Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi de legal siyaseti seçti

Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-Bakur) Nisan 2013'de gerçekleştirdiği 10'uncu Kongresinin ardından bir Sonuç Bildirgesi yayınladı. Bildiride PDK-Bakur'un çok partililiği savunduğu, yasal ve açık çalışmayı esas aldığı, şiddeti reddettiği ve son sürece olumlu yaklaştığı kaydedildi.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-29 16:33:33

Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi de legal siyaseti seçti


TIMETURK / Nevzat Çiçek 

Molla Mustafa Barzani tarafından Irak'ta kurulan Irak Kürdistan Demokrat Partisi'ni örnek alarak Türkiye'de 1965 yılında kurulan Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-Bakur) Türkiye'deki açılım ve dmokratik şartları göz önünde tutarak artık legal alanda siyaset yapma kararı aldı. 

Türkiye Kürdistan Demokrat Parti (TKDP) Diyarbakır’da, 11 Temmuz 1965 tarihinde illegal bir şekilde, 5 kişi (Sait Elçi, Ömer Turan, Derwêşê Sado, Şakir Epözdemir ve Av. Şerafettin Elçi) tarafından kuruldu.  Parti ilk kurulduğunda, Av. Faik Bucak partinin kurucuları arasında yer almıyordu. Ama daha sonra, Av. Faik Bucak’la olan sıkı görüşmelerden sonra partiye katılması konusunda ikna edilir. Av. Faik Bucak, program ve tüzüğe yönelik önerilerinin kabul edilmesinde sonra, parti kurucusu olur. 

İlk parti kuruluşundaki görevlendirmeye göre, partinin başkanı olarak Sait Elçi seçilir. Av. Faik Bucak’ın parti kurucusu kabul edilmesinden sonra, Sait Elçi parti başkanlığından istifa eder, Av. Faik Bucak parti başkanı olur. TKDP’nin kurucularına bakıldığı zaman, onların bir kesiminin, 49’lar Davası’ndan yargılananlar ve Sivas Kampında derdest edilenler olduğu görülür.

Faik Bucak plânlı bir suikast sonucu  4 Ağustos 1966’da, katledildi.  Faik Bucak’tan sonra, TKDP’nin başkanlık koltuğu boş kaldı. Sait Elçi, TKDP’nin genel sekreteri oldu. Sait Elçi de, 1971 yılında, Dr. Sait Kırmızı Toprak ve arkadaşlarının aldıkları bir karar sonucu, 1971’de, 12 Mart Askeri darbesinden sonra öldürüldü. TKDP Genel Başkanı Faik Bucak’ın ve Genel Sekreter Sait Elçi’nin öldürülmesi, partiye büyük darbe olmuştur. Her iki liderin öldürülmesinden sonra, büyük güvensizlik ortaya çıktığı gibi, koşullar göre yeni üyelerin kazanılmasında büyük zorluklar karşı karşıya kalınmıştır. İki liderin karizmatik yapıları, partiye üye ve taraftar kazanmasına kolaylık sağlarken, katledilmelerinden sonra durum oldukça zorlaşmıştır.

Yukarıdaki bilgileri veren İbrahim Güçlü'ye göre TKDP, 1974 yılından sonra kurulan Kürdistan’ın bağımsızlıkçı siyasi örgütleri karşısında da alternatif olamadı, bir varlık göstermedi. Kendi içindeki muhalefet hareketini kucaklama becerisi gösteremediği için de, 1977 yılında, sosyalist grubun egemenliğine geçti. Daha sonra da bölündü

TKDP’nın ilk program ve tüzüğü incelendiği zaman, kurucularının parti programı ve tüzüğünü ayrı-ayrı değil, birlikte hazırladıkları görülür. TKDP programı bir önsöze sahiptir. Bu önsöz, partinin programsal görüşleri içinde kabul edilen bir bölümdür. Bu önsöz dışında, partinin siyasi amaçları, 7 madde halinde sayılmaktadır. “Parti’nin Örgütlenmesi/Teşkilâtlanması” bölümünde de, partinin hukuku tanımlanıyor ve çalışma ilkeleri sıralanıyor. Program ve tüzük, tümüyle 52 asıl ve 2 geçici maddeden oluşuyor.

Partinin amacı, Türkiye Cumhuriyeti’nin bünyesinde Kürtlerin siyasi, iktisadi ve kültürel haklarının tanınması olarak tanımlamaktadır. Bu amacın gerçekleşmesi için de, Anayasa’da, “Türkiye Devleti”nin Kürtlerden ve Türklerden oluştuğunun kabul edilmesi ve her iki milletin eşit olduğunun benimsenmesi gerektiği” ilke olarak iler sürülmektedir.

TKD programında, Kürtlerin Türklerle nasıl eşit hale geleceği ile ilgili de somut talepler var. Bu talepler:

a) Kürtlerin, nüfuslarına göre parlamentoda temsil edilmeleri.

b) Kürdistan sınırlarının tespit edilmesi, Kürdistan topraklarında göçmenlerin yerleştirilmemesi. Bilindiği gibi, Türk Devleti, Kürtlerin Türkleştirilmesi, Kürdistan’ın Kürtlerden arındırılması için plânlı bir devlet politikasına sahipti. Türk Devleti’nin sürdürdüğü bu politikalar, klasik sömürgelerde bulunmayan, barbar bir siyaset paradigması çerçevesinde sürdürülmekteydi.

c) Türk Devleti, Kürdistan’daki şehir, kasaba, köylerin isimlerinin değiştirilmesini de Kürtlerin Türkleştirilmesi politikasının bir neticesi olarak yürütmektedir. Parti, bu duruma son verilmesini, değiştirilen isimlerin geri iadesini istemektedir.

d) Kürtlerin kendinden olan yöneticiler tarafından yönetilmesi istenmektedir. Valilerin, sivil ve adli idarecilerin Kürt olması talep edilmektedir.

e) “Türkiye Kürdistan’ında” resmi dilin Kürtçe olması istenmektedir. Kürdistan’daki okullarında esas olarak Kürtçe eğitim-öğretim yapılması talep edilirken, bunun yanında Türkçe ile de eğitim yapılması, Kürt üniversitelerinin kurulması, Kürdistan’da Kürtçe radyo ve televizyonların açılması; Kürtçe kitap, dergi, gazetelerin yayınlanmasına izin verilmesi, Kürdistan’da ibadet yerlerinin devlet eliyle açılması, bilimsel ve dini eğitim için Kürt eğitimcilerin tayin edilmesini de önermektedir


İŞTE O KONGRE VE SONUÇ BİLDİRGESİ:

"PDK-BAKUR 10. KONGRE SONUÇ BİLDİRİSİ


"Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-Bakur) Kasım 2012 de topladığı Konferansın ardından, Nisan 2013‘de 10. Kongresi‘ni gerçekleştirdi. “Diriliş, Yenilenme, Ulusal ve Siyasal Haklar için Sivil ve Demokratik Mücadele” sloganı ile toplanan Kongre 109 delegenin katılımı ile 2 gün devam etti.

Kongre, Ey Reqîp ulusal marşının söylenmesi ve Kürdistan Şehitleri için saygı duruşu ile başladı. Kongre Hazırlık Komitesi adına yapılan açılış ve selamlama konuşmasından sonra Partimizin yaşayan iki kurucu üyesi konuşmalarını yaptılar.

Partimizin Kongresi‘ne Kürdistan Bölgesi Başkanı Sayın Mesûd Barzani’nin özel temsilcisi ve Kürdistan Demokrat Partisi (PDK), Hizbî Demokrati Kurdistan (HDK İran), Suriye Kürd Demokrat Partisi (El-Partî), Azadi Partisi (Suriye), Suriye Kürdleri Birlik Partisi (PYKS), Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK-İran), Kürdistan Emekçileri Partisi (Partiya Zehmetkêşan), Kürdistan Yurtsever Demokratlar Birliği (YNDK-Güney)’den oluşan Kürd siyasi partileri Genel Başkan, Genel Sekreter ve temsilci düzeyinde katılıp dayanışma mesajlarını sundular.

Kongre delegeleri iki gün boyunca yoğun bir şekilde siyasal gelişmeleri değerlendirerek, güncel konulara ilişkin görüş ve önerilerini dile getirdiler. Bu değerlendirme ve tartışmaların sonuçlarını kamuoyu ile paylaşıyoruz.


Yasal, Açık ve Meşru Çalışma Yöntemi


Kongrenin en çok tartışılan gündem maddelerinden biri, partinin tüzüğü idi. Örgütsel çalışma şekli ciddi ve dikkat çekici konuşmalar ile değerlendirildi ve partinin mücadele yöntemlerinin ne olacağı konusu tartışıldı. Yapıcı tartışmalar sonucunda hücre sistemi tüzükten çıkarıldı ve partinin yeniden yapılandırılması konusunda seçilecek yeni parti meclisi yetkilendirildi.

Partimiz çalışmalarında yasal, açık ve meşru mücadele yöntemlerini benimsedi.

Partimiz, mazlum Kürd halkının ve ülkemiz Kürdistan’ın haklı davası ve talepleri için siyasal, toplumsal, kültürel ve örgütsel çalışmalarını meşru bir zeminde sürdürecektir.

Bu hak aynı zamanda yasal, hukuki ve doğal bir haktır. Partimiz bu yol ve yöntemi önüne hedef olarak koymuştur.


Çok Partili Demokratik Sistem Esastır

PDK-Bakur, çok sesli çok renkli toplumsal ve siyasal çoğulculuğu esas alır. Demokratik, barışçıl ve toplumsal ilerleme, siyasi, ekonomik refah ve mutlu bir yaşam ancak farklı düşünce ve görüşlerin özgürce ifade edilmesinin egemen olması ile mümkündür.

Bu çerçevede bizim için farklı düşünce ve görüşteki Kürd ve Kürdistan’lılara ve örgütlerine karşı düşmanlık kabul edilemez ve tabudur. Siyasal eğemenlik için kardeş kavgası (Birakujî) PDK-Bakur açısından bir intihar ve ülkemizin yıkımıdır.

Başkan Barzani’nin dediği gibi “Kürd kanının Kürd eli ile akıtılması büyük bir suç ve haramdır.” Bu düşünce ve ahlaki sorumluluk Kürd yurtsever hareketi içerisinde esas prensip olmalıdır.


Partimiz siyasal çalışmalarda şiddeti reddeder

Siyasetin normalleşmesi için şiddetten arındırılmalı ve korunmalıdır. Kürd halkının ihtiyacı olan sivil, demokratik ve barışçıl mücadele biçimi halkımızın istem ve talepleri için gerekli koşulları ortaya çıkaracaktır. Siyasal ve örgütsel çalışmalarda zor ve şiddeti tümden red eder ve bunu hiçbir gerekçe ile kabul etmez.


PDK-Bakur, başlatılan sürece olumlu yaklaşır


İki aydan bu yana Türkiye’de yeni bir süreç başladı. Devletin kurumları ve PKK Başkan’ı arasında başlayan görüşmeler neticesinde çatışmalar durduruldu. Taraflar arasında görüşmeler devam ediyor. PDK-Bakur bu görüşmeleri yakinên ve dikkatle izliyor. Çatışmaların durdurulmasını olumlu değerlendiriyor. Yeniden çatışma ortamını yaratacak tüm provokatif girişimlerin karşısında olacaktır. Siyaset silahların vesayetinden kurtulacağı için, demokratik ve sivil siyasetin önü açılacak ve bu yeni olanaklar yaratacaktır.

Kürd halkının davası siyasal bir davadır, onun için siyasal olarak çözümlenmelidir. Kürd halkı kendi toprakları üzerinde siyasal hak ve irade sahibi olmalıdır. Onun için Kuzey Kürdistan yurtsever hareketi ortak bir siyaset yönelimi ve dili, ortak bir yurtsever duruşu gerçekleştirmelidir.


Kürdistan Bölgesel Yönetimi Tarihi Ve Ulusal Kazanımdır

Partimiz, Güney Kürdistan’daki kazanımları ve Bölgesel Yönetimi’ni tarihi ve ulusal bir kazanım olarak görür. Komşu devletler iyi komşuluk ilişkilerini esas alarak Kürd halkının kendi toprakları üzerindeki eğemenlik haklarına saygı duymalı ve ilişkilerini bu çerçevede geliştirmelidir.


Batı Kürdistan’ın Başarısı Kürd Davası ve Demokrasi İçin Önemlidir


Partimiz Batı Kürdistan‘daki halkımızın faşist Baas rejiminine ve Bışar Esed diktatörlüğüne karşı mücadelesini selamlıyoruz. Onların zaferi Kürd davası ve demokrasi için önemlidir. Bu mücadelelerinde Güneybatılı kardeşlerimiz ile birlikte onların yanında yer aldığımızı belirtiriz.


İran; Halkların Zindanı ve Ortadoğu’yu İstikrarsızlaştırmanın Adresi

Kürdistan’ın doğusunda halkımız İran rejiminin zulmü altında tüm siyasal ve ulusal haklarından yoksun olarak yaşıyor. İran, halkların zindanı haline gelmiştir. Rejimin taraftarı olmıyanların hiçbir hak ve hukuku yoktur, her muhalifin yaşamı tehdit altındadır. İran rejimi zorbalık ile iktidarını sürdürüyor, Orta Doğu’da çatışma ve savaşı yaygınlaştırarak istikrarsızlığı hakim kılmak istiyor. İran’da demokratik değişim ve ulusal hakları gasp edilmiş halkların özgürlüğü esas alınmalıdır.


Kürd Tarafı Ortak Tavır Ve Görüşe Sahip Olmalıdır!

Kürd halkı tarihi bir süreçten geçiyor. Ortadoğu’da yeni bir siyasal dizayn sözkonusu. Kürd halkı yeni kazanımların beklentisi içindedir. Kürd sorunu, ve Kürd halkının haklı talepleri çözüme kavuşmalıdır. Kürd‘ler dünyadaki diğer halklar ve komşu Arap, Fars ve Türk halkları gibi kendi kaderini kendisi tayin etmelidir. Kürd halkı kendi topraklarında eğemen ve iktidar olmalıdır. Kürd halkı meşru ulusal ve siyasal haklarına kavuşmadan ne Kürdistan’ı arasında paylaşan ülkelerde ne de Ortadoğu’da barış, demokrasi ve refahın gelmesi mümkün değildir.

Kürd halkının haklarına kavuşabilmesi için herşeyden önce kendi içinde uyumlu, ortak bir dil ve tavıra sahib olmalıdır. PDK-Bakur Kürd yurtsever hareketinde ortak dil ve duruşun oluşmasının hizmetinde olacaktır! PDK-Bakur her zaman birlik, beraberlik, güçbirliği, dostluk ve kardeşlikten yana tavır koymuştur, koyacaktır! Kardeşlik elimizi tüm yurtsever Kürd ve Kürdistani örgütlere uzatıyoruz: Gelin hep birlikte halkımızın haklı davasının hizmetinde olalım. Sadece Kürd halkına değil, Kürdistan’da birlikte yaşadığımız tüm azınlıklar: Ermeni, Suryani, Asuri, Keldani, Türk, Arap, Acem, Azeri ve Çerkez’ler ile aramızda hiçbir ayrıcalık yoktur, Onların meşru haklarına saygılıyız ve haklarının savunucusuyuz. Etnisitesi, dil ve kültürel kimligi, dini ve mezhebi ne olursa olsun, tüm Kürdistanlı’lar bizim nezdimizde eşittir.

PDK-Bakur her zaman toplumda ve siyasette adil olmayı gözetmiş, onu din ve mezheplerin etkisinden korumaya özen göstermiştir. Partimiz bu çerçevede din ve vijdan özgürlüğünü evrensel değer olarak savunmuş ve saygı duymuştur. Tüm mezhep ve dinlerin ibadet özgürlüğünü korumuştur. Dini azınlık toplulukların, örneğin Ezidi ve Alevi Kürdler’in, Caferi ve Kakayî’lerin haklarının Kürdistan toplumunun çoğunluğu tarafından özellikle korunmasını hedef almıştır. PDK-Bakur’un safları bu kardeşlerimize açıktır.


PDK-Bakur, Ölümsüz Barzani’nin Yolunda Çağdaş, Demokrat, Yurtsever ve Modern bir Parti‘dir


PDK-Bakur, Kürd yurtseverliğinin ve Kürdistani olmanın çatısıdır. Bu çatı altında tüm Kürdistanlı’lara saflarımız açıktır. Birlikte halkımıza hizmet etmeye hazırız.

PDK-Bakur, 10. Kongre’de örgütsel yapısını, mücadele ve çalışma biçimini yeniledi. Kongre’de yeni Genel Başkanı’nı ve organlarını seçti. Parti 10. Kongresi’nde dirilişin ve yeniliğin adımlarını attı ve şimdi bunun gerçekleşmesi için çalışacaktır. 1965 yılında kurulan partimizin uzun bir mücadele tarihi ve misyonu vardır. Partimiz ulusal demokratik harekette önemli bir yere sahiptir. Halkımızı partimizin saflarında toplanmaya ve mücadele etmeye çağırıyoruz."


TÜRKİYE KÜRDİSTAN DEMOKRAT PARTİSİ TARİHİ

SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara