Neden dedikodu yapıyoruz?
Dedikodunun tanımı, toplumsal ve ahlakî pek çok kritere göre değişiklik gösteriyor. Kimilerine masum bir eğlence gibi gelen dedikodu, kimileri için dostlukları bitirmede yeterli sebep olabiliyor. Değişmeyen ise altında yatan psikolojik nedenler ve zararları…
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-17 10:17:08
Çeşitli tanımları olsa da ‘Başkalarını çekiştirmek ve kınamak üzere yapılan konuşma’ diye özetleyebileceğimiz dedikodu, hepimizin hayatında benzer nedenlerle bir şekilde var. Genel itibarıyla kadınlara atfedilen, ancak her iki cinsin de aynı derecede ortaklık ettiği ‘başkası hakkında konuşma’ eyleminin zararlarından da herkes aynı ölçüde nasibini alıyor.
Neden dedikodu yapıyoruz?
Başkalarını kötüleyerek kendini temiz, dürüst ve yüce görme duygusunu tatmin eden dedikodu, ‘onlar hata yapar ama ben yapmam’ demenin dolaylı, öfke ve kıskançlığı yatıştırmanın ise kolay yolu. Günümüzde alenen yapılan bir iş olmaktan çok satır arası bir eylem halini alan dedikodunun altında yatan belli başlı nedenler şöyle…
Can sıkıntısı
Bazıları dedikodu yapıyor olmalarını can sıkıntısı gibi basit bir gerekçeyle açıklıyor. Ancak başlı başına dedikodu yapmak için bir gerekçe olmayan can sıkıntısı, eğer kişi zayıfsa, hayal kırıklığına uğramışsa, bir şeye ya da bir kimseye karşı kıskançlık duyuyor ya da özgüven eksikliği yaşıyorsa bu durum o kişiyi dedikoduya sevk ediyor.
Öfke nöbeti
Statü farkından dolayı bir kimseyle yüzleşemiyor olmak da rahatlama amacıyla o kimsenin dedikodusunu yapmaya sebebiyet verebiliyor. Mesela işvereni ya da öğretmeniyle hesaplaşamayan bir kimse, duyduğu öfkeyi onun arkasından konuşarak yatıştırmaya çalışıyor
Kıskançlık
Dedikodunun ardında yatan neden kıskançlık da olabiliyor. Kişi, kıskandığı kimsenin dedikodusunu yaparak insanların ondan nefret etmesini sağlamaya çalışıyor. Ancak kıskançlık yüzünden yapılan dedikodu, kişinin özgüveninin onarılmaya ihtiyacı olduğu anlamına da geliyor.
Değerli hissetme çabası
İnsanlar, diğerlerini yargılarken aslında onları kendilerinden daha aşağı bir pozisyona koymak, dolayısıyla kendilerini daha değerli hissetmek gibi bir amaç içinde olabiliyor. ‘Şu adam da hiçbir şeyi doğru yapamıyor.’ cümlesinin altında, ‘O adam benimle karşılaştırılamaz bile. Ben her şeyi doğru yapıyorum. Mükemmelim.’ anlamı yatıyor.
Çevre edinme ve kabul görme isteği
Dedikodunun önemli nedenlerinden birisi de çevre edinme ve girilen bir çevrede kabul görme isteği. Bir şeyler paylaşmanın insanları yakınlaştırdığı bilinen bir gerçek olsa da bazıları paylaşım olarak üçüncü kişilerin özel bilgilerini tercih edebiliyor.
Rahatlatıyor gibi görünse de...
Geçtiğimiz yaz, dedikodunun sosyal faydaları olduğu yönünde bir araştırma yayınlayan Kaliforniya Üniversitesi psikoloji bölümü, dedikodunun olumsuz davranışlar üzerinde denetleyici etkisi olduğunu ve stresi azalttığını açıkladı. “Dedikodunun hiç mi faydası yok?’ sorusundan yola çıkan araştırma kapsamında yapılan deneyler sonucunda, dedikodu yapan kimselerin stresle daha kolay başa çıkabildikleri gözlemlendi.
Araştırmada böyle bir sonuç çıksa bile siz yine de dedikodu ile rahatlamaya çalışmayın. Zira Psikolog Mehtap Kayaoğlu, kısa vadede stresi azaltıcı ve sakinleştirici etkisine rağmen ileri vadede pek çok olumsuz sonucu olduğunu söylüyor. “Dedikodunun insanları rahatlatan bir yanı var ancak kontrol edilemeyen öfkede olduğu gibi sonu pişmanlık ve vicdan azabı oluyor. Gerçekleştirildiği anda insanı rahatlatıyor ancak uzun vadede kişilere rahatsızlık veriyor.” diyen Kayaoğlu, ayrıca iki kişinin üçüncü bir kişiyi çekiştirmesinin bu iki şahsın da arasını açtığını ve farkında olmasalar da birbirlerine duydukları güveni sarstığını belirtiyor. Ayrıca dedikodunun haram olması nedeniyle de kişileri vicdan azabına sürüklediğini anlatan Kayaoğlu, haram kaygısı olmayan ve dedikoduyu alışkanlık haline getiren insanlarda ise yalnızlaşmaya neden olduğunu söylüyor. Bu kimseler, genelde çevreleri kalabalık olsa da daha çok başkaları hakkında bir şeyler öğrenmek isteyenler tarafından kullanılıyorlar.
Dedikodunun olumsuz etkileri:
-Bir şeyin pozitif yerine negatif tarafına odaklanmaya neden oluyor.
-İnsanların niyetlerinden şüphe duymaya yol açıyor ve güven duygusunu zedeliyor.
-Dedikodunun ortaya çıkması, sadece dedikodusu yapılan kişiye değil, diğer insanlarla olan ilişkilere de zarar veriyor.
-Kişinin kendisine saygısını azaltıyor.
-Hiçbir şeyi olumlu yönde değiştirmiyor.
(Arzu KILIÇ / Zaman)
SON VİDEO HABER
Haber Ara