Zübeyde Teker: Hizbullah Kürtlerden helallik istesin
Akil İnsanlar Doğu Anadolu Heyeti Üyesi ve Tutuklu Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED) Başkanı Zübeyde Teker, A Haber’de Selin Ongun’un sunduğu Bi Sormak Lazım programında, barış sürecinde yaşadıklarını sarsıcı örneklerle anlattı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-04-27 23:52:52
Doğu Anadolu Akil İnsanlar heyetinin en sık karşılaştığı sorunun "Hassasiyetler meselesi nedir?" olduğunu söyleyen Teker, MHP ve CHP'nin tutumunu ciddiye almadığını söyledi. "Kürt kamuoyundaki gençlerin öfkeli olduğunu" ifade eden Teker, "gençlerin bu süreci sürdürmezseniz, devlette geriye dönüş olursa, bu ülkenin kıyametidir" dediğini aktardı.
Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nde 33 gündür süren açlık grevin siyasal olmadığını söyleyen Teker, Abdullah Öcalan'ın açlık grevine yönelik tutumunu ve cezaevlerindeki PKK ve KCK'lıların sürece dair tutumunu anlattı.
MHP VE CHP'NİN ÜSLUBUNU CİDDİYE ALAMIYORUM
İşin açıkçası ben Devlet Bahçeli'yi ve onun siyasetini ciddiye alan biri değilim. CHP'yi de aynı şekilde. Dönemsel çıkışları olsa bile, Tutarlılık arz etmeyen bir politikası var. Ulusalcı kanadın sürekli yönlendirdiği kendi içinde yenilenme istenenlerin sürekli dışlandığı bir parti. Sözü ve pratiği birbirini tutmayan insanlar. Yıllardır bu ülkeyi nefret söylemleri ile yönlendirmeye çalıştırdılar. Altyapıları da bu, nefret üzerinden bir taban oluşturmak.
EN ÇOK DUYDUĞUMUZ SORU; HASSASİYETLER MESELESİ NEDİR
Bize diyorlar ki, tamam bir demokratik çözümden bahsediliyor. Bu anlaşılır,zaten bizim de talebimiz, barış bizim de talebimiz. Ancak bu hassasiyetler meselesi nedir? Türk halkının hassasiyeti bir ölçüyse Kürt halkının hassasiyeti neden bir ölçü değil diyorlar. Biz yaşadık, bu haksızlığa biz uğradık. Bizim haklarımız gasp edildi. En temel sorulardan birisi bu. İkincisi gerçekten güven sorusu var orada. Evet devlet bir süreç başlattı ana yarın yine bu yoldan dönerse sorusu. Beş yerde gezdiğimiz ve edindiğimiz temel bilgi şu; Kürt halkının ve Kürtler dışında bölgede yaşayan halkların devletle ilgili bir inanma ve güvenme sorunu var. Güvenemiyor devlete çünkü geçmiş pratikle hiç iç açıcı değil.
ŞEHİT KARDEŞİNİN TUTUMUNU GÖRÜNCE, BABASI UYARDI
Biz bir asker ailesine gittik, bir de polis ailesine gittik şehit edilen. Asker ailesinin evinde ablası, sanırım önceden benim hakkımda da bilgi almış. Çünkü ben PKK'lı ve KCK'lı siyasi tutsak ailelerinin derneklerinin federasyon başkanıyım. Doğalında bu işin bir tarafıyım. Bugüne kadar da kendimi ifade ederken çekinik cümleler kurmadım. Sonuçta bu yürütülen mücadeleyi haklı buluyorum. Keşke bunlar yaşanmasaydı ama yaşandı bu bir gerçek. Gittiğimizde direkt değil ama dolaylı bir şekilde, hakaret kavramları da kullanıldı. Abla kullandı. Bu ülkeyi böldürmeyiz söylemleri üzerinden. Ben nezaketle dinledim. Sonuçta onun çektiği acıyı anlamak bir boyutu ama onun öfkesini anlamak ve bu konuda, onu rahatlatmak konusunda sorumlu görmek başka bir nokta. Ben nezaket ölçüsünde kalmaya sonuna kadar gayret gösterdim. Çünkü orada ne söylersem söyleyeyim o yüreğini karşılıklı anlamaya tamamen kapatmış durumdaydı. Ama babası müdahale etti. Çok ilginçti, babası kızına dönüp dedi ki ben evladımı kaybettim sen ne istiyorsun kısım, başkaları da mı hayatını kaybetsin dedi. Ben evlat acısının ne olduğunu bilen bir baba olarak söylüyorum, bunda sonra ne o taraftan ne bu taraftan hiç kimse hayatını kaybetmesin. Bundan sonra hiç kimse bu tür ölümleri yaşamasın dedi.
CEZAEVLERİNDE 9 BİN CİVARINDA PKK VE KCK'LI VAR
Son dönemde serbest bırakılanlarla birlikte 9 bin civarında PKK ve KCK'LI var.
TEKİRDAĞ CEZAEVİ'NDEKİ AÇLIK GREVİ SİYASAL DEĞİL
Tekirdağ Cezaevi'nde yaşanan grev politik talepli bir grev değil. Oradaki sosyal haklarının kısıtlanmasından kaynaklı, bir hukuksuzluk var ve ona karşı bir direniş gerçekleştiriyorlar. Çok haklı talepleri. Temel olarak söyleyebileceğim; cezaevinden çıkması gerekiyor ama sırf cezaevi içerisindeki keyfi disiplin cezasından kaynaklı tahliyesi çıkmıyor insanların. Kitap sınırlaması getiriliyor, sosyal ortam kullanma, aile görüşü idarenin keyfi uygulamaları ile kısıtlanıyor. Cezaevinde girişi ve çıkışında çıplak arama v.s. bunlar onuru kırıcı şeyler. Tüm bu insani ve aslında yasalarla güvence altına alınmış haklar, şu anda Tekirdağ 1 No'lu Cezaevinde kullandırılmıyor idare tarafından.
CEZAEVİ MÜDÜRÜ A TAKIMI KURMUŞ, KOĞUŞLARA FİZİKSEL SALDIRI VAR
Cezaevi müdürü kendi için yarattığı bir A Takımı ile dönem dönem koğuşlara girilip arkadaşlarımıza fiziksel saldırı yapılmasının zeminini hazırlıyor ve göz yumuyor. Bunlar tespitli şeyler.
TEKİRDAĞ CEZAEVİ'NDEKİ AÇLIK GREVİNE ÖCALAN NE DİYOR?
Bu siyasal içerikli bir grev değil ama Öcalan bu süreç işletilirken, cezaevindeki hasta tutsaklar ve cezaevlerinde yürütülen anti politikalarla ilgi eleştirisini de sanırım görüşmeler sırasında sunmuştur. Giden görüşmecilerden öyle bir bilgi aldım. Hakikaten biz de bu noktada, adalet bakanı ile Anayasa çalışması çerçevesinde bir araya geleceğiz, biz bu kadar sürece hassas yaklaşırken Adalet Bakanlığı'nın bizimle ortaklaştığı bir noktada Hassasiyetlerimize hassas davranması gerektiğini düşünüyoruz. O müdür oradan alınması gerekiyorsa, soruşturma açılması gerekiyorsa, müfettiş gönderilmesi gerekiyorsa bir an önce yapması gereken işlemler. Biz bu sürecin toplumsal gerginliğe dönüşmesini istemiyoruz.
CEZAEVİNDEKİ PKK'LILAR SÜREÇLE İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYOR?
Bu süreç konusunda şaşkın olmayan, birincisi Kürt hareketine bağlı olan Kürtler. Bunun siyasi tutsakları da var, dışarıdaki temsilcileri ve halk olarak söylüyorum. 14 yıldır bu projelendirme çalışması var, 14 yıldır Kürt halkı barışın temsilcisi İmralı'da diye slogan atıyor sokakta. Gelinen noktada her zaman için önderini ölçü alır. Önderinin söylediği üzerinden süreci şekillendirir.
İMRALI'DAN CEZAEVİNE MEKTUP GİTTİ Mİ?
Cezaevine mektup gitti mi onu bilemiyorum. Cezaevleri dışarıdan çok daha iyi sürece hakim.
GENÇLER, SÜREÇ GERİYE DÖNERSE, BU ÜLKENİN KIYAMETİDİR, DİYOR
İleri yaşlardaki insanlar daha makul. Toplantılarda gördüklerimiz de öyle. Bu hareket bir şey söylediğinde bu toplum ciddiye alsın, devlet ciddiye alsın. Bizimle barıştınız barıştınız, gelecek olan kuşaklarla barışma şansınız yok demişlerdi. Bu doğru. Çok öfkeyle gelen bir kuşak var. bunu net görmek gerekiyor.Çünkü toplantılarda da gördük. Bu süreci, siz şu andaki görüşmeleri sürdüremezseniz, aksarsa, geri dönüş gibi bir şey olursa bu ülkenin kıyametidir diyor gençler. Şimdi bunlar kameralar karşısında gençlerin kendinden doğru ifade ettiği şeyler. Bu dikkate alınmalı. Sonuçta, bizim kuşaklarımız kayı kuşaklar aslında bir kısmı zindanda bir kısmı gerillada, bir kısmı hayatını kaybetmiş toprağın altında. Böylesi kuşaklarız. Bir biraz daha el yordamıyla hayatı tanıma şansına sahip olduk. Belli bir kültür, bir örgüt hareket kültürü aldık ama şimdiki kuşaklar bu konuda çok daha tez canlı, çok daha karmaşık yapılar.
DİCLE ÜNİVERSİTESİ'NDE YAŞANANLAR HİZBULLAH İLE DERİN DEVLETİN PROVAKASYONU
HİZBULLAH KÜRTLERDEN HELALLİK İSTESİN
Dicle Üniversitesi'nde yaşananlar bir provokasyon. Ama bu Kürt gençlerinin provokasyonu değildir. Hizbullah ile derin devlet içerisinde olan güçlerin ortak çalışması olarak değerlendiriyorum. Hizbullah bu noktada Kürt halkına karşı çok ciddi suçlar işlemiştir ve Kürt halkının affedebileceği bir noktada değildir. Önce hakikaten bu sürece doğru özeleştiri ile yaklaşsın, Kürt halkından bir helallik istesin. Onsan sonra sürece dahil olur olmaz o ileriki tartışma.
SON VİDEO HABER
Haber Ara