TBMM İnsan Hakları Komisyon başkanı: Almanya'daki ırkçılık bir sistem sorunu
Neonazi cinayetleri yargılama sürecini izlemek üzere Almanya'ya giden TBMM İnsan Hakları İzleme Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, "Irkçıların yargılanmasından daha önemlisi, sorunun kaynağının görülmesi. Almanya'daki sistem sorunu temel sorunun gör
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-06 12:44:58
Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) konuşan Üstün, mahkemenin üstlendiği tarihi sorumluluğa dikkat çekti. Üstün, "Mağdur aileler adalet duygularını rahatlatacak kararı bekliyorlar. Mahkeme sanıkları yargılıyor, ama ırkçılık konusunda bugüne kadar yargıdan ciddi bir karar çıkmamış, karar gerekçelerinde sağduyulu bir ses yükselmemiş. Oysa mahkemeler gerekçeyi yazarken olayın arkasındaki asıl sebebi de değerlendirir, yargılarlar. Münih Mahkemesi'nin ırkçılığa karşı örnek içtihat oluşturacak karar vermesi, gerekçe yazması lazım. Eğer adi olaymış gibi yaklaşıp bunu yapmazlarsa tarihi fırsatı kaçırmış olurlar. Çünkü, sistem sorun üretmeye devam ediyor." diye konuştu.
Her ülkenin kendine özgü sorunları olabileceğini, hatta bunların tarihsel nitelik de kazanmış olabileceğini kaydeden TBMM İnsan Hakları İzleme Komisyonu Başkanı Üstün, sorunlarla yüzleşmeden çözüm üretilemeyeceğini söyledi. Türkiye'nin darbecilik-cuntacılık gibi tarihsel sorununu yüzleşerek çözüm yoluna girdiğinin altını çizen Üstün, "Kabullenmeyip, görmezden gelsek, medya-toplum ve yargı sorunun üzerine gitmese böylesi bir temel sorunu çözme iradesini nasıl gösterecektik?" diye sordu.
Irkçılık sorununu çözmek için öncelikle Alman medyasının önyargılardan arınması gerektiğini vurgulayan Üstün sözlerini şöyle sürdürdü: "Alman medyasında, çağdaş demokrat insanlara ve toplumlara yakışmayan güçlü bir önyargı akımı var. Zaman zaman depreşerek insanlığa büyük acılar yaşatmış tarihsel derinliği olan ırkçılık hastalığını görmezden geliyorlar. Milyonlarca insanı insanlık dışı uygulamaya maruz bırakan bu hastalık bünye güçlü iken hissedilmiyor, ama aydınların bunu hissetmesi, görmesi gerekiyor. Ekonomik ve sosyal krizler art arda gelince ırkçılık hastalığı hortluyor ise medya ve aydınlar rolünü oynamıyor demektir. Avrupa'daki ırkçı partiler yüzde 20-25 bandına oturmuşsa bu hastalığı daha ne kadar görmezden geleceksiniz? Mahkeme tarihe not düşecek gerekçe yazamazsa derin dehlizlere inen sorunu çözme iradesini nasıl göstereceksiniz?"
Ülke yönetimindeki etkili ve yetkili isimlerin de görmezden gelerek konuşmak istememelerinin sorunu büyüttüğünü kaydeden TBMM İnsan Hakları İzleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, "Almanlar sistemlerinin tıkır tıkır işlediğini öne sürerler. Bu insanlar 10 yıldır suç makinesine dönmüşler. 10 cinayet işleyip, 14 banka soyuyorlar. Yurt dışına çıkmayıp ülke içinde elini kolunu sallayarak geziyorlar. Almanya'nın bunu gözden kaçırması, görmezden gelmesi garip değil mi? Bir de iddia edildiği gibi sistem tıkır tıkır işliyorsa bunun garabeti yükselmiyor mu?" ifadelerini kullandı.
Yapılan bir ankete göre İçişleri Bakanlık kadrolarının yüzde 45'inin ırkçı eylemleri sempati ile karşıladığını gösterdiğine dikkat çeken Üstün, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunu görmek için polisiye-dedektif bakış açısına sahip olmak gerekmiyor. Görünen gerçek sanıkların mutlaka birtakım kişi ve kurumlardan müsamaha gördüğüdür. Polis katilinin destek almadan 10 yıl elini kolunu sallayıp yakalanmaması mümkün mü? Siyasiler o kadar önyargılı ki komisyonumuzu ziyarete gelen önemli isimler bile ülkelerindeki ırkçı saldırıları kabullenmeyip itiraz ediyorlar. Komisyonumuzun 2012 ara raporuna giren saldırıları isim-adres ve tarihle verince sessizliğe gömülüyorlar. İktidardaki Hristiyan Demokrat Parti yöneticileri anlamsız biçimde savunmaya geçiyorlar. Sorunun büyüğü aslında bu. İnsanlık suçunu görmeme önyargısı."
Irkçılık sorununun çözümünün gecikmesinin tüm insanlık için tehlike olduğunu vurgulayan Üstün, bunun tarihte acı örneklerinin bulunduğunu aktardı. Başbakan Merkel'e çözüm konusunda destek olması gereken çalışma arkadaşlarının garip kaygılar içinde olduğunu kaydeden Üstün, "Ne kaygıları var bilemiyorum. Anlaşılır gibi değil. Duruşları ile ırkçılara psikolojik destek veriyorlar. Oysa sorun siyasi irade olmadan bürokrasinin üstesinden gelemeyeceği kadar büyük. Kabullenmezlerse çözemezler, çözme iradesi göstermedikleri halde sorunun önce kendilerini, sonra Avrupa'yı ve tüm dünyayı sıkıntıya sokacağını söylüyoruz. Dileriz bu yargılama bir dönüm noktası olur." şeklinde konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara