Emine Erdoğan: Bu yılki Anneler Günü, annelerin tebessüm edeceği bir gün olacak
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, 2013 yılı Anneler Günü'nün, Türkiye'nin bütün anneleri için en farklı Anneler Günü olacağına söyledi. Bu yılki Anneler Günü'nün, annelerin tebessüm edeceği, umutla dolu olacağı bir Anneler Günü olac
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-08 17:24:43
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Vodafone Vakfı'nın Ankara Ticaret Odası Kongre Salonu'nda ortaklaşa 'Türkiye'de Anne Olmak' başlıklı panel düzenledi. Panele Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile birçok önemli isim katıldı.
Moderatörlüğünü NTV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç'ın yaptığı 'Türkiye'de Anne Olmak...Annelerimiz' konulu panelde, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, oyuncu Mehmet Aslantuğ ve şovmen Beyazıt Öztürk konuşmacı olarak yer aldı.
Panel öncesi bir konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, 81 ildeki tüm annelerin Anneler Günü'nü kutladı. Erdoğan, başta kendi annesi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın annesi olmak üzere Hakk'a kavuşmuş bütün anneleri rahmetle andığını söyledi.
Türkiye'de yıllardır gözyaşı döken anneler olduğunu belirten Erdoğan, "Yıllardır kaybettikleri çocuklarını arayan anneler var. Askerdeki çocuğu, dağdaki çocuğu için her gün endişelenen anneler var. Bir ülkede anneler ağlıyorsa, evlat hasreti çekiyorsa, evlat acısıyla inliyorsa, inanın o ülkede refah, huzur, kardeşlik egemen olamaz. Ağlayan bizim annemiz olmayabilir. Yitip giden bizim evladımız olmayabilir ama bu toprağın, bu vatanın, bu ülkenin anneleri ağladıkça hiç kimse mutlu olamaz, hiç kimse tebessüm edemez. Mesele sadece bazı annelerin değil hepimizin meselesidir. Mesele hepimize bir anne olan vatanımızın meselesidir, kardeşlerimizin meselesidir." diye konuştu.
2013 yılı Anneler Günü'nün Türkiye'nin bütün anneleri için en farklı Anneler Günü olacağına inandığını belirten Erdoğan, "2013 yılı Anneler Günü'nün, annelerin tebessüm edeceği, umutla dolu olacağı bir Anneler Günü olacağına kalpten inanıyorum. Herkesi de bu Anneler Günü'nün farklı olması için, bu Anneler Günü'nün tüm anneleri sevindirmesi için, telini, bedenini, yüreğini ortaya koymalarını diliyorum. Bütün annelerin gülümsediği, evlatlarıyla kucaklaştığı bir Anneler Günü'nü gerçekten çok özledik. Bu özlemin, bu hasretin bitmesini yürekten temenni ediyorum." şeklinde konuştu.
BİNALİ YILDIRIM: ANNEMİ LİSE 1 ÖĞRENCİSİYKEN KAYBETTİM
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, annesini lise 1 öğrencisiyken kaybettiğini söyledi. Annesi sağ olsaydı onu sırtında Hacca götürmek istediğini belirten Yıldırım, "7 kardeşiz. Annemizin o sevgisine karşılık verecek duruma geldiğimizde onu kaybettik. Annem beni küçük yaşta eğitime gönderdi, ayrı kaldık. Amca ve dedemin yanında kalıyordum. Yaz aylarında buluşup kucaklaşıyordum. Sonunda merak etmiş oğlum istanbul'da rahat mı diye yanıma geldi. 2, 3 ay birlik olma fırsatımız oldu 1969 yılında. Ardından memlekete gitti, yüksek tansiyondan felç olduğu bilgisi geldi. Ortaokul sona devam ederken Çapa'da sabaha kadar annemin yanında kaldım. 9 ay böyle devam etti. Tedavi olamayacağı anlaşılınca memlekete gittiler." açıklamasında bulundu.
"ANNEMİN CENAZESİNE KATILAMAMAM EN HAYIFLANDIĞIM OLAYDIR"
Annesinin, vefatını derslerinden geri kalmaması için kendisine söylenmemesi konusunda vasiyette bulunduğunu anlatan Bakan Yıldırım şunları söyledi: "Ailem vasiyeti ciddiye almış ve beni çağırmadılar. Hayatımda babama, dedeme ve akrabalarıma hayıflandığım şey odur. Annemin cenazesine katılamamam şuan bile aklımdan çıkan bir şey değil. Böyle bir şeyi annem vasiyeti olsa bile uyulmaması lazım. Bir türlü annemin öldüğüne inanamadım. Bu yaşa geldim, evlendik, baba oldum, torunlarımız oldu, o duyguyu anlatmak mümkün değil."
Annesini 25 yıl önce kaybettiğini anlatan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ise, "Annemin Anneler Günü'nü kutlayamasam dahi o vesile ile bütün annelerin Anneler Günü'nü kutluyorum ve ellerinden öpüyorum." dedi.
EKREM DUMANLI: ANNEMİ 2007'DE KAYBETTİM AMA DAHA DÜN KAYBETMİŞİM GİBİ
Annesini 2007 yılında kaybettiğini ve daha dün kaybetmiş gibi üzüldüğünü belirten Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ise "Annemin vefatını yazmak zorunda kaldım. 'Doktorlara sitemimdir' diye bir yazı yazmak zorunda kaldım. Doktor kardeşlerime, arkadaşlarıma kişisel bir maceradan bir kenara ayrılarak bir takım tıbbi tahlillerden oluşan obje olmak yerine eşrefi mahlukat olarak görmeleri, her bir bireyi Allah'ın halifesi olarak addetmesi gerektiğini dair bir yazı yazdım. Bir canlı yayında sunucu Ramazan Bayramı'na yakın bir zamanda, 'Herhalde bu bayram annesiz geçecek' deyince bir ok gibi kalbime saplandı ve 'Annesiz Bayramlar' diye bir yazı yazmak zorunda kaldım. Bugün hala Yozgat'a gitsem annem beni bekliyor diye bir his var içimde. Hala rüyalarıma giriyor. Maalesef biz bir şeyi kaybettiğimizde değerini anlayan bir kültürden geliyoruz."
Türk medyasını genelde dünya standartlarının altında gördüğünü, kadına yaklaşımını eleştiren Dumanlı, "İkinci sayfa, üçüncü sayfa, arka sayfa gibi saçmalıkları Türk medyasında bir illüzyon gibi, hipnoz gibi bir şey olarak görüyorum. Arka sayfa güzeli diye bir şeyi, Türk medyasında bazı arkadaşların, ağabeylerimizin bizden öncekilerin, uydurduğu bir şey olarak görüyorum." diye konuştu.
Pazarlama ve satış tekniği şeklinde kullanılan, tamamen hiçbir haber değeri olmayan arka sayfa güzeli, üçüncü sayfa ve eklerin bulunduğunu belirten Dumanlı, "İnternette foto galeri diye verilen haberlerin pornografik olarak mütalaa edilmesi lazım. Haber diye girilen foto galeride 40 fotoğraf var. İnsan çocuğuna gösteremez utanır." dedi.
BEYAZ: BİRÇOK ADABI HEM ANNEMDEN HEM DE BABAMDAN ÖĞRENDİM
Anne deyince aklına kıymeti önceden bilmek kelimesinin geldiğini belirten Beyazıt Öztürk, "Küçüklüğümden beri annemin yaptığı tüm hareketlere dikkat etmişimdir. Hastalığı sırasında babama nasıl baktığına dikkat etmişimdir. Annem benim gözümde hayatım boyunca idol oldu. Birçok adabı hem annemden hem de babamdan öğrendim." dedi.
Televizyon hayatına 27 yaşında başladığını belirten Beyazıt Öztürk, "Evin içindeki hayat pişirdi beni. Bir gün programdan çıktım eve gittim saat 3 gibiydi gece. Anneme 'Programı izledin mi?' diye sordum. 'İzledim' dedi. 'Bayan konuğun şarkısını beğendin mi?' dedim. 'Onu izleyemedim' dedi. 'Bir VTR yaptık izledin mi?' dedim. 'Onu da izleyemedim, onu da kaçırmışım?' dedi. 'Şunu izledin mi bunu izledin mi?' dedim 'İzlemedim' dedi. Dedim, sen programı kaçırmışsın. Sonradan öğrendim, ben program yaparken pencerenin önüne oturuyor, bütün sokaktaki evlere bakıyor. Hangi konuk geldiğinde ışıklar yanıyor hangi VTR'de ışıklar sönüyor, onu takip ediyor. Ben o köşeyi özel dizayn ettirdim. Biz Beyaz Show'da 'Sizin mahallenize kamera koyduk, bizi izliyor musunuz?' diye bir bölüm başlattık, o annemden kalmadır." diye konuştu.
Sanatçı Mehmet Aslantuğ ise "En güzel tarifi ozan yapmış; 'iki büyük nimetim var, bir anam biri yarim, ikisine de hürmetim var biri anam biri yarim.' 31 yaşında 5 çocuğu ile dul kalmış bir annenin çocuğuyum. Babam ile yıllar sonra mezarında barışmasını ben istedim. 80 yaşında hayatta. Anama baktığımda bir de sevgiliye yare baktığımda kutsal yolcuğunu içinde olduklarını bir daha bir daha görüyorum." şeklinde konuştu.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker de, "Ülker'in başarısının sırrının rahmetli Sabri Ülker Bey'in kardeşi Sıdıka Hanım, büyük halamız. İlk hamura kıvamı veren kendisi. O ilk maya ile beraber bu işimiz güzelce gelişti. Annemin hayatta büyük etkisi var. Gençken anlayamıyoruz ama baba olduktan sonra annenin kıymetini anlıyoruz." açıklamasında bulundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara