Türk sivil toplum kuruluşlarından çifte vatandaşlık atağı

Almanya'daki Türk sivil toplum kuruluşları (STK) genel seçimlere aylar kala çifte vatandaşlık hakkı için dört bir koldan çok sayıda çalışmaya imza atıyor. Adeta "Çifte vatandaşlık seferberliği" başlatan STK'lar, TGB'nin topladığı 100 bin imza ve ortak "Seçim İnisiyatifi" oluşumundan sonra siyasi partilere "100 bin e-mail" çağrısı yaptı. İnisiyatif grubu 100 bin e-maile hiçbir politikacı ve partinin duyarsız kalamayacağını vurguluyor.

Almanya'daki Türk sivil toplum kuruluşları (STK) doğuştan Almanlar başta olmak üzere 53 ülke vatandaşı için mümkün olan çifte vatandaşlığın Türklere de tanınması için, birlikte bir sinerji oluşturmak amacıyla dört koldan çalışma başlattı. Berlin Türk Cemaati (TGB) öncülüğünde çifte vatandaşlık için toplanan imza sayısı 100 bini aşarken, DİTİB, ATİB, IGMG, VIKZ gibi neredeyse tüm STK'lar ve Türk medyası, seçimlere katılımı teşvik ve çifte vatandaşlık için ortak "Seçim İnisiyatifi" oluşturdu.

Türk STK temsilcileri, TGB'nin topladığı 100 bin imzadan sonra şimdi de siyasi partilere 100 bin çifte vatandaşlık maili hedefliyor. STK'lar vatandaşlık kaybıyla karşı karşıya olan "Opsiyon modelli gençlerin" Almanya gündemine oturduğu, SPD ve FDP'nin çifte vatandaşlığı parti programına aldığı ve genel seçimlerin öncesi de bulunduğumuz bu dönemin çifte vatandaşlık hakkı için oldukça uygun bir dönem olduğunu vurguluyor.

KRV Uyum Meclisi Başkanı Tayfun Keltek, 20 yıldan beri bunun mücadelesini verdiklerini hatırlatarak, çifte vatandaşlık için partilere mektup ve e-mailler yazacaklarını, kendilerine bağlı uyum meclisleri ve üyelerini de teşvik edeceklerini belirtti. ATİB Genel Başkanı İhsan Öner ise çoktan bu çalışmaları başlattıklarını, KRV Başbakanı Hannelore Kraft'a bir mektup yazdıklarını, ayrıca STK'larla ortak "Seçim İnisiyatifi" kurduklarını bildirdi. Genel Sekreter Yardımcısı ve DİTİB Sözcüsü Dr. Bekir Alboğa ise çifte vatandaşlık sözü veren partilerden sözlerini tutmalarını istedi. Ortadaki haksızlığa dikkat çeken Alboğa, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına reva görülen bu uygulama evrensel ve AB eşit muamele prensiplerine aykırıdır. 50 yıldır bu ülkede yaşayan Türk kökenli yurttaşlar bir Bulgar, bir Yunan veya bir İran uyruklu ile aynı hakka sahip olamıyorsa, burada bir yanlışlık vardı.r" diye konuştu.