Dolar

34,8810

Euro

36,6999

Altın

3.008,29

Bist

10.058,63

Haberal: Darbelerden zarar görmüş biriyim

Ergenekon davasında esas hakkında mütalaaya karşı savunma yapan Mehmet Haberal, bu güne kadarki bütün darbeleri yaşadığını ve bedellerini ödediğini söyledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 299'uncu duruşması

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-17 14:16:27

Haberal: Darbelerden zarar görmüş biriyim
Ergenekon davasında esas hakkında mütalaaya karşı savunma yapan Mehmet Haberal, bu güne kadarki bütün darbeleri yaşadığını ve bedellerini ödediğini söyledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 299'uncu duruşmasında esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunması için söz verilen Haberal, "Savunmadan ziyade şahsımla ilgili hiçbir madi delile dayanmayan suçlamalara cevap vereceğim. 4 yıl bir ay oldu. Ben cerrahım. Haftada 3-4 tane organ nakli yaparım." dedi.

17 Nisan 2009'da tutuklandığını belirten Haberal "Tutuklanmamın 356. gününde 5-6 Nisan 2010 tarihinde sorgum yapıldı. Çapraz sorgum sırasında iddia makamı ve mahkemeniz tarafından bana 185 soru soruldu. Ama bunlardan hiçbirisi şiddet, cebir, terör ya da darbe ile ilgili değildi. Bana sorulan sorular sadece o toplantıya katıldın mı, bu toplantıya katıldın mı, onu tanıyor musun, bunu tanıyor musun içerikliydi." diye konuştu.

İddianameye ne yazılmışsa mütalaada da aynı konuların tekrarlandığını belirten Haberal, "İddia makamının gösterdiği tanıkların hiçbirisi 'Örgüt faaliyeti kapsamında cebir ve şiddet yöntemiyle darbeye teşebbüs' ettiğime dair bırakınız somut delil göstermeyi en küçük bir beyanda hatta imada dahi bulunmamışlardır." dedi

Mütalaada 'Cebir ve şiddet kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs' suçlamasıyla hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendiğini belirten Haberal, "Halk arasında 'Ya sayı saymasını bilmiyorsun, ya da dayak yemedin' şeklinde bir tabir vardır. İddia makamının talebinden anlaşılıyor ki ya darbeyi hayatında görmemişler ve de yaşamamışlar." şeklinde konuştu.

Haberal, "Ben ülkemizde yapılan bütün darbeleri yaşamış, adı ne olursa olsun her türlü antidemokratik uygulamalara karşı çıkmış ve bunun da bedelini ödemiş bir kişiyim. Özellikle belirtmek isterim ki ülkemizde yaşanan her darbe, arkasında mutlaka insani, siyasi ve ekonomik çok ağır acılar bırakmış ve onulmaz yaralara sebep olmuştur," diye devam etti.

12 Eylül 1980 darbesinden sonraki antidemokratik uygulamalara karşı konferanslar düzenlediklerini de belirten Haberal, "Bunları yaparken darbe döneminde dahi, bizimle ilgili yasal soruşturma başlatılmadığı gibi hakkımızda herhangi bir dava açılmadı." dedi. 1982 Anayasası'nın yüzde 92 oyla kabul edildiğini belirten Haberal, kendisi ve arkadaşlarının "Hayır" oyu verdiğini belirtti.

5 Mart 1984 tarihinde antidemokratik uygulamalara karşı bin 300 imzalı 'Aydınlar Dilekçesi'ni imzaladığını belirten Haberal, "Aydınlar dilekçesini imzaladığım için en ağır hapis cezasına çarptırıldım ve profesörlük unvanını kazanmış olmama rağmen tam 6 yıl boyunca bana kadro da verilmedi. Ancak darbeye karşı bu bildiriyi imzaladığım için 12 Eylül döneminde dahi ne tutuklandım ne de yargılandım." diye konuştu.

Haberal, eski başbakanlardan merhum Bülent Ecevit'i iş yapamaz gösterebilmek için kasıtlı olarak Başkent Üniversitesi Hastanesi'nde yanlış tedavi uygulandığı iddialarına da cevap verdi. Ecevit ile ilgili işlemlerin tamamen belgelere dayalı olduğunu iddia eden Haberal, "Bülent Ecevit'e mutlak yatak istirahati vermedik. Biz Başbakan'ı tedavi ettik, 6 ay daha başbakanlık yaptı. 4.5 sene daha yaşadı. Beyin kanamasından hayatını kaybetti. Ecevit, Kanal B televizyonuna da misafir oldu. Hastaneden ayrılmasıyla ilgili söylentilerden o kadar sıkıldı ki 'Hastanedekileri daha fazla sıkıntıya sokmamak için ayrıldım' diye açıklama yaptı." ifadesini kullandı.

Mütaalada, hükümete karşı darbeye teşebbüs suçunun cebir ve şiddet unsurları olarak "Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılması" eylemlerinin gösterildiğini ifade eden Haberal "Bu eylemleri gerçekleştiren sanıklarla aramda en küçük bir irtibat dahi kurulamamıştır. Mütalaada, Başkent Üniversitesi ile bağlı kuruluşların şahsıma ait ve benim kontrolümde örgütsel faaliyette bulunan kuruluşlar gibi gösterilmeye çalışılıyor. Ben bu kuruluşları milletimize hizmet etmek amacıyla kurdum" dedi.

SON VİDEO HABER

İHH'dan Suriye'deki fırınlar için un desteği çağrısı

Haber Ara