Davutoğlu: Suriye'den gelen her yaralıda kimyasal silah tetkiki yapılacak

Türkiye'yi ziyaret eden Burkina Faso Dışişleri ve Bölgesel İşbirliği Bakanı Djibrill Yipene Bassole ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı'nda ikili bir görüşme gerçekleştirdi. İki bakan, görüştükten sonra bakanlık binasında ortak basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu ve konuk bakan, basın açıklaması öncesinde iki ülke arasında diplomatik pasaport hamillerine karşılıklı vize muafiyetini öngören anlaşmayı imzaladı. Bakan Davutoğlu da konuşmasının başında Burkina Faso'nun yıl sonuna kadar Ankara'da bir elçilik açacağı haberini verdi.

Görüşmelerinde ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel konuları da ele aldıklarını anlatan Davutoğlu, özellikle Mali konusunu görüştüklerini kaydetti. Ardından iki bakan gazetecilerin sorularını cevapladı. İlk olarak, Mali konusunda birçok görüşmeye arabuluculuk etmiş bir isim olan konuk bakandan Mali'de yaşananlar konusunda bilgi vermesi istendi.

Konuk bakanın ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na, Suriye'den Türkiye'ye getirilen yaralılarda kimyasal silah kullanıldığına dair araştırma yapılıp yapılmadığı soruldu. Kimyasal silahların kullanımını en büyük insanlık suçu olarak gördüklerini vurgulayan Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin dünyada kimyasal silahların kullanılmasını önlemek için birçok inisiyatifin içinde yer aldığını hatırlattı.

Suriye'nin ise kimyasal silah kullanılmasını önlemeye yönelik anlaşmalara şu ana kadar taraf olmadığını hatırlatan Davutoğlu, "Maalesef Suriye'nin elinde, birçok başka ülkeyle birlikte, kimyasal silah stoku olduğunu biliyoruz" diye konuştu. Son aylarda tırmanan gelişmeler ve keskin nişancılar, tank top atışları, en sonunda uçak ve Scud füzelerinden sonra sivil halka karşı kimyasal silahların kullanılması yönünde herkesin kaygısı olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Uluslararası toplum ve Türkiye olarak, bunu yakından takip ediyoruz. Geçtiğimiz aylar içinde bazı iddialar ortaya atıldı. Bu iddiaların hemen takipçisi olduk." dedi.

Ahmet Davutoğlu, uluslararası kuruluşlar nezdinde girişimlerde bulunduklarını, hem New York hem de Lahey'de girişimlerde bulunarak bunun tespit edilmesini istediklerini belirtti. Bununla birlikte Suriye'de muhalifler tarafından kimyasal silah kullanıldığı iddialarının ortaya atıldığını söyleyen Bakan Davutoğlu, BM Genel Sekreter Yardımcısı Yan Eliasson'a atfen yapılan bu iddialar konusunda Eliasson'la Londra'da görüştüğünü aktardı.

SURİYE MUHALEFETİNİN KİMYASAL SİLAH KULLANDIĞINA DAİR BULGU YOK

Davutoğlu kendisine "Eğer elinizde böyle bir bulgu varsa bunu bizimle paylaşın. Hem komşu ülke olarak bunu bilmek hem hakkımızdır hem de alınması gereken tedbirler bağlamında bunun bize ulaştırılması gerekir. Böyle bir bilgi yoksa bu şekilde bir ithamla, Suriye rejimini meşru gösterecek veya onların iddialarına destek teşkil edecek bir görüş beyan edilmesi doğru değildir" dediğini aktardı. Davutoğlu, Eliasson'un da kendisine çok net ve açık ifadelerle şunları söylediğini belirtti: "Evet, kimyasal silah kullanılması hepimizin kaygısıdır. Bu açıklamanın hiçbir zemini yoktur. Bu konuda en yetkili makamlarımız açıklama yaptılar. Suriye muhalefetinin böyle bir silah kullandığına dair elimizde bulgu yok."

Bakan Davutoğlu ayrıca Türkiye'ye gelen yaralılar üzerinde eskiden beri tetkikler yapıldığını hatırlatarak, "Yaralıları hem tedavi ediyoruz hem de böyle bir ihtimal söz konusu olması halinde gerekli araştırmaları yapıyoruz. Gelen yaralılar arasında 10-12 yaralıda biraz daha ciddiye alınması gereken, bazı tetkik ve araştırma ihtiyacı vardı. O çerçevede araştırmalar sürüyor. Herhangi bir şekilde nihai bir netice ortaya çıktığında, bunu kamuoyuyla paylaşırız. İlgili uluslararası kuruluşlara da bunu bildiririz. Ama şu anda araştırma elan sürüyor. Türkiye bir iddia attığında bunun delilendirmesine önem verir. Bundan sonra gelen her yaralıda bunu yapacağız ki böyle bir insanlık suçu Halepçe'den sonra bir de Suriye'de kimse kullanmaya cesaret etmesin." dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye halkının meşru taleplerini gerçekleştirmek ve bu yönde siyasi değişimi sağlamak üzere diyalog yapılabileceğini belirtirken "Yoksa var olan meşru kılacak ya da bu rejimin bütün suçlara rağmen devamını mümkün kılacak veya o temelde bir diyalog mümkün değil." ifadesini kullandı. "Mümkün değil" diyen kesimin de Türkiye olmadığını vurgulayan Davutoğlu, Suriye'de 100 bini aşkın insanın ölmesi ve kaybolması, zulümün sürdüğü bir konjonktürde "hiç kimsenin Suriye rejiminin devamı üzerine bir diyalog yürütemeyeceğini" ifade etti. Davutoğlu, şöyle devam etti: "Eli kana bulanmış olanların yer almadığı ve muhalefetin de sürecin içinde olduğu bir diyalog her zaman olabilir. Biz hiçbir zaman buna karşı çıkmadık. En başta kendimiz bunun için çok çaba sarf ettik."

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşmesinin ardından kendisini aradığını kaydeden Davutoğlu, Kerry ile konuyu istişare ettiklerini ve kanaatlerini paylaştıklarını belirtti. Suriye'de zulmün dinmesi için Türkiye'nin her türlü desteği vereceğini dile getiren Davutoğlu, "Esas olan, Suriye halkının iradesini temsil edecek bir geçiş yönetiminin kurulması ve eli kanlı olan kimsenin, böyle bir geçiş yönetiminde yer almamasıdır. Bizim diyalogdan ve siyasal süreçten anladığımız temelde budur." değerlendirmesinde bulundu.