Dolar

34,8660

Euro

36,7937

Altın

3.049,56

Bist

10.118,10

İsrail'in tazminatı ile inek meselesi

Yukarıdaki kıssada anlatıldığı gibi Hz. Musa'nın kavmi, Allah'ın emrini yerine getirme konusunda sürekli zorluk çıkardılar; ürettikleri detaylar nedeniyle bu emir neredeyse yapılamaz hale gelince uygulamayı kabul ettiler. Aslında istenen çok kolaydı; sadece bir sığır keseceklerdi.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-05-06 21:30:14

İsrail'in tazminatı ile inek meselesi
TIMETURK / Murat Gerger

İsrail Hükümeti, Mavi Marmara’da katledilen dokuz insanın hayatına karşılık onların uğruna can verdiği istekleri görmeyip işi sürekli olarak zora sokup bir oldubitti ve pazarlıkla her şeyi kapatmayı çalışıyor.

İsrailoğulları'nın dinlerini zorlaştırmaya çalışan bu garip mantık, en açık şekilde Bakara Suresi'ndeki bir kıssada anlatılır. Bu kıssada Allah, İsrailoğulları'na bir buzağı kesmelerini emretmiştir. İstenen, sadece bir buzağının kurban edilmesidir ve Hz. Musa da bunu kavmine bildirir. İsrailoğulları ise bu çok açık ve kolayca yapılabilecek emri zorlaştırırlar. Allah onlardan sadece sığır kesmelerini ister, onlarsa dinin zor ve karmaşık olması gerektiğini düşünerek kendilerinden istenmediği halde teferruata dalarlar. Önemsiz ve gereksiz detaylara dalarken içlerinde bulunan Allah'ın elçisine, "Bizi alaya mı alıyorsun?" diyecek kadar da ileri giderler:

Hani Musa kavmine: "Allah, muhakkak sizin bir sığır kesmenizi emrediyor" demişti. "Bizi alaya mı alıyorsun?" dediler. (Musa) "Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım" dedi.

"Rabbine adımıza yalvar da, bize niteliklerini açıklasın" dediler. (Musa, Rabbine yalvardıktan sonra) "Şüphesiz Allah diyor ki: O ne pek geçkin, ne de pek genç, ikisi arası dinç(likte bir sığır olmalı)dır. Artık emrolunduğunuz şeyi yerine getirin" dedi.

(Bu sefer) dediler ki: "Rabbine adımıza yalvar da, bize rengini bildirsin." O: "(Rabbim) diyor ki: O, bakanların içini ferahlatan sarı bir inektir" dedi.
(Onlar yine:) "Rabbine adımıza yalvar da, bize onun niteliklerini açıklasın. Çünkü bize göre sığırlar birbirine benzer. İnşaAllah (Allah dilerse) biz doğruyu buluruz" dediler.

(Bunun üzerine Musa, "Rabbim) diyor ki: O, yeri sürmek ve ekini sulamak için boyunduruğa alınmayan, salma ve alacası olmayan bir inektir" dedi. (O zaman): "Şimdi gerçeği getirdin" dediler. Böylece ineği kestiler; ama neredeyse (bunu) yapmayacaklardı. (Bakara Suresi, 67-71)

Yukarıdaki kıssada anlatıldığı gibi Hz. Musa'nın kavmi, Allah'ın emrini yerine getirme konusunda sürekli zorluk çıkardılar; ürettikleri detaylar nedeniyle bu emir neredeyse yapılamaz hale gelince uygulamayı kabul ettiler. Aslında istenen çok kolaydı; sadece bir sığır keseceklerdi.


Âyetlerde Anlatılan Öykünün kısa Özetine bakarsak;

Israiloğullarından bir genç varmış, çok zengin bir de amcası varmış, amcasının çok güzel bir kızı varmış, kızıyla evlenmek ve mallarına varis olmak için genç, amcasının biran Önce ölmesini beklemiş, ama adam bir türlü ölmemiş ve ömrü uzadıkça uzamış, genç, amcasının çabuk ölmesini istemiş ve gidip öldürmüş, cinayetin faili meçhul olması ve kimsenin kendisini öldürmekle suçlamaması için ölünün cesedini evlerden birinin Önüne bırakmış, evin kapısı önünde oturup ağlamış ve sahiplerini amcasını öldürmekle suçlayarak kan diyetini istemiş, ev sahipleri ise yemin ederek adamı öldürmediklerini söylemişler.

Konuyu Hz.Musa'ya anlattıklarında bir inek kesmelerini söylemiş. Adamlar tuhaf bakmışlar ve meşgul oldukları konu ile bunun bir ilgisinin bulunmadığını sanarak Hz.Musa'ya itiraz etmişler.Fakat Hz.Musa isteğini tekrar etmiştir, ineğin yaşını, rengini ve işini sorarak kendilerini zora sokmuşlar, Hz.Musa hepsine cevap vermiştir.

Hz.Musa'nın verdiği nitelikleri almışlar ve bu niteliklere sahip bir inek aramaya koyulmuşlar. İsrail oğullarında aramışlar, fakat bu niteliklere sahip sadece bir tek inek bulmuşlar. Bu ineğin de haliyle israiliyyat bir kıssası varmış.

Bu inek yetim ve fakir bir gencinmiş, genç, ölmüş babasına ve hayatta olan annesine çok çok saygılıymış.

İneği kendilerine satması için pazarlık yapmışlar, genç gittikçe fiyatı yükseltmiş, yüz dinar, iki yüz dinar, dört yüz dinar, sekiz yüz dinar vermişler, razı olmamış ve teraziye koyup ağırlığınca altın vermelerini istemiş, böyle başka bir inek bulamadıkları için gencin istediklerini kabul etmek zorunda kalmışlar ve istediğini vermişler, o da anne babasına itaatkar olduğu için en büyük zenginlerden olmuştur.

İneği alıp kesmişler, sonra ondan bir parça almışlar. Ön ayak mı, arka ayak mı, but mu, başı mı, ..mı mı.....mı? Konusunda israiliyyat ravileri alabildiğine ihtilaf etmişler. Sonunda alınan parça ile öldürülen adamın vücuduna vurmuşlar. Allah öldürülen adamı diriltmiş, adam konuşarak "Yeğenim falan beni öldürdü" demiş ve tekrar ölmüş.

Bunun üzerine işlediği cinayetten dolayı Öldüren genç amcasının mirasından mahrum edilmiştir. O günden beri öldüren kimseye öldürdüğü kişinin mirasından bir şey verilmemiştir.

Gerçekten yahudiler yahudidirler! Yahudiler için meselenin çözümü önemli değildir. Onlar için önemli olan, meselenin uzatılması ve sürüncemede bırakılmasıdır. Yine onlar için hakkın ortaya çıkması ve sahiplerine verilmesi değil, ellerinden geldiği kadar sıkıntı çıkarmak önemlidir. Onlar için önemli olan, makul bir sonuç elde etmek değil, işin sürüncemede kalması, görüşme zincirine yeni halkaların eklenmesi ve karşı tarafın boşlukta ve ortada bırakılmasıdır.

Yahudilerin bu karakterini inek kesme öyküsünden çıkarıyoruz. Tarihleri boyunca onlar hakkında bildiklerimiz de böyledir. Direkt veya dolaylı olarak düşmanlarıyla yaptıkları görüşmeler günümüzde onların bu huyunu ve yolunu gösteren en açık delildir.

Bu bakımdan gerek özür ve gerekse tazminat meselesinde yapılan pazarlıklar İsrail’in geleneksel kadimdavranışlarının bir sonucudur. İsrail bu meseleyi ne kadar uzatırsa uzatsın Kur’an’ı Kerim’de anlatılan inek kıssası gibi kendisine pahalıya patlayacaktır. Bu nedenledir kş, İsrail ambargoyu kaldırır ve tazminatı da hakkıyla öderse bu meseleden en az zararla çıkar.

Haber Ara