Askerî belge sızdırma davasında söz savunmada

İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, tehdit ve şantajla askeri bilgi ve belge temin etme davasında, bin 1937 sayfalık iddianamenin okunmasının ardından 49'u muvazzaf ve 79'u tutuklu 357 sanık savunma yapmaya başladı. CHP milletvekilleri Musa Çam, Mustafa Moroğlu ve Alaattin Yüksel, duruşma salonuna gelerek seyirci koltuklarında yerini aldı. İlk olarak örgüt elebaşı olduğu iddiasıyla müebbet hapis istenen marina sahibi Bilgin Özkaynak, hakkındaki suçlamalara cevap verdi. Emniyette ve savcılıktaki beyanlarının doğru olduğunu söyleyen Özkaynak, örgütün arşivi olarak bilinen "Pandora" veri tabanının kendisine ait olmadığını öne sürerek, "Elleriyle getirip koydular. O bellekler benim değil." dedi. Bir gece ansızın polisler tarafından evinin basıldığını belirten Özkaynak, ABD'den gelen ve isminin geçmediği bir epostanın ardından tutuklandığını ifade etti. Sapanca'daki evinde bulunduğu söylenen harddisk ve flaş belleklerin kendine ait olmadığını tekrarlayan Özkaynak, "Sapanca'ya gitmişler, muhtarı almışlar. Toplam 4 dönüme yakın bir yer, 5 dakikanın içinde buluyorlar. Beni, yakın olmasına rağmen İstanbul'dan Sapanca'ya götürmüyorlar. İki tane arama var orada. Birinde beş altı antika tüfek var, onları buluyorlar. İkinci aramada bu harddisk ve flaş bellekleri buluyorlar." dedi. Sapanca'daki evinde bekçi ve iki çocuğunun kaldığını da kaydeden Özkaynak, "O bellekler o kadar değerliyse niye ortaya koyuyorum? Alır bekçinin çocuğu, siler, müzik koyar. O kadar para verip topladığım söylenen o flaş bellekleri ortalığa koyar mıyım?" diye konuştu.

'NARİN'İ SEKRETER OLARAK BİLE ALMAM'

Suç örgütü yöneticisi olmakla suçlanan Narin Korkmaz'la gözaltındayken tanıştığını da belirten Bilgin Özkaynak, "Narin, annesi babası sahip çıkmamış, kendini mahvetmiş deli bir kız. Şirketime sekreter al deseler, almam." dedi. Örgüt olarak eski MİT Müsteşarı Emre Taner ve Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş'i fişledikleri iddiasını da kabul etmeyen Özkaynak, "Eski MİT başkanı bu örgütü bilmiyorsa söyleyecek bir şey yok." şeklinde konuştu.

Askeri bilgi ve belge davasından kurtarma vaadiyle bir avukatın kendisinden 3,5 milyon euro istediğini ve Korkmaz'ın dosyasını getirdiğini öne süren Özkaynak, ortak hesap açarak 1,5 milyon lira yatırdığını belirterek, "Bu avukatlar, KOM şubeden Narin'in dosyasını alıp getirdi. Bir süre sonra kandırıldığımı anlayıp dava açtık ve paramızın 1 milyon 150 bin lirasını geri aldık. Geri kalanını ise alamadık. Onunla ilgili davamız sürüyor." dedi. Özkaynak, delillerin başkası tarafından koyulduğu iddiasını yineleyerek, "Elleriyle getirip koydular. Bu kadar insanı da yaktılar. O bellekler benim değil. Ben saklamak istesem, Sapanca'da ormanlık alan var. Onlarca arabam var, gider oralara saklarım. Mehmet Aksu, Coşkun Başbuğ, Naci Yıldız dışında bu örgütten kimseyi tanımıyorum. 6 milyon lira bu ülkeye vergi veriyorum. 1 milyon dolarlık arabaya biniyorum. Bu belgeleri 100 bin dolara satıp bu hayatımdan mı vazgeçeceğim?" ifadelerini kullandı.

'YALAN MAKİNESİNE BAĞLAYIN'

Sanık Bilgin Özkaynak, doğruları söylediğinin ispatı için yalan makinesine bağlanmayı istediğini de ifade ederek, "Pandora benim evimde çıkmamıştır, polis tarafından koyulmuştur. Yalan makinesi ve hipnoz, dünyada kullanılıyor. Hipnoz bir tedavi yöntemidir. Uyutun beni sorun, bu askerlerle, bu kızlarla, evraklarla ilgim varsa ben her şeyi kabul ediyorum." dedi.

Özkaynak'ın ardından örgüt yöneticisi olmakla suçlanan emekli istihbaratçı Albay Coşkun Başbuğ, Hakan Oğuzhan, Narin Korkmaz ve Safiye Köten'in savunmaları dinlenecek. Yarın diğer koordinatörler, Onur Süer, Bülent Acar, Engin Çırakoğlu, Bülent Akbaş, Mehmet Aksu ve Engin Karatekin'in savunmaları alınacak. 23 Mayıs 2013'e kadar 79 tutuklu sanığın savunmaları tamamlanarak tutuksuz sanıklara geçilecek. Mahkeme Başkanı Atilla Rahman, 27 ve 28 Mayıs'ta celbi öngörülen sanıkların 29-30 Mayıs ve 3-4 Haziran günlerinde tutuksuz savunmalarının alınmasının, 5 Haziran'da ifadesi alınmayan sanıkların ifadelerinin talimat yoluyla alınmasının planlandığını bildirdi.