Dolar

34,8978

Euro

36,5740

Altın

3.008,31

Bist

10.058,63

Reyhanlı saldırısı: Hedef Türkiye'yi savaşa çekmek

Türkiye'nin politikası esas olarak çatışma üzerine kurulu değilken kimi çevreler onu böyle göstermek üzerinden bir açmazla karşı karşıya bırakmak istemektedirler. Reyhanlı saldırısının hedefi Türkiye'yi sıcak çatışma ortamına çekmektir.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-13 12:51:20

Reyhanlı saldırısı: Hedef Türkiye'yi savaşa çekmek


Birinci Dünya savaşının galip devletleri, Ortadoğu'da çıkarlarına uygun yapay sınırlar çizdiklerinden beridir bölgede sürekli bir siyasal istikrarsızlık ve çatışma hüküm sürmektedir. Soğuk savaş döneminde kısmi bir strateji değişikliği olmakla beraber esas olarak dünya güçleri, bu bölgedeki politikalarını ısrarla etnik ve mezhepsel gruplar üzerinden tekrar belirlediler. Her şey bu yapı, yani çatışma üzerine kurulmuştu çünkü. Bundan dolayı da bölgede egemen olabilecek olan çatışmasızlık, ya da huzur sadece bölge halklarına refah getirmeyecek, aynı zamanda buraya çöreklenmiş olanları da def edecektir.

Türkiye'nin politikası esas olarak çatışma üzerine kurulu değilken kimi çevreler onu böyle göstermek üzerinden bir açmazla karşı karşıya bırakmak istemektedirler. Dış politika ve iç politika açmazına sokmakla Türkiye'yi bu konuda kendi politikasından vazgeçmesine icbar etmeye çalışmaktadırlar. Bu coğrafyada çatışmayı durdurma yönünde özel bir politika izleyen bir aktörün ve siyasi hareketin var olanın aksine, özellikle çatışma istiyor gibi gösterilmesinin amacı da budur zaten. Her aktörünün ve temsilcisinin bölgede çatışma istemediğini yüksek sesle ve her vesile ile dile getirdiği, ülkede var olan çatışmanın sonlandırılması için de her türlü fedakârlığı yapan ve riski üstlenen bir siyasi hareketin yine de çatışmaların müsebbibi olarak gösterilmesinin çok özel bir amacının olduğunu söylemek bir analiz değildir.

OYUN KURUCU GÜÇ

Bana göre bu coğrafyanın selameti, Türkiye'nin sahip olduğu pozisyon, siyasi mekanizması ve dış politikası ile doğrudan ilgilidir. Bir başka deyimle Türkiye'nin huzuru bu coğrafyanın huzuru demektir. Bundan dolayı da Türkiye'nin bu coğrafyaya yönelik refah, selamet, barış ve huzur isteği ya da talebi hep bu alanın sahip olduğu çatışma duvarına çarpıp geri dönmüştür.

Buna rağmen yine de sayın başbakanın bu davadan, yani Ortadoğu'ya huzur ve selametin gelmesinden vazgeçeceğini sanmıyorum. Çünkü, Tayyip Erdoğan en baştan beri bir 'sulhtan', kardeşlikten ve 'refahtan' bahsetmektedir ve politikalarının ekseninde de hep kardeşlik vardır ve bugüne kadarki siyasi tavırlarında da hiçbir zaman çatışma üreten zihniyete yakın olmadı, kanlı eylemlerden uzak durdu. Var olan her çatışmanın bitirilmesi için özel bir çaba gösterdi. Tayyip Erdoğan'ın eli bu coğrafyada hep şefkatle dolaşmaktadır. Onun bu coğrafyada gezen şefkat elinin inşa edeceği geleceği istemeyenler bu eli bir tokat eline, bir yumruğa dönüştürmek istiyorlar.

Tayyip Erdoğan ve AK Parti'ye yönelik analizlerin ıskalamaması gereken temel bir husus vardır: Sayın Başbakan bir Baas lideri değildir, Doğu blokundan kalma Türki Cumhuriyetlerin diktartöryel egemenlerinden birisi de değildir. Bu yüzden Tayyip Erdoğan'ı Esad'la ya da tek parti rejimlerinin müstağni liderleri ile kıyaslamak mantıksal bir hatadır. Çünkü aynı cinsten değildirler.

Onu Suriye'ye karşı kışkırtanlar, ya da izlediği temel politikadan vazgeçirmek isteyenler bugün Suriye'ye karşı uzatmış olduğu şefkat elinin yarın da orada kalmaya devam edeceğini biliyorlar ve bu eli oradan çekmesi için kışkırtıcı eylemlerde bulunmaya devam ediyorlar.

SAĞDUYU ŞART

Reyhanlı saldırısını da doğal olarak bu açıdan okumamız gerekiyor. Başbakan, orta doğu için hesapları ve hayalleri olan birisidir. Onun zihin dünyasındaki harita son derece geniştir. Gönül haritası çok büyüktür. Hemen vurgulamakta fayda var, bu harita fiziki bir coğrafya değildir. Aksine mazlum ve Müslüman halkların yaşadığı her yerdir. Temelinde ise gönüldaşlık ve duygudaşlığın bulunduğu bir alandır. Bu harita bir para tarlası değildir.

Bu coğrafyaya bu açıdan bakan birisi olmadığı halde sayın Başbakanı böyle göstermek isteyenler onun insicamını bozmak için iş başındadırlar. Onu bu iklimde var olan liderlik koltuklarından birisine oturtmak isteyenlerin hesabı boşa çıkacaktır. Keza buradaki halkların gönlünde taht kurmuş birisidir. Bu coğrafyanın seçimle gelmiş ve rıza ile orada kalabilmiş olan tek aktörüdür. Hak ettiği çok açık olan Suriye'ye atacağı bir tokat onun bu pozisyonunu yok edecektir. Bu tokadı atmayacağının bilinmesinde fayda mülahaza edilir mi bilmiyorum. (PROF. DR. MAZHAR BAĞLI / YILDIRIM BEYAZIT ÖĞRETİM ÜYESİ)
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara