Dolar

34,8758

Euro

36,6247

Altın

3.023,15

Bist

10.099,10

'Hükümete karşı darbe hazırlığı yapıldı'

Zirve Yayınevi davasında ifade vermeyi sürdüren gizli tanık İlker Çınar, misyonerlere yönelik sahte belgelerin hazırlandığını ve bundaki amacın da hükümete karşı darbe hazırlığı olduğunu iddia etti.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-15 22:33:26

'Hükümete karşı darbe hazırlığı yapıldı'

Zirve Yayınevi davasının 67. duruşmasının ikinci oturumunda görüntülü sistem üzerinden ifade veren gizli tanık İlker Çınar, Malatya ekibi ile çalışmak için ilk kez 16 Aralık 2006 tarihinde geldiğini belirterek, "16 Aralık 2006 tarihinde Malatya'ya ilk kez geldim. Beni Ruhi Abat ve Murat Göktürk, Malatya il merkezi dışındaki bir otele götürdüler. Burada Mehmet Ülger'in ikramı ile 5 tane yabancı uyruklu bayan ile zaman geçirdik. Yeşilyurt ilçesinde ise bir bağ evinde alem yaptık. İlk geldiğimde Mehmet Ülger ile tanışmadım" dedi.

Malatya'da misyonerlere yönelik çalıştaylarda kod isimler kullandıklarını iddia eden İlker Çınar, "Sağır Oda filminden esinlenerek karakter isimlerini aldık. Zaman zaman kod isimlerini değiştiriyorduk. Haydar Yeşil, Halil ve Hüseyin kod isimlerini kullanıyordu. Daha sonra Oğuz kod adını kullandı. Galip ismini Ruhi Abat aldı. Cenk ve Ercüment isimlerini Mehmet Ülger aldı. Ruhi Abat ise Halit ve Galip Hoca isimlerini aldı, bir dönem Zahit ismini aldı. Ben aynı zamanda Hamit ismini aldım. Abdullah Atılgan'ın kod ismi Bülent'ti. Mehmet Çolak, Şehmuz kod adını kullanıyordu. Biz kendisine Japon diyorduk. Adem Gedik ikinci çalıştayda Aras kod ismini aldı. Hakan kod ismini kullanıyordu. Murat Göktürk'e Bedenci diyorduk" diye konuştu.

İlker Çınar, jandarmanın haber elemanı olmadığını ve ekipteki herkesin özel hayatını bilecek durumda olması nedeniyle böyle bir durumun olamayacağını iddia ederek, "Hem Malatya'nın ve hem de Mersin'in haber elemanı olmam yasalara göre mümkün değil. 2007 yılında hem Malatya'nın ve hem de Mersin'in haber elemanıymış. Beni Jandarma Genel Komutanlığı'na tehlikeli biri olarak yazmışlar. Madem ben tehlikeli biriysem, neden benimle çalışsınlar? Ben haber elemanlığı yapmadım" dedi.

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa'nın "Sana istihbarat ödemelerinde haber elemanı ödemeleri yapılmış" sözleri üzerine Çınar, "Benim imzaladığım makbuzlar boştu. Kendileri doldurdu. Ödenekten para aldım. 2007 yılında her iki tarafında haber elemanı yapmışlar" cevabını verdi.

İlker Çınar, Uzman Çavuş Mehmet Çolak'ın Mersin'e geldiğinde kendisine "200 kilo eroin yakaladıklarını ve 10 kilo eroin olarak beyan ettiklerini" söylediğini ileri sürerek, "Mersin'e geldiğinde eroin sevkiyatını muhbir eden şahsı burada gizli bir adreste tutuyorlardı. Ben yargıya gittikten sonra bu muhbiri ortadan kaldırmış olabilirler" iddiasında bulundu. Ancak Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa'nın "Teyit edecek başka bir şey var mı?" sorusuna ise İlker Çınar, "Haber elemanlığından öte bir beraberliğim vardı" şeklinde cevap verdi.

Malatya'da misyonerlere yönelik yapılan 1. Çalıştay için 11 Ocak 2007 tarihinde geldiğini belirten Çınar, "Organize Sanayi Bölgesi'ndeki jandarma karakoluna gittik. Burada Mehmet Ülger, bir telefon konuşması yaptı. Ülger, 'Komutanım, beklenen misafir geldi' dedi. Benim 'Komutan' dediği kişiden anladığım; 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız veya Hurşit Tolon olabilir. Yaptığım saha çalışmalarını flash bellek içerisinde Mehmet Ülger'e verdim. Mehmet Ülger benden, 'Günü ve zamanı geldiğinde toplumsal bir infial oluşturacak için acıtazyon çalışma yapmamı' istedi. Ben sahte belgeleri getiren haber elemanını canlandırıyordum. Çalışmalar Mehmet Ülger'in vereceği brifing içindi. Devlet sahte belgelerle kandırılacaktı. 11 Ocak 2007 tarihinden sonra sözde haber elemanını canlandırıyordum. Ben gerçek bir haber elemanı değildim. Çalıştayda Haydar Yeşil'in görevi Zirve Yayınevi'nde cinayeti işleyen çocukları koordine ediyordu. Cinayet için zemin hazırlanıyordu. Cinayetlere yönelik asla bir bilgim yoktu. Zirve Yayınevi öncesinde ne bir duyumum ne de bir bilgim olmadı. Mehmet Ülger sahte belgelerle AK Parti ve hükümete karşı devlete sahte belgeler gönderiyordu. Çalıştayda gösterilen fotoğraflar arasında Zirve Yayınevi'nde öldürülen Tilman Geske ile Zirve Yayınevi olayının sanıklarından Emre Günaydın'ın da fotoğrafı vardı. Bana, Emre Günaydın'ın diğer kiliselerle ilişkisi olup olmadığını sordular. Ruhi Abat, 'Emre'nin yürekli bir genç' olduğunu söyledi. Fotoğraflar arasında sanık Levent Ercan Gelegen'nin de fotoğrafı vardı. 12 Şubat 2007 tarihinde 2. Çalıştay için Malatya'ya geldim. Sahte belgeler üretiliyordu. Kürdistan Hıristiyan Birliği adı altında sahte bir birlik kuruldu. Mehmet Ülger sahte belgelerle bunu devlete sunmuştur. 'Misyonerler bölücüdür, emperyalizmin öncü kuvvetleridir' şeklindeki ifadeler Mehmet Ülger'in hazırladığı sahte belgelerin omurgasıdır. Mehmet Ülger'in Jandarma Genel Komutanlığı'na gönderdiği faks Gölcük'te ortaya çıkmıştır. 12 Şubat 2007'de hazırlanan sahte belgelerde misyonerler bölücü örgüte destek veriyormuş gibi gösteriliyordu. Sahte raporlarda Malatya'da 40 tane kilise olduğunu belirttiler" iddiasında bulundu.
Gizli tanık İlker Çınar, 2. Çalıştay çalışması esnasında Mehmet Ülger'in şuanda Zirve Yayınevi davasında azmettirici olarak yargılanan sanık Varol Bülent Aral ile görüştüğünü de iddia etti.İlker Çınar, telefonla sahte ses kayıtlarının yapıldığını ileri sürdü.

Mahkeme, duruşmayı 16 Mayıs Perşembe gününe erteledi. Duruşmada gizli tanık İlker Çınar'ın görüntü sistemi üzerinden ifadesinin alınmasına devam edilecek.

İHA

Haber Ara