Sırrı Süreyya Önder diyor ki "Anayasa komisyonunda aslında 6 partiyiz. AKP, BDP, MHP ve 3 ayrı CHP."
Aynen bunu söyledi Swoboda. " CHP'nin Kürt siyaseti konusunda nerede durduğunu anlayamıyoruz. Sosyal Demokrat bir Parti olarak Kürt sorunun çözümünü istemiyormuş gibi izlenim vermesini çok garipsiyoruz. CHP tavrını netleştirmeli"
Böyle konuşuyordu Swoboda. Tam " CHP lideri kendisine konuşulduğu gibi konuşmak zorunda değil. Kendisine ne denirse densin o tavrını üslubunu korumalı" diyordu ki, kapı çaldı, bir kağıt parçası getirdi danışmanı. Swoboda kağıda baktıktan sonra "görüşmeyi iptal edelim"dedi. Anladık ki Kılıçdaroğlu ile yapacağı ikili görüşme.
Odada bulunan biz gazetecilere krizi yansıtmadı ama şu cümleyi sarf etti " Kılıçdaroğlu bir lider olarak onu zor pozisyonlara düşüren danışmanları konusunda bir şeyler yapmalı"
Ne olduğunu toplantı bittikten sonra anladık.
Ve kastettiğinin Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu ya da Umut Oran olmadığını.
Ama esas anlatmak istediğim bu değil. Anlatmak istediğim gerek komisyon bürokratlarıyla, gerekse parlamento üyeleri ile yaptığımız görüşmelerde ortaya çıkan hava şu "CHP Kürt sorunun çözümünü istemiyor gibi bir tavır içinde ve ne istediğini de anlatamıyor".
CHP Avrupa Birliği nezdinde "Sosyal Demokrat" parti kimliğinden giderek uzaklaşıyor. Benim gözlemlediğim bu. Oysa şu anda rüzgar Sosyalist hükümetlerden, sosyal politikalardan yana esiyor Avrupa'da.
Yapılan değerlendirmelere bakınca Anamuhalefet Partisi CHP'nin hükümete güçlü bir alternatif olduğu inancı giderek zayıflamakta. Dolayısıyla Swoboda'ya ultra tepkiler vermek yerine belki de kriz yönetimleri konusunda bir az daha dikkatli davranmak ve "biz çözüm süreci hakkında hiç bir şey bilmiyoruz" söyleminin dışına çıkıp daha somut ve yapıcı muhalefet geliştirmek CHP adına daha yararlı olacak gibi görünüyor.
Çünkü yıldızı parlayan bir başka parti var AB'nin önünde: BDP !
AB Parlamento'sunun bir üyesi bana şu tespiti yaptı "BDP kendini Kürt milliyetçisi bir parti olmaktan çıkarıp, daha geniş tanımlarsa ve mesela içine yeşilleri, sosyalistleri alıp daha sosyal demokrat ve Türkiye'nin geneline hitap eden bir duruma gelirse ana muhalefet olur. Sosyalist Enternasyonal'de de gerçek ortağımız"
Durum bu.
Bir not daha...
Swoboda ile CHP arasında yaşananlar, iyi bir kriz yönetimiyle basına yansıtılmaktan kurtarılsaydı muhtemelen Swoboda'nın şu tespitleri de basına yansıyacaktı.
"Hükümetin demokratikleşme konusunda yavaşladığını gözlemliyoruz. ifade ve basın özgürlüğü konusunda ciddi sıkıntılar var. Çözüm süreci çok başarılı bir adım ancak reformlarla ve yeni bir Anayasa ile pekiştirilmeli. Başkanlık sistemi Türkiye'nin kendi iç meselesidir ama hükümetin önerisinde biz yeterli bir check and balance (kuvvetler ayrılığı) göremiyoruz. Bu bizim açımızdan düşündürcü "