Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İşkence davasındaki mağdur Özdemir: Nostalji olsun diye müdahil olmadım

Öğretmen iken 1980 yılında 31 yaşında cezaevine düşen Sait Özdemir, kendisine işkence ettiklerini ileri sürdüğü gardiyan ve cezaevi müdürünü mahkemeye verdi. Bursa Adliyesi'nde açılan davanın üçüncü duruşmasından sonra açıklamalarda bulunan Özdemir,

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-23 14:20:52

İşkence davasındaki mağdur Özdemir: Nostalji olsun diye müdahil olmadım
Öğretmen iken 1980 yılında 31 yaşında cezaevine düşen Sait Özdemir, kendisine işkence ettiklerini ileri sürdüğü gardiyan ve cezaevi müdürünü mahkemeye verdi. Bursa Adliyesi'nde açılan davanın üçüncü duruşmasından sonra açıklamalarda bulunan Özdemir, "Netekim Kenan Evren'in sanık olduğu davaya müdahil oldum. Biz, nostalji olsun diye bu işe girmedik." dedi.

Ordu'nun Aybastı ilçesi Sarıyer köyünde, 1980'de eş ve çocuklarından ayrılıp cezaevine düşen Sait Özdemir, darbe döneminde cezaevinde kendisine işkence ettiklerini ileri sürdüğü İmralı Cezaevi'nde başgardiyan olarak görev yapan Ş.Ü. (55) ve dönemin Bursa Özel Tip Cezaevi 2. Müdürü N.B. (54), dönemin cezaevi müdürleri R.Ç. ve idari yöneticiler Z.B. ile G.Y. hakkında 'işkence' suçundan cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunmuştu.

Soruşturmayı tamamlayan cumhuriyet savcısı, sanıklar hakkında 12 yıla kadar hapis istemiyle Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Davanın üçüncü duruşması bugün yapıldı. Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, Ş.Ü., bugün tekrar hakim karşısına çıktı. Dönemin Bursa Özel Tip Cezaevi 2. Müdürü N.B., dönemin cezaevi diğer müdürleri R.Ç. ve idari yöneticiler Z.B. ile G.Y. ise bu duruşmaya katılmadı. Mahkeme heyeti, o dönemde revirde infaz koruma memuru olarak görev yapan N.V. ve T.E. ile mahkum T.K.'yi şahit olarak dinledi.

"SİSTEMLİ BİR İŞKENCE YAPILMADI"

Mahkemede tanıklık yapan dönemin gardiyanları sistemli bir işkence yapılmadığını belirterek, şunları söyledi: "O dönemde bir tünel bulunmuştu. O yüzden koğuşlarda zaman zaman aramalar yapılıyordu. Bazı mahkumlar, arama sırasında direnince yaşanan arbedelerde hem gardiyanlardan hem de mahkumlardan yaralananlar oluyordu. Bunlara revirde gerekli müdahaleleri yapılıyor, durumu ciddi olanlar hastaneye sevk ediliyordu." görüşünü dile getirdi.

Artvin'deki Dev-sol davasından dolayı Erzurum'da yargılanıp ceza aldıktan sonra 1988 yılı haziran ayında bir grup arkadaşıyla Bursa'daki cezaevine sevk edildiklerini anlatan şahit T.K. ise "Ağustos ayına kadar bir sorun olmadı. Ardından aramalar başlatıldı. Koğuşlar aranırken, bizi havalandırmaya çıkarırlardı. O an üzerimizde ne varsa o halde dışarıya çıkardık. Ağustos ayında güneşin altında, sıcak havada bizi bekletirlerdi. Bizim kaldığımız koğuş havalandırmayı direk görüyordu. Diğer koğuşta kalan müşteki Sait Özdemir'in de sıcak havada don ve atletle bekletildiğini bir kaz kez gördüm. 30 Eylül'de tünel arama bahanesiyle bizi bu kez koridora çıkardılar. bu sırada mahkumlar hücrelere kapatıldı. Ben o sırada Sait Özdemir'in sanık Ş.Ü. tarafından darp edilerek hücreye kapatıldığını hatırlıyorum."

HİKMET ÇETİN DE TANIK OLACAK

Dönemin mahkumlarından T.K.'nın şahitliğinin ardından söz alan sanık Ş.Ü. de şahit T.K.'nın da aralarında bulunduğu 12 kişinin tünel kazma olayına karıştığını belirterek, o döneme ait gazetede yayınlanan gazete haber fotokopisini mahkemeye delil olarak sundu. Mahkeme heyeti, aralarında dönemin SHP Milletvekili Hikmet Çetin'in de bulunduğu 3 kişinin talimatla şahit olarak ifadelerinin alınması için yazı yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.

Eşi Sündüz Özdemir ve avukatı ile birlikte adliyeden ayrılan Sait Özdemir, duruşmayı gazetecilere değerlendirdi. Sait Özdemir, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davada müdahil olduğunu söyledi. Bursa'da başlayan işkence davasının sesinin Ankara'da duyulduğunu anlatan Özdemir, şunları kaydetti: "Bursa'daki bu başlayan davanın dosyası Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan darbe suçlularının dosyasına iletildi. Davada bireysel manada, sadece benim müdahilliğim kabul edildi. Mahkeme, önemli bir karara imza atarak, somut delili olmayan kimselerin müdahilliğini kabul etmeyecek."

"BAZI SAVCILAR İŞKENCE SORUŞTURMALARINA ZAMANAŞIMI UYGULUYOR"

Özdemir, 2010'da yapılan anayasa referandumu sonrası, darbecilerin yargılanmasını engelleyen 15. maddenin kaldırılmasına rağmen bazı bölgelerde savcıların, işkence şikayetlerinde zamanaşımı uyguladığını öne sürdü. Özdemir, "Bazı illerimizde cumhuriyet savcılarımız, 15. maddeyi engel göstererek 'işkenceciler, darbeciler yargılanamaz' diyordu. Benim müdahilliğim ve davamın dosyası Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ana davada kabul edilince savcılarımızın soruşturmaları da artık netlik kazandı. Müdahilliğin anlamı özgür, eşit ve demokratik bir Türkiye'nin geleceğinin müdahilliği demektir. Bizim müdahilliğimiz nostaljik olarak bir müdahillik değil, geleceğin yeni Türkiyesinin kurulması anlamına gelen bir müdahilliktir." diye konuştu.
SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara