Başörtülü avukatın 20 yıllık özlemi sona erdi
Başörtülü avukat Ayşe Sula Köseoğlu, Danıştay'ın başörtüsü kararının ardından 20 yıl sonra ilk kez duruşmaya girip müvekkilini savundu.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-16 12:06:44
Trabzon'da yaklaşık 20 yıldır aktif serbest avukatlık yapmasına rağmen başörtüsü sebebiyle duruşmalara katılamayan Ayşe Sula Köseoğlu, Danıştay'ın avukatların duruşmalara başörtüsüyle girmesine imkan tanıyan kararının ardından ilk kez duruşmaya girip müvekkilini savundu.
Köseoğlu, 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra memleketi Trabzon'a dönüp bir süre sonra avukatlık mesleğini yapmaya başladı.
Başörtülü olması sebebiyle mesleğinin başında hakimin izin vermesiyle sadece 2 kez duruşmaya girebilen Köseoğlu, Türkiye Barolar Birliği (TBB) meslek kurallarının 20. maddesinde yer alan "avukat ve avukat stajyerleri mesleğe yaraşır bir kılık ve kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar" düzenlemesi sebebiyle başını açmadığı için bir daha duruşmaya giremedi.
Bunun üzerine Trabzon'da avukat arkadaşlarıyla açtığı hukuk bürosunda davaların duruşma dışındaki aşamalarıyla ilgilenen Köseoğlu, başörtüsünü çıkarmadığı için yaklaşık 20 yıl hiçbir müvekkilinin duruşmasına katılamadı.
Köseoğlu, bir süre önce Danıştay'ın, avukatların duruşmalara türbanla girmesine imkan tanıyan kararının ardından ilk kez Artvin'in Arhavi ilçesinde bir mahkemede görülen davada, duruşmaya girip, müvekkilini savundu.
Avukat Ayşe Sula Köseoğlu yaptığı açıklamada, yaşadığı mağduriyeti dile getirerek, "İnsanlara, şekli tercihlerine dayanarak bir dayatma yapılması inanç boyutu ayrı olmak üzere, insanlık suçudur. Böyle bir mağduriyetin yıllarca sürmesi Türkiye için büyük bir utançtır" dedi.
İnsanların ayrıma tabi olmaksızın dilediği gibi yaşayıp, kendini ifade edebileceği ortamları hazırlamanın devletin anayasal görevi olduğunu dile getiren Köseoğlu, "Danıştay'ın, TBB'nin kıyafet genelgesiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararı vermesi Türkiye'de özgürlükler anlamında ciddi bir adım atılmasına vesile oldu" ifadesini kullandı.
Köseoğlu, "28 Şubat" sürecinde adliyede başörtülü olduğu için hakkında soruşturma açıldığını ancak ceza almadığını söyleyerek, "Bu tür engellemeler beni mesleğimi icra etmekten vazgeçirmedi ama yıllarca duruşmaya girememenin eziklik ve eksikliğini hissettim, bunu yapabilmek, Türkiye'nin artık bu boyuta gelebildiğini görmek en büyük idealimdi" şeklinde konuştu.
20 yıllık hasret
Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı sonrası ilk kez başörtülü olarak duruşmaya girdiğini dile getiren Köseoğlu, şöyle devam etti:
"Danıştay'ın kararı sonrası izne tabi olmadan, özgürce duruşmaya girebilir olduğunu bilmek büyük bir mutluluk ve huzur kaynağı. Duygularımı ifade etmekte güçlük çekiyorum. 20 yıl eksikliğini hissettiğiniz uygulamanın hayatınızda yer alması karmaşık bir duygu. Hem heyecan hem hasret hem özlem, hepsi bir arada."
Mutluluğunu arkadaşlarıyla ve sosyal paylaşım sitesinde de paylaştığını belirten Köseoğlu, "Aldığım tepkiler şunu gösterdi, bu kişisel bir mağduriyet değil, toplumun vicdanında kanayan bir yaraydı" dedi.
"Türkiye normalleşiyor"
Köseoğlu, insanların birbirinin hakkına saygı duyması ve farklılıkları zenginlik görerek yaşaması gerektiğine inandığını vurgulayarak, "Bence Türkiye normalleşiyor, demokratikleşme adına ciddi adımlar atıyor. Pek çok alanda Türkiye'nin kendi kabuklarını kırdığını ve devamının da geleceğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararının nihai karar olmadığını ancak son kararın da aynı yönde olacağına inandığını kaydeden Köseoğlu, "Avukatlığı icra etmenin temel koşulu cübbe giymektir. Hukuka ve hakkaniyete göre avukatın başının örtülü olup olmamasının mesleğin şekli kuralı olmaması gerekir. Danıştay'dan yürütmeyi durdurma kararının ruhuna uygun olarak, aynı mahiyette bir karar çıkmasını umut ediyorum. Türk hakimlerinin sağduyusuna güveniyorum" diye konuştu.
Avukatların başörtüsü serbestisi
Avukat kimliğinin yenilenmesi istemiyle yaptığı başvuru, başörtülü fotoğraf verdiği gerekçesiyle TBB tarafından reddedilen başörtülü bir avukat, TBB meslek kurallarının 20. maddesinin iptali istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.
Davayı görüşen Danıştay 8. Dairesi, 20. maddedeki "avukat ve avukat stajyerleri mesleğe yaraşır bir kılık ve kıyafetle, başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar" düzenlemesindeki "başları açık" ibaresinin yürütmesini oy çokluğu ile durdurmuştu.
Davalı TBB, Danıştay 8. Dairesi'nin bu kararına itiraz etmişti. Başvuruyu görüşen, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, itirazı oy çokluğu ile reddetmişti.
SON VİDEO HABER
Haber Ara