Can Paker: Vatandaşlara yeni bir devletle karşı karşıya olduğumuzu söylüyoruz
Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Paker, bölgenin insanlık dışı davranışlara tanık olduğunu savunarak, "Vatandaşlara yeni bir devletle karşı karşıya olduğumuzu söylüyoruz." dedi.
Bölge gezisinin son durağı olan Muş'
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-18 11:21:40
Bölge gezisinin son durağı olan Muş'ta gazetecilere değerlendirmede bulunan Can Paker, Muş halkının heyet üyelerini çok sıcak karşıladığını belirtti.
Konuşmalardan ve izlenimlerden halkın barışa çok büyük özlem duyduğunu sezdiklerini ifade eden Can Paker, barış özleminin bu bölgede daha fazla olduğunu söyledi. Bu barış süreciyle silahların konuşmadığı ve demokrasinin tartışıldığı döneme girildiğini ifade eden Paker, "Süreç sonunda silahlar susacak ve demokratik bir siyaset platformu başlayacak. Yani Türkiye'nin demokratikleşmesi silahlar sustuktan sonra, Türkiye'de yaşayan bütün insanların müştereken yapacağı bir mücadele olacaktır. Bugüne kadar güvenlik nedeniyle çıkan ve bazı demokratikleşme süreçlerini durduran birçok yasa var. Güvenlik nedeni ortadan kalktıktan sonra, o zaman Türkiye bu yasalardan uzaklaşıp daha demokratik yasalara gitmeye başlayacaktır. Bu sürecin öyle çok kısa bir şey olmadığını, uzun yıllar sürebileceğini anlatmaya çalışıyoruz." dedi.
"ÜLKEDE İNSAN HAKLARI SORUNU VAR"
Dün ziyaret ettikleri Korkut'un Altınova beldesinde çok büyük dramlar yaşandığını ifade eden Paker, sözlerini şöyle sürdürdü: "O dönemde insanlar canlı canlı evlerin içinde yakılmış. O insanları canlı canlı yakan kişiler, o zaman herhalde ordu mensubuydu. Bunların ruhsal dengesinin çok yerinde olmasına imkân yok. Böyle bir cinayeti Türk ordusunun hepsine mal etme imkânı yok ama önemli olan, bu tür şeyleri mümkün kılan bir ortam oluşmuş olması ve bu insanlardan da seneler içinde hiç hesap sorulmamış olması. O insanlar şikâyetlerini yapıyorlar. Demokratikleşme süreci başladıktan sonra bunların çok hızlanacağını düşünüyorum çünkü insanlık dışı davranışlar olmuş. Şimdiye kadar olan yasalar güvenlik nedeniyle bireysel hakları ihmal edebiliyor ama güvenlik sorunu ortadan kalkarsa bireysel hakların önünün açılması imkanlar dahilindedir."
"Türkiye'de, gerçekten uzun yıllar sadece Kürtlerin değil, pek çok zümrelerin bireysel hakları ezildi." diyen Paker, "Buna dindarlar ve Hristiyan azınlıklar da dahil. Dolayısıyla ben bunu bölge sorunundan ziyade Türkiye'de genel olarak eksik olan insan hakları sorunu olarak görüyorum. Bölgenin özelliğiyle ise, diğerlerine karşın, burada silahlı bir mücadele ortaya konmuş olması. Bunun dışında temel olarak felsefi olarak mesele insan hakları sorunudur. Kürtler için de bu böyledir, dindarlar için de, azınlıklar için de bu böyledir. Türkiye'de kendi yarattığı bir insan tipini topluma empoze etmeye çalışan bir devlet uzun yıllar iktidarda kaldı ama toplum bu dar elbiseyi giymedi, giymiyor, kendi öz varlığından vazgeçmiyor. Dolayısıyla yeni dönemde artık insan haklarının çok ciddi ele alınacağını düşünüyorum." şeklinde konuştu.
"O ZAMANKİ DEVLETLE BUGÜNKÜ DEVLET ARTIK BİRBİRİNDEN FARKLI"
Geçmişte devlette asker ve sivil bürokratların siyaseti tayin ettiğini kaydeden Paker, "O zamanki devletle bugünkü devlet artık birbirinden farklı. O zamanki devlette asker ve sivil bürokratlar siyaseti tayin ediyordu. Onların kendine göre bir dünya görüşü vardı ve toplumu ona göre şekillendirmeye çalışıyordu fakat sonraki yıllarda artık seçilmiş insanlar, siyasetçiler devletin nasıl çalışacağını tayin ediyor. Dolayısıyla o zamanki devlet ile son zamanlarda oluşan devlet arasında nitelik olarak fark var. Yeni bir devletle karşı karşıya olduğumuzu söylüyoruz. Eski devletin halen kalıntıları var. Tamamen bitmedi çünkü süreçler bir anda bitip bir anda başlamaz. Vatandaşlara da yeni bir devletle, yeni bir iradeyle karşı karşıya olduklarını anlatmaya çalışıyoruz. Onun için hep beraber umutlu olmamızda objektif nedenler sunuyorum çünkü muhatap oldukları devlet ayrı. Son yapılan araştırmalarda barış sürecini, Türkiye'deki insanların yüzde 81'i istiyor. Bu çok ciddi iradedir ve bu irade de bir umudun temelidir. Yüzde 81'lik bir talebi her siyasi iktidar dikkate almak durumundadır." ifadelerini kullandı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara