Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Özbekistan diktatörü Kerimov yargılansın!

Özbekistan Devlet Başkanı diktatör İslam Kerimov’un, Andican bölgesinde gerçekleştirdiği katliam, 8. yıldönümünde protesto edildi. Özbekler Birliği, Taksim Meydanı’nda yaptığı basın açıklamasında, Özbekistan Devlet Başkanı diktatör İslam Kerimov’un, Andican katliamından dolayı insanlığa karşı suçtan yargılanması istendi ve Andican katliamının bugüne kadar araştırılmadığı vurgulandı.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-10 13:50:49

Özbekistan diktatörü Kerimov yargılansın!

Özbekler Birliği, Andican katliamının 8. yıldönümü dolayısıyla Taksim Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Özbekler Birliği Başkanı Adem Çevik, Özbekistan Halk Hareketi Türkiye Başkanı Alibey Yolyahşi, ve Özbekistan Halk Hareketi Başkanı Namaz Nurmumin, yaptıkları açıklamada, Özbekistan Devlet Başkanı diktatör İslam Kerimov’un, Andican katliamından dolayı insanlığa karşı suçtan yargılanması istendi ve Andican katliamının bugüne kadar araştırılmadığı vurgulandı.

“KERİMOV DİKTATÖRLÜĞÜNÜ HALEN SÜRDÜRMEKTEDİR”


Özbekler Birliği Başkanı Adem Çevik, grup adına basın açıklamasını okudu. Andican katliamının 8. yıldönümünde Andican katili Kerimov’u ve işbirlikçilerini lanetlediklerini ifade eden Çevik; “1991 yılında bağımsızlığını ilan eden Özbekistan’da, bağımsızlığın ardından başkanlık seçimi yapılmış ve İslam Kerimov devlet başkanlığına getirilmiştir. Halen de devlet başkanı görevini yürüten Kerimov, iktidarının daha ilk dönemlerinde muhalefeti tasfiye etmiş, Erk Partisi ve Birlik Halk Hareketi gibi muhalefet partilerinin yöneticilerini ülkeyi terk etmeye mecbur bırakarak, diktatörlüğünü 1989’dan beri sürdürmektedir” dedi.
Özbekistan’ın Fergana Bölgesinde Sovyetler Birliği döneminden beri faaliyet gösteren Özbekistan İslami Hareketi ve benzeri teşkilat mensuplarının bu tasfiye sırasında göçe zorlandığını belirten Çevik, “Bir kısmı Tacikistan’a bir kısmı da Afganistan’a göç etmek durumunda kalmıştır. Baskıcı uygulamaları artarak devam ettiren Kerimov yönetimi, her türlü muhalefeti ‘köktendincilik’ olarak suçlamış ve hukuksuzca cezalandırmıştır” diye konuştu.

“BİR KİTAP YAZDI 17 YILA MAHKUM OLDU”

Ekrem Yoldaşev isimli eski bir Matematik öğretmeni olan bir yazarın, İslami bir devlet kurmayı amaçlayan fakat şiddet eylemleri mevcut olmadığı için terör örgütü kapsamına alınmayan Hizbuttahrir örgütünün eski üyesi olarak bilindiğini söyleyen Çevik, Yoldaşev’in, 1992 yılında yazdığı “İmana Giden Yol” isimli kitabı nedeniyle tutuklandığını ve 17 yıla mahkûm olduğunu vurguladı.

“ÖLÜME GÖNDERİLDİLER”

Adem Çevik sözlerinin devamın şunları söyledi: “İslam Kerimov’un 1999 yılında şahsına yönelik ancak kendi girişimleri olduğu konusunda iddiaların olduğu suikast girişimi sebebiyle İslami kimliğe sahip pek çok kişinin hürriyeti kısıtlanmış hatta işkenceye maruz kalmıştır. Bu kişilere örnek; Rustam Mamatkulov ve Zeyneddin Askarov adlı şahıslardır. Her iki şahıs suikast girişimi sırasında Türkiye’de bulunduklarını ispat etmelerine rağmen suikast ile suçlanmışlardır. Ülkelerinde ölüm veya kötü muamele riskleri bulunmasına ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin tedbir kararı olmasına rağmen Zeyneddin Abdurrasuloviç, 19 Mart 1999 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla 26 Nisan gecesi Türkiye tarafından ülkelerine iade edilmişlerdir.”

“ANDİCAN’DA 3 BİN KİŞİ ÖLDÜRÜLDÜ”


Özbekistan halkının bütün bu insan hak ve hürriyetlerine yapılan saldırıları kınamak, haksız yere yargılanan kişilerin serbest bırakılması için, yoksulluk ve haksızlıklara tepki göstermek amacıyla 12 ve 13 Mayıs 2005 tarihinde Andican kentinde gösteriler düzenlendiğini hatırlatan Çevik; “13 Mayıs 2005 tarihindeki gösteri sırasında ise siviller üzerine devlet görevlileri tarafından Devlet Başkanı İslam Kerimov’un talimatıyla otomatik silahlarla ateş açılmış ve en az 3 bin sivil hayatını kaybetmiştir. Siviller tarafından karşı bir saldırı ya da karşı koyma söz konusu olmamıştır. Bundan sonraki tarihlerde de İslami kimliğe sahip kişiler öldürülmüş veya uzun yıllar hapis hayatı yaşamışlardır. Halen haksız tutuklamalar devam etmektedir. Siviller, yönetim tarafından insan haklarına uygun olmayan uygulamalarla bedensel hürriyetten yoksun bırakılmakta, ülke dışına göçe zorlanmaktadır. UNHCR’nin değişik ülkelerdeki Özbekistan vatandaşlarına ait başvurular incelendiğinde yönetimin baskıcı tutumu ve kötü muameleleri görülecektir. Andican kentinde yaşanan Kerimov tarafından gerçekleştirilen eylemler Soykırım ve İnsanlığa Karşı Suç (Roma Statüsü Madde. 6 ve 7) İnsan Hakları İzleme Örgütü www.HRW.org/legacy/campaigns/andijan), AGİT’in raporu ve AGİT’in dönem başkanı Slovenya Dışişleri Bakanı Dimitri Rupel’in bildirimleri, UNHCR İnsan Hakları Yüksek Komiseri Loise Arbour ve Sözcüsü Jose Diaz’ın söylemleri ve görgü tanıklarının anlatımlarından bu sonuç çıkarılmaktadır. Yabancı diplomatik temsilciler Özbekistan Polisinin Sokak ortasında infaz yaptıklarına şahit olduklarını beyan etmişlerdir. Uluslararası haber ajanslarında yer verilen tanık Abdulvahid Gasurov; ‘200 ceset gördüm. Bu gerçek bir savaş’ diyerek gördüğü dehşeti anlatmaya çalışmıştır.(www.afp.com/afpcom/en/)” dedi.

“SİVİL NÜFUSA HALEN DE BASKI VE ZULÜMLER DEVAM EDİYOR”

Andican olayları ve devamındaki cürümlerin yaygın ve sistematik bir saldırının sonucu olduğunu belirten Adem Çevik, “Sivil nüfusa karşı yapılmıştır ve halen de baskı ve zulümler devam etmektedir. Suç tarihindeki ve sonrasındaki eylemler cinayet, yok etme, işkence, apartheid suç şeklinde, zorla sürgün ve göç ettirme, kısırlaştırma, çocukları zorla pamuk tarlalarında çalıştırma, uluslararası hukuk kurallarına aykırı hapis ve bedensel özgürlükten ağır yoksunluk şeklinde gerçekleştirilmektedir. Soykırım, insanlığa karşı suçlar hem cürüme girişen hem de kurban acısından kolektif nitelik arz etmektedir. Sivillere karşı bu suçların işlenmesi doğrudan veya dolaylı olarak Özbekistan Devleti ile ilgilidir. Devletçe sağlanmış olan dokunulmazlık zırhına dayalı olarak suç eylemine girişilmiş ya da devletin ya da onun bir parçasının organize ettiği bir plan dâhilinde suç işlenmiştir. Anılan cürüm, belli ve benzer özelliklere sahip Özbek insanının dünya kültürel çeşitliliğine katkısını yok etmekte ve dolayısıyla dünya kültürel mirasını tehdit etmektedir. Bütün raporlar, tespitler ve tanık anlatımları incelendiği zaman, bu eylemler, salt insanlık karşıtı suçlar oluşturmayıp, ayrıca ve açıkça soykırım suçunu da oluşturmakta olduğu aşikardır ve bu durumda resen soruşturma açmayan Mahkemelerin işlenen suçlara ortak olduğu kanaatini taşımaktayız” diye konuştu.
SON VİDEO HABER

İstanbul2da 4 katlı otelde yangın

Haber Ara