Geçmişteki bir Roboski daha Şırnak’ta ortaya çıktı!
Geçmişteki bir Uludere daha Şırnak’ta ortaya çıktı. 1994’te kadın çocuk iki köy bombalandı. O zaman “PKK yaptı” dendi. Ama bölgede iki askeri uçak saptandı....
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-05-04 17:13:06
Şırnak’ta 19 yıl önce 38 köylünün ölümüyle sonuçlanan ve Genelkurmay Başkanlığı’nın “O tarihte o bölgeye bir hava operasyonu düzenlenmedi” diyerek kabul etmediği iki köyün bombalanmasının arkasından Hava Kuvvetleri Komutanlığı çıktı. Şırnak’ın Kuşkonar ile Koçağılı köylerinin 26 Mart 1994 günü öğlen saatlerinde iki uçak tarafından bombalanmasının ardından aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 38 kişi yaşamını yitirmiş 13 kişi de çeşitli yerlerinden yaralanmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmaya, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda “1994 yılında Şırnak İli batısı ile Kuzeybatısı 10 NM (18.55 km)’de Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından iki uçuş icra edildiği tesbit edilmiştir” ifadeleri yer aldı.
Dosya oradan oraya gitti
Bahar Gılıçgedik'in Taraf'taki haberine göre, Kuşkonar ile Koçağılı köylerinde 19 yıl önce yaşanan bombardımanın ardından köylüler yaşanmaz hale gelen evlerini terk ederek Kumçatı, Cizre, Siirt ve Mersin’e göç ettiler. Olaydan 10 yıl sonra köylüler Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek suç duyurusunda bulundu. Soruşturmayı yürüten Şırnak Cumhuriyet Savcılığı, bombalamanın PKK tarafından yapıldığını iddia ederek dosyayı dönemin Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı’na gönderdi. Dosyanın Diyarbakır’a gelmesi ile köylülerin avukatı olan Tahir Elçi, savcılığa olayı gerçek yönleri ve tanıklarıyla anlatan bir dilekçe sundu. Elçi’nin 4 Ekim 2004 tarihli dilekçesini değerlendiren Savcılık, 19 Ekim 2004 tarihinde görevsizlik kararı vererek dosyayı Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı da dosyaya ilişkin yeniden görevsizlik kararı verdi. Bu sefer dosya, 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı’na gitti. Askeri Savcılığın da görevsizlik kararı vermesiyle tekrar Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen dosya yine askerî mahkemeye gitti. Bunun üzerine Avukat Tahir Elçi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne itirazda bulundu. İtiraza verilen yanıtta ise 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın yetki sahası içinde bulunan uçak ve helikopterlerde görev yapan personel tarafından gerçekleştiğine dair delil bulunmadığı ve askerî yargılamanın görev alanı dışında olduğu belirtildi. Bunun üzerine Elçi dosyayı AİHM’e taşıdı.
Soruşturmayı yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, geçtiğimiz yıl Sivil Havacılık Dairesi’ne bir yazı yazarak 1994 yılında Malatya Erhaç 7’inci Ana Jet Komutanlığı ile Diyarbakır 2’nici Hava Kuvvetler Komutanlığı’ndan uçakların iniş kalkış belgelerini istedi. Sivil Havacılık Dairesi tarafından savcılığa gönderilen belgede, “1994 yılında Şırnak ili batısı ile Kuzeybatısı 10 NM (18.55 km)’de Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından iki uçuş icra edildiği tesbit edilmiştir” yazısı geldi.
Sivil Havacılık tarafından gönderilen “Görevler” başlıklı belgede olay günü yapılan uçuşla ilgili şu belirlemede bulunuldu: “Her birinde iki uçak olmak üzere iki uçuşun gerçekleştiği, 10:24 ve 11:20’de saatlerinde başlandığı, bombalamanın saat 11:00 ve 11:20 sularında gerçekleştiği, uçakların bomba yüklü olduğu, uçuşlardan birinin iki F-4 diğer uçuşun ise iki F-16 savaş uçakları tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır” Sivil havacılık tarafından gönderilen belgeler ile 1994 yılından beri köylülerin savcılığa verdikleri ifadelerin örtüştüğü görüldü. Soruşturmaya bakan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Malatya Erhaç 7. Anajet Üst Komutanlığı ve Diyarbakır 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Kasım 2008 tarihinde gönderilen yazılarda, söz konusu tarihte uçuş faaliyeti yürütüldüğüne dair herhangi bir kayıt bulunmadığı belirtildi.
Köylülerin ifadeleriyle örtüşüyor
Olay sırasında Kuçağaçlı Köyü’nde yaşayan Ahmet Bengi adlı kişi savcılığa verdiği ifadesinde şunları söylemişti: “Olayın olduğu tarihte merkeze bağlı Koçağaçlı köyünde ikamet ediyordum. Bir helikopter geçti, bunlar işaret verici bir şey attı. Hemen ardından iki jet köyümüzün üzerinden geçerken her birinden ayrı ayrı dörder tane toplam sekiz tane bombaları köyümüzün üzerine bıraktılar. Jetler köyümüzü taradı. Atılan bomba parçalarının bir kısmı evime isabet eti, evim çöktü. Patlamada annem ile iki çocuğumu kaybettim. Eşim Behiye ise başından yaralandı. Bugüne kadar doktorlara gitmemize rağmen hâlâ iyileşemedi. Köyümüzde bu olaydan dolayı 13 kişi öldü.”
Ahmet Yıldırım ise ifadesinde, “1994 yılının mart ayında sabah ile öğle saatleri arasında evimin önünde başka bir iş ile uğraşırken üzerimizden çok yakın mesafeden iki uçak geçti. Uçaklar çok ses yaptığından evin bodrumuna kaçtım. Eşim Elmas’ta arkamdan koşuyordu. Ben bodruma girerken büyük bir patlama sesi duydum. Bodrumda epey bekledim, eşim yetişemediği için parçalanmıştı. Patlamada bizim köyden toplam 25 kişi vefat etti” dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara