Karayılan sürecin sonunda Türkiye'de mi yaşayacak ?
Taha Akyol'un sorularını canlı yayında cevaplayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın gündeminde çözüm süreci , PKK'nın geri çekilmesi ve mecliste yaşanan küfür olayları vardı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-04 09:55:39
Bülent Arınç, CNN Türk televizyonunda yayınlanan "Eğrisi Doğrusu" programında gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Küfürlü konuşmalar
"Son zamanlarda TBMM'de siyasi tansiyon yüksek olduğu için mi kaba ve incitici konuşmaların önceki dönemlerden fazla" olduğuna ilişkin ifadelerin kısmen doğru olduğunu, bunu kimsenin tasvip edemeyeceğini söyledi.
Arınç, "Şüphesiz bir milletvekilimizin fevri bir hareketle, çok öfkelenerek ağzından kaçırdığı bu kelimeler, çok üzücü oldu, kendisi de partimiz de bunun farkında" dedi.
TBMM başkanlığı döneminde bu kadar yoğun, kaba, incitici konuşmaların olmadığını anımsatan Arınç, seçilmiş kişilerin hal, tavır ve sözlerine toplumda, herkesten çok daha özenli olması gerektiğinin altını çizdi.
Geçmiş dönemde en ağır eleştirileri yapanların harika üslupları olduğunu belirten Arınç, Bülent Ecevit'in konuşmalarının buna örnek gösterdi.
TBMM'de 1 Mart tezkeresinin gibi konuların görüşüldüğü kapalı oturumlarda, çok sert tartışmaların yaşandığını bildiren Arınç, "Oradaki konuşmalarda bile bir zarafet vardır, bir nezaket vardır, bugünkü gibi gelişigüzel, 'vatan hainleri, işbirlikçiler, bölücüler, şunu satanlar, bunu atanlar' bir tek cümle sarf edilmemiştir, bu örnek bir davranıştır" diye
konuştu.
Çözüm Süreci
Başbakan Yardımcısı Arınç, terör örgütü PKK'nın silah bırakmasına ilişkin farklı takvimlerin olduğu yönündeki değerlendirmeye ilişkin, çözüm sürecini madde madde anlatacak, ne şekilde son bulacağı sorusuna yanıt verecek Türkiye'de kimsenin olmadığını dile getirdi.
Arınç, şöyle devam etti: "Terör konusunda, konvansiyonel silah ve usullerle bir kavga, savaş yapmıyoruz, bir savaş içerisinde değiliz. Bize tamamen yabancı, farklı argümanları elinde taşıyan, yerelleşmiş bir kötü işle karşı karşıyayız. Asimetrik, nerede ne zaman çıkacağı belli değil, nereye gizlendiği belli değil, Dersim de değil, Şeyh Said de değil, başkası da değil. Orada hedefler belli, yapılanlar belli, tasvip ettiğim için söylemiyorum, yapılan noktasında söylüyorum.
Siyasallaşma var, başka şeyler var, yerel unsurların desteği var, dışarıdan girişler var, içeriden yukarıya çıkışlar var, kendi insanın sabah okulda öğretmen olarak görüyorsunuz akşam poşuyu sarıyor eylem yapıyor. Söylenecek çok şey var da yeri değil. Bütün bunlara karşı yapabildiğimiz yaptık bugüne kadar, geçmişi de kötülemek için söylemiyorum."
KARAYILAN NEREYE GİDECEK?
Öldürme, cinayet gibi olaylara karışanlara buyur gel, başımız üstünde yerin var diyecek halimiz yok. Lider noktasında olanların, Karayılan ve çevresinin Türkiye’ye gelmeyecek şekilde hangi ülkelere gidecekleri ileride konuşulacak bir konu. Şiddet yerine siyaset yapma arzuları varsa, bundan memnun oluruz. Ama cinayet işlemişlerse bir yargı süreci vardır ve bunun dışına çıkmak şimdilik mümkün değildir.
KCK operasyonları
KCK operasyonlarıyla insanların eziyetten kurtulduğunu, şehirleri de rahatlattığını söyleyen Arınç, şu bilgileri verdi: "Ben, operasyonlar noktasında iyi sonuç alınmaya başladığını ve kendi hedeflerine ulaşamadıklarını çok iyi biliyorum. 2011 hedefti; sıfır. 2012; artık son, final yılıydı, kendilerinin final yılı oldu bir noktada. Halkın da onlardan sıtkı sıyrıldı, ihbar etmeye başladı, yaşatmamaya başladı, imkan vermemeye başladı. Yani vatandaştan da yüz bulamaz oldular. Bu Şemdinli'de yaşanan olaylar yarın filmlere konu olacak olaylardır. Yani halkın orada terör örgütüne karşı olan direnişini 75 milyon alkışlamalıdır. Camilerde dualar edilmiştir, evlerde dualar okunmuştur, asker korusun diye, güvenlik korusun diye. Zannetmeyelim ki Şemdinli halkı bu PKK örgütünün arkasındadır, peşindedir.
Dört kadının cenazesi taksinin içerisinden çıktı, 218 tane mermi saydılar. Batman'da kadıncağız karnında çocuğuyla şehit oldu, Bingöl meydanında alışverişe giden kadın çocuklarının üzerinde bombayla parçalandı. Bu kadar vahşeti irtikap etti bu örgüt ama bunun karşılığı verildi, Amanos'takilere de verildi, oradakilere de verildi ve yıllarca girilemeyen Ali Boğazı'na ilk defa askerler, güvenlik güçleri girdi. Bu komutanlara ne kadar teşekkür etsek, güvenlik güçlerine ne kadar teşekkür etsek azdır."
"Akılsızlıktır..."
Mücadeleyi anladıkları dilden yapmaya başladıklarını ancak kesin sonuç alınamadığını ifade eden Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Başka şeyler yapmamız da gerektiğine biz hükümet olarak ikna olduk. Bu yüzden 13-14 yıldan beri cezaevinde bulunan, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum insanın, bir şekilde bu sürecin, teröre silah bıraktırmaya doğru gidecek bir başlangıç noktası olabileceği MİT tarafından tespit edildi.
'Onun da düşüncelerinde bu istikamette birtakım değişiklikler olduğu' ifade edildi, hem mektupları hem talimatları hem sözleriyle. Bu onu sevdiğimiz anlamına gelmez ama akıllı olan siyaset, ondan istifade etmeye çalışır. Eğer ona inanmış kitleler varsa ve 'Senin iraden bizim irademizdir' diyerek açık senet imzalamışlarsa bu insan, bu sürecin başarıyla sonuçlanmasına katkı sağlayacaksa şu veya bu şekilde, ondan istifade etmemek bence akılsızlıktır."
"Tarih verecek durumda değilim"
Arınç, gelinen noktada Öcalan'ın talimatının olumlu karşılandığını ancak Karayılan'ın kendi
iç politikaları sebebiyle Öcalan'dan farklı konuşmaya çalıştığını, hükümetin götürmek istediği süreci farklı mecralara doğru sürüklemek istediğini ifade etti.
Bunların hiçbirisinin hükümetin düşündüğü ve kabul ettiği şeyler olmadığını vurgulayan Arınç, "Bize düşen kendi düz çizgimizi takip ederek sadece bu ülkeden silahlarıyla beraber çıkmaları değil gittikleri yerde de silahı bırakmaları ve bu örgütün şiddetten, silahtan, eylemden arındırılmış hale gelmesi. Siz bana bunun tarihini soruyorsunuz. Bunun tarihi verecek noktada değilim" açıklamasında bulundu.
"Hukuk içerisinde çözüyoruz, çözeceğiz"
Süreçte gelinen noktanın hangi aşamada olduğunun sorulması üzerine Arınç, Öcalan'ın Nevruz'daki sözlerinin Kandil tarafından kabul edildiğini, örgütün 8 Mayıs'tan itibaren ülkeyi terk edeceğini anımsattı.
Arınç, "Silahlı unsur dediğine göre silahlarıyla gidecekler. Nasıl gidecekler o bize ait bir konu. Biz onu kendi yetkilerimiz, sorumluluklarımız içerisinde hükümet olarak şüphesiz yine hukuk içerisinde kalmak suretiyle onu çözüyoruz, çözeceğiz. 8 Mayıs'tan sonraki çıkışlar gerçekten vadedildiği gibi mi olacak veya olmayacak onu ancak bu merhaleyi katettikten sonra görebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.
Parlamentodan geçmesi zor talepler olduğunun belirtilmesi üzerine Arınç, "Ama düşünün silahlı geri çekilmenin bile bir kanunla olmasını istemişlerdi. Hatta o olmazsa çıkmayız diyorlardı. O yok ama çıkıyorlar veya çıkacaklar. Yani hükümet süreci yönetirken kendi doğrularıyla hareket ediyor ve olması gerekeni yapıyor. O istediği kadar orada ne söylerse söylesin. Söyledikleri mantıklı mı mantıksız mı bizi ilgilendirmez. İstihbarat örgütümüz o sözlerin ne anlama geldiğini söyler biz ona göre çalışmamızı yaparız. Bir defa şu silahlı unsurların Türkiye topraklarını terk etmesi önemli bir merhaledir. Bunun bitişini beklememiz lazım" ifadelerini kullandı.
Tutuklu milletvekilleri
"Birkaç defa onları özledim diyerek yine kamuoyunun sizden bekleyeceği anlayışı, kapsayıcılığı gösterdiniz. Şu anda cezaevinde duruyorlar. Şimdi önümüzde bir örnek var. Sayın Tayyip Erdoğan'ın demokratik yolunun açılmasında Baykal'ın katkısı var. CHP'nin katkısı var. Tutuklu milletvekilleri konusunda bir jest yapmak size düşmüyor mu" sorusuna Arınç, "yaptık" karşılığını verdi.
Kişiye özel bir kanun çıkarılmadan genel hükümler çerçevesinde bu konunun çözülebileceğini belirten Arınç, 3. yargı paketinde önemli düzenlemeler getirildiğini ama yargının buna uymadığını ifade etti.
Arınç, CHP'nin ısrarla konuyu hükümetin meselesi olarak görmesini eleştirdi.
"Biz vatansever insanlarız"
"Kandil terör örgütünün silahlı yönetim merkezi olarak devam edecekse tehdit sürecek demek değil midir" şeklindeki soru üzerine Arınç, süreçte hükümete güvenilmesini istedi.
Arınç, "Biz vatansever insanlarız, ülkesini, milletini seven insanlarız. Biz teröre düşmanız. Terör örgütünün başındaki insanlarla da kavgamız var. Hepimiz suikastlerden, tehditlerden geliyoruz. Biz bu ülkenin hayrına olmayacak hiçbir şey yapmayız. Bize yüzde 50 seçmen güveniyorsa biz o seçmenin oy vermese bile bu hükümet 11 yıldır çok güzel şeyler yaptı diye takdir eden insanların desteğini arkamıza aldık. Elde var bir. İkincisi 75 milyonun şu anda yüzde 68'i de, 58'ler bitti, yüzde 68'i de bundan başka çaremiz yok, çözüm sürecine ümit bağladık diyorlar. Elimizde bu var. Bize güvenin kardeşim. Bize güvenin ama bize de yol gösterin. Bize doğru eleştiriler getirin, bizi sorularınızla teşvik edin. Yolumuzdan döndüremeyeceğiniz çok açık. Kılıçdaroğlu ne derse desin, Bahçeli ne
kadar bağırırsa bağırsın bu çıktığımız yoldan inşallah netice alıncaya kadar dönmeyeceğiz."
Türkiye'de 4 aydır can yakan bir eylem olmadığının altını çizen Arınç, şehit ailelerinin, gazilerin teröristlerin cezalandırılmasını istediğini ayrıca bu işe çözüm bulunmasını istediklerini anlattı.
İlk isteği yerine getirdiklerini belirten Arınç, şimdi ikincisini yapmaya çalıştıklarını söyledi.
Yeni anayasa
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Yeni iç tüzüğe ihtiyacımız var. İç tüzük suistimal ediliyor, haklar kötüye kullanılıyor" dedi.
Arınç, "Türkiye 32-33 yıl sonra hala kendi, parlamentoya dayalı anayasasını yapamıyorsa biz de bu ayıbın içindeyiz, diğer partiler de bu ayıbın içinde. Yani yeni bir anayasa yapmak üzere birilerinin kapıyı çalmasını mı bekliyoruz? Böyle bir beklenti artık mümkün değil" diye konuştu.
Başkanlık sistemi
Başbakan Yardımcısı Arınç ayrıca, "(Başkanlık tartışmaları) Madem ki bu kadar 'chcek balance'ın en koyusu var bu işin içerisinde, başkanlık sistemi de konuşulsun, taraftar bulursa 4 parti tarafından, gelsin. Ama 4 partinin birisi, ikisi, üçü karşı olursa 'biz bundan vazgeçeceğiz' dedik" ifadelerini kullandı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara