Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

El Kaide'ye içeriden eleştiri

Nusret Cephesi'nin El Kaide Örgütü'ne biat ettiğini açıklamasına içeriden eleştiri sesleri yükseliyor

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-14 18:48:04

El Kaide'ye içeriden eleştiri


Suriye'deki direnişin içeridinde küresel cihadi anlayışa mensup bir komutan internet sitelerine gönderdiği mektupta Nusret Cephesi'nin kararını eleştirdi

İşte Mektubun tam metni

Kardeşlerden benim akidem ve menhecim hakkında hüküm verme hususunda acele etmemelerini rica ederim. Ben sadece Allah'ın bir kuluyum, bir Müslümanım ve benim de olaylar hakkında kendi görüşlerime sahip olma hakkım var.

Bazı konular hakkında görüşlerimi bildirmeye karar verdim, halen nefes alıyorken bu hakkımı kullanacağım.

El Kaide olarak bilinen bu cemaat, bütün mücahidleri istisna etmeden sevmektedir. Fakat şuna dikkat etmek gerekir ki; tüm Müslümanlar, El Kaide'nin metodunu benimsememektedir. Şunu söylemeliyim ki; sıradan Müslümanların büyük bir çoğunluğu, medyadaki sürekli kara propaganda ve bu hareketin daha önceden yaptığı bazı siyasi hatalarından dolayı El Kaide'yi kan ve terörle özdeşleştiriyor.

Şu bir gerçektir ki ne El Kaide ismi ve ne de Selefi terimi, her ne kadar ben her ikisini de sevsem de, tüm Müslümanları birleştirmiyor.
Örneğin, El Kaide'nin tek başına adı bile gergin Türkiye sınırının kapanması için yeterlidir. Yine dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi, bu isim Türkiye'de gerçek bir endişe sebebidir.

Bu isim, drone saldırı olmasa da zaten yaşamın çok zor olduğu Suriye'deki kardeşlerimizin üzerine drone saldırılarının başlaması için yeterli bir sebeptir.

Ben, sadece 1 aylığına neredeyse tüm El Kaide mensuplarının drone saldırılarında hayatını kaybettikleri Afganistan'da kaldım. Fakat Taliban, böylesi dramatik açıklamalar yapmaksızın çalıştı ve hala da çalışıyor.

Dürüst olmak gerekirse ben şimdiye kadar, Mücahidlerin açıklamalarında bu ismin kullanılmasının bir faydasını görmedim. Sonra İslam'da, belli bir gruba fanatik bağlılık doğru mudur?

Pek çok ateşli beyin, Hanefi mezhebine taassubu dahi eleştiriyorken burada olan, belli bir isme yönelik taassup değil midir? Hem de dünyada hakiki bir temkin olmadığı bir zamanda...

Somali'de Eş-Şebab'ın El Kaide'ye biat etmesinden sonra hiç de durumları kolaylaşmadı, aksine daha da karmaşık bir hale geldi. Ve bu her yerde böyle oldu. Mesela Irak'ta birileri aşiret reislerini öldürüp açık alanlarda istişhadi eylem düzenlemeye başladığında Amerikalılar, hemen bunun üzerine atladılar ve bunları kendi menfaatleri için kullandılar. Bundan kısa bir süre sonra, Blackwater'ın kiralık katilleri, düzinelerce bombalama olayı düzenlediler ve bunları El Kaide'nin üzene yıktılar.
Halk çabucak Mücahidlerden yüz çevirdi çünkü gerilla savaşının temeli, halkın desteğine dayanır. Şimdi çoğunluk onları desteklemiyor ve destekleyenler de, bazı beyanatlardan sonra açılan yeni cephelerin sayısı karşısında yeterince güçlü değil.

Benim söylediklerim, pek çok eski Mücahidin söyledikleriyle aynıdır.

Bu beyanat, Suriye'ye bir dış müdahale için bahane sunuyor. Ki bu, Suriye halkının hiç istemediği bir şeydir. Yine bu beyanat Beşar Esed'e, uluslararası kamuoyu önünde "uluslararası topluluğun" kendisini ılımlı olarak kınaması için kullanabileceği ahlaki bir hak veriyor. Suriye medyası şimdiden; "Teröristler sigara içenleri boğazlıyor" gibi haberleri yaymaya başladı ve pek çok insan da bir şekilde bunlara inanıyor.

Burada pek çok zarar varken tek bir yarar vardır yani kardeşlik ve birliği deklare etmek. Kafirler arasında da pek çok birliktelik var fakat onlar bazı şeyleri böyle aleni olarak deklare etmiyorlar. Aksine sessizce hareket ediyorlar. Bu, onların programlarından sadece bir tanesidir. Bizim de bazen sessiz kalmamız gerekmez mi?

Pek çok kardeş, bizim şu an sıradan halk nazarında Marslılar gibi gözüktüğümüzü anlamıyor. Biz tüm dünyaya karşı durmaya niyetliyiz fakat onlar sadece bombalanmamak ve elektrik ışığına sahip olmak istiyorlar. İnsanlar bütün köşelerden sıkıştırıldıkları zaman size diyecekler ki; "Kusura bakma kardeşim! Bizim bunları yapmaya gücümüz yok." Bu, her yerde karşılaşacağınız kaçınılmaz cevaptır.

Irak'ta, Kafkasya'da ve diğer yerlerde...

Taliban'ın halkın destek ve sevgisini kazanmadaki başarısının sebebi medreseler, uzun yıllara mal olmuş İslami davet ve yüzyıllara dayanan Peştu İslami mentalitesidir.

Pakistan ve Afganistan'da, Taliban'ın duruşunu yıllardır destekleyen 40 bin civarında medrese vardır.
Taliban'ın insan kaynağı, bu medreseler olduğu müddetçe hiçbir zaman sorun olmamıştır. Bu nedenle Condelizza Rice ve daha sonra Hillary Clinton, Pakistan hükümetinden Hakkani grubuna ve Kuetta Şurası'na bağlı medreselere saldırmasını istemiştir.

Condelliza, bütün yakın doğu ülkelerini gezdi ve Kuveyt, Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkelerdeki eğitim sisteminin değiştirilmesini istedi. Ve pek çok ülkede O'nun istekleri kabul edildi. Suudi Arabistan'da olduğu gibi...

Fakat Pakistan ve Afganistan'daki medreseler, gerçek insanlarla doludur ve buralardaki şeyhler de halk tarafından sevilmektedir.
Arap ülkelerinde ise halk, "McDonald" ve "Kentucky Fried Chicken"da yemek yemeyi ve "Harry Potter", "Twilight" gibi İngilizce kitapları okumayı sever.

Sıradan insanlar, Makdisi'yi okumamışlardır. Es-Sahab Media videolarını izlememişlerdir. Ve halkın halihazırdaki bu durumundan dolayı, bizim yeterli insan kaynağımız yoktur.

Ben genel olarak, onların medyaya herhangi bir beyanat vermelerinden evvel Mücahidlerin toprak üzerinde belli bir güce ulaşmalarını ve durumu kontrol edebilmeleri gerektiğini düşünüyorum. Herhangi birisi, bir m2'lik bir alanı dahi kontrol edemezken nasıl bir beyanat verebilir? Burada, Suriye'de büyük bir popüler desteğe sahip olan ve gerçekten de pek çok bölgeyi kontrol eden Nusret Cephesi'ni kastetmiyorum. Aksine bir tüfek satın alıp dünyada olan biten her şeyi anladığını ve hemen bir şer'i devlet kurulabileceğini zannederek bu tarz beyanatlar vermede acele edip sonra da birbiri ardına hata üstüne hata yapanları kastediyorum.

Belki pek çok kişi, bu konuda bana katılmayacak fakat bunlar, yıllardır bu yolda yaptığım seyahatlerden edindiğim tecrübelerimin bir sonucudur.

Selman El Bulgari (Suriye)

Haber Ara