin yanında 25 ilin talebine de cevap verildiğine dikkat çeken Mahmet Sağlam, Türkçe Olimpiyatları'nın Türkiye nüfusunun yüzde 85-90'ı ile birebir buluşma imkanı anlamını taşıdığını söyledi. Sağlam, "Gidilen her şehir, öğrencilerimizi öğretmenlerimizi kendi imkanları ile misafir ediyor. Organizasyon giderlerini kendileri finanse ediyor. Öğrencilerimiz de sahnede, davet edildikleri şehrin türkülerini seslendirip, kültürel değerlerini öne çıkar çıkarıyorlar." dedi.
Konuk öğrencilerin bu sayede Türkiye'yi yöresel kültürleri ile de tanıdığını aktaran Sağlam, "Her yıl binden fazla öğrencimiz, bu yıl 2 bin oldu; Türkiye'yi, şehirlerimizi ve yöre kültürünü görüyorlar. Çok daha önemlisi onlarca hatta yüzü aşkın farklı dil ve kültüre sahip akranları ile tanışıp arkadaşlık kuruyorlar. Bunların öğrencilik yıllarında, çocuk yaşta tecrübe edilmesi çocuklarımız için de insanlık için de çok önemli bir kazanım. Çok kültürlülük adına, herkesi kendi konumunda kabullenip diyalog kurma, dost olma adına çok önemsiyoruz. Bu yıl 500'ü öğretmen 2000 öğrenci, toplam 2 bin 500 misafirimizi 15 gün boyunca ağırlayacağız. Antartika dışında tüm kıtalardan 140 ülkeden yarışmacımız var. Tamamen gönüllülük esasına dayalı bir yarışma." bilgisini verdi.
GUİNNES'A BAŞVURU
'Türkçe Olimpiyatları için Guinnes'e başvuruyu düşündünüz mü?' sorusunu Mehmet Sağlam, "Resmen başvurulsa birkaç rekor kayda girebilir. 10 yıl gibi kısa sürede, yüzde bin, çığ gibi büyüme, lisan yarışması ve kültür şöleni olarak böylesine geniş katılım gibi özelliklere ait bir kayıt ben bilmiyorum. Bir şey daha var; bütün bunlar sivil toplum eliyle yapılıyor olması. Bu bana göre çok daha önemli bir özellik. Dünyada bir STK tarafından bu çapta bir organizasyon ben bilmiyorum." diye cevapladı.
Sağlam organizasyonun bütçesinin nasıl hazırlandığını ise şöyle anlattı:
"Bu sorunun cevabı yurt dışındaki bini aşkın Türk okullarının finansmanı sorulduğunda verilmişti aslında. Anadolu insanının, eğitim hizmetlerine adanmış-inanmış bu toprağın insanlarının gönül zenginliği ile oluştu o okullar. Burada da cevabımız aynı olacak. Çünkü olimpiyatın omurgasını da, organlarını da, tatbikatını da dünyanın dört bir yanındaki Türk okulları oluşturuyor. Türkiye'nin herhangi bir ili, bazen ilçelerindeki eğitim gönüllüleri dünyanın farklı bir köşesindeki bir okulun finansmanını üstleniyorlar. Mütevazi imkanlarla başlayan eğitim faaliyeti bulunduğu şehirde takdir toplayarak büyüyor. Ve kendi gelirleri ile hizmet üretir hale geliyor. Türkçe Olimpiyatlarımız da mütevazi şartlarda, mütevazi imkanlarla, hatta mütevazi ödüllerle başladı. Zaman içinde gördüğü ilgi ve takdir ile büyürken oluşan marka değeri bütçeyi de büyüttü. Türkiye'nin dünyada adından söz ettiren, sıralamaya giren firmaları, markaları olimpiyatımız için sponsor oluyor. Ulaşımından, konaklamasından, telekomünikasyonundan ödüllere kadar onlarca sponsorumuz var."
EVRENSEL BARIŞ TEMASI
'Evrensel barış' temasının bu yıl öne çıkarılmasını ise Sağlam, "Evet bu yıl sloganımız, 'Evrensel barışa doğru'. Aslında önceki yıllarda da hep, 'sevgi, dostluk ve kardeşlik' vurgusunu öne çıkardık. Dünyanın dört bir yanında barışa olan hasret ve özlem tavan yapmış durumda. Ama bu değerler her zaman ve her mekanda geçerli değerler. Dünyanın dört bir yanında yaşanan acı, ıstırap ve göz yaşı dinse de insanların mutluluğu için atılacak adımlar hep olacaktır. 'Sevginin dili ile konuşuyoruz' derken de, 'evrensel barışa doğru' derken de hep o ideale; her zaman ve mekanda geçerli olan değerlere vurgu yapıyoruz. Bu topraklar medeniyetlere beşiklik yapmış. Amerikan yazar Leonard Cottrell yarım asır önce yazdığı kitabında bu topraklar için 'medeniyetlerin örsü' der. (The anvil of civilization by leonard cottrell). Demirin üzerinde dövülerek şekillendiği örs gibi bu topraklar da medeniyetlere ev sahipliği yapmış. Şimdi 140 ülkenin, farklı kültür, dil ve lehçelerine sahip çocuklarımız bu topraklarda buluşuyor. Medeniyetlerin örsü şimdi kültür şölenine ev sahipliği yapıyor. Barış ve sevgi vurgusunun buradan böylesine katılımla tekrarlanması tarihi derinlikle de örtüşüyor. Bu da ülkemizi barış ve sevginin ana vatanı olarak öne çıkarıyor." sözleriyle açıkladı.
DİL EĞİTİMİNDEN ULUSLAR ARASI KÜLTÜR FESTİVALİNE
Mehmet Sağlam, olimpiyatlar ile Türkiye veya Türkçe propagandası yapıldığına dair eleştirilere ise sitem etti. Sağlam, bununla ilgili şunları söyledi: "Öncelikle eleştirileri daha iyiyi, daha güzeli aramamıza vesile olarak değerlendiriyoruz. İddia ve suçlama varsa da eleştirileri dikkate alıyoruz. Zaten haksız bir suçlama ise kimseden kabul de görmüyor. 10 yıldır görüldüğü üzere barış, dostluk ve sevgiyi öne çıkarıyoruz. Çocukların, öğrencilerin farklı bir dil öğrenmesini teşvik ediyoruz. Olimpiyatlardaki yarışmacıların büyük bölümünü yetiştiren dünyanın dört bir yanındaki Türk okulları da öğrencilerine bir yerel dil, bir evrensel dil öğretirken bir de seçmeli dil eğitim fırsatı sağlıyor. Gönüllü olarak yarışan öğrenciler, tam bir olimpiyat havasında önce kendi okullarında, ülkelerinde başarılarını kanıtlıyor. Sonra yıl sonunda güzel bir tatil anlamında ülkemize geliyor. Maddi-manevi hazzını yaşacakları kayda değer ödüller alıyorlar. Dil öğrenen de kazanıyor, öğrenilen dil de kazanıyor. Kazan-kazan esası işliyor. Çocuk yaşta uluslar arası olimpiyatlara katılma, sahne alma tecrübesi gibi yaşamları boyunca olumlu etkisini hissedecekleri birikimle ülkelerine dönüyorlar. Pek çoğu ömür boyu sürdürecekleri arkadaşlık ve dostluklar kuruyorlar. Bütün bu güzellikler eğitim gönüllüleri için yeter kazanımlardır. Propaganda gibi bir kelime bile bu güzellikle yan yana gelemez. Zaten olimpiyatlarımız giderek uluslar arası bir kültür festivaline dönüşüyor."
'Türkçe Olimpiyatları' olarak bilinen organizasyonun her yıl büyürken kendini yenileyen geliştiren bir özelliği de olduğuna vurgu yapan Sağlam, "9. Yıl etkinliklerinin kapanış ve 10. Yıla hazırlık değerlendirmelerinde bunu çok net yaşadık. 10. Yıl için misafir öğrencilerimizin kendi ülkelerini, kültürel zenginliklerini tanıtacakları stantlar kuralım istedik. Bu stantları geçen yıl Ankara Altınpark'ta on binlerce insan ziyaret etti. İzleyicilerin ilgisi bu kararın isabetini de gösteriyordu. Bu yıl organizasyonumuzun resmi adı da yenilendi. Türkçe Olimpiyatları artık Uluslar arası Dil ve Kültür Festivali kapsamında gerçekleştirilen iki önemli organizasyondan biri. Diğeri Uluslar arası Dil ve Kültür Festivali kapsamında gerçekleştirilen Kültür Şöleni. Etkinliklerimiz öncelikle Kültür Şöleni ile başlıyor. 24-25-26 Mayıs tarihlerinde 140 ülkeden gelen öğrencilerimiz kendi ülkelerinin kültürel değerlerinizi zenginliğini ülkemize taşıyıp tanıttı. Geçen yıl Ankara'da açılan stantların çok daha gelişmişini bu yıl İzmir'de gerçekleştirdik. Uluslar arası İzmir Fuar alanı bu yıl çok farklı etkinliğe ev sahipliği yaptı. Devletlerin, kurum ve kuruluşların kültürel tanıtımı da bir şeydir. Ama çocukların kendi kültürlerini tanıtmalarına fırsat verilmesi gerçekten görülesi güzellikle masumlukta tam bir şölendir." şeklinde konuştu.
"BM'NİN DE TAKDİRİ GÖRMESİ LAZIM"
Türkçe Olimpiyatlarının arkasında devlet olduğu iddiasını ise Sağlam, "Bir yere kadar anlayabiliyoruz bu iddiaları. Şöyle ki, yeryüzünde benzeri olmadığı için art niyet olmadan organizasyonun arkasında devlet olduğunu düşünenler olabilir.
Sivil toplumun ortaya koyduğu ikinci bir örneği yok bunun. Kaldı ki, dünyanın en zengin, ilk 10 -15 ülkesinden biri de değil Türkiye. Buna paralel olarak eğitim gönüllüleri de servet sahibi zenginler değil. Birincisi bu işin katılımcısı, destekçisi, sempatizanı çok. Bir de gönül zengini insanlar. Şimdi bu gönül zenginliğini izah etmek de anlamak da öyle kolay değil. Ama iyi niyetli cevap arayanlar bu zorluğu aşabiliyor, onun için de 10 yılda yüzde binlik büyüme gerçekleşiyor." dedi.
'Uluslar arası örgütlerden bir tepki alıyor mu?' sorusuna da Mehmet Sağlam, önceleri kuşku ile yaklaşıldığını belirterek, şunları dile getirdi: "'Türkiye kendi dilinin üstünlüğünü kanıtlamak mı istiyor' gibi değerlendirmeler oluyordu. Şimdi bunlar geride kaldı. İnsanlığın ortak değerlerinin öne çıkarıldığı, farklılığın barışa engel olmayacağının kanıtlanmaya çalışıldığı artık kabul gördü. Değişik ülkelerde seçkin üniversitelerin öncülüğünde, pek çok bilim adamının katılımı ile uluslar arası bilimsel toplantılar düzenleniyor. Hizmet Movement hakkında bilimsel makaleler yazılıyor. Bini aşkın okul ile dünya eğitimine katkı, dolayısıyla sevgi ve barışa katkı sunulmasının fikir babası Sayın Gülen başta olmak üzere Türkçe Olimpiyatları da bilim dünyasından takdir görüyor. Elbette BM'nin de Nobel'in de bunu görmesi lazım. Türkiye'nin devlet desteği alınmadığı gibi 140 ülkedeki yarışmalarda da hiçbir devletin desteği alınmıyor, tamamen sivil bir organizasyon daha fazla görmezden gelinemez. Nobel'in de temel amaçları ile örtüşüyorsa yaptığımız sevgi ve barış vurgusunu elbette görüp takdir edeceklerdir."
SON VİDEO HABER
Haber Ara