Başbakan Erdoğan: Bahçeli, MHP'yi İşçi Partisi'nin yedeği haline getirdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partiyi İşçi Partisi'nin yedeği haline getirdiğini söyledi. Erdoğan, "İki uç noktada gibi görünen MHP ve İşçi Partisi, şu anda ortak bir gaye etrafında bir araya geldi ve birlikte 1980 öncesi manzarayı bugüne taşımak için ellerinden geleni yapıyorlar." dedi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) 22. Olağan Genel Kurulu'na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, burada yaptığı konuşmasında, çözüm sürecini eleştiren MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye yüklendi. CHP ve MHP'li bazı kişilerin akil insanlara yönelik protesto gösterisi gerçekleştirdiğini belirten Erdoğan, "MHP'li 50-100 kişilik bir ekip, bu çirkin gösterilere dahil oluyorlar. Özellikle İşçi Partisi liderinin Beka Vadisi'nde, terör örgütünün kamplarında, terör örgütünün liderleriyle sarmaş dolaş çektirdiği fotoğraflar, terör örgütüne verdiği akıllar, tavsiyeler herkes tarafından çok iyi biliniyor. İşte bu parti, şu anda sağ eliyle MHP'yi, sol eliyle CHP'yi adeta parmağında oynatıyor. Devlet Bahçeli başkanlığındaki MHP yönetimi, MHP'nin maneviyatçı yönünü kazıyıp atmış, MHP'nin milliyetçiliğini ırkçılığa çevirmiş, daha da ileriye giderek MHP'yi İşçi Partisi'nin yedeği haline getirmiştir." diye konuştu.

MHP ve İşçi Partisi'nin farklı kulvarda parti olarak görüldüğünü ancak her ikisinin de 1980 öncesi manzaraların yaşanmasına öncülük ettiğini belirten Erdoğan, "İki uç noktada gibi görünen MHP ve İşçi Partisi, şu anda ortak bir gaye etrafında bir araya geldi ve birlikte 1980 öncesi manzarayı bugüne taşımak için ellerinden geleni yapıyorlar. Üniversitelerimizdeki mevcut gelişmeler aynen 80 öncesi tabloyu tahrik etmek içindir. Bu uç noktalar var. MHP'ye gönül vermiş kardeşlerime buradan samimiyetle sesleniyorum; MHP'yi merhum Alparslan Türkeş'in partisini, İşçi Partisi'nin yedeğine sokan bu Devlet Bahçeli ve arkadaşlarını iyi tanıyın. 1990'lı yıllarda Beka Vadisi'nde terör örgütünün liderleriyle 'al gülüm, ver gülüm' samimiyetinde olan, bu samimi pozları da kendi dergilerinde yayınlayan İşçi Partisi ile MHP'yi ayna safta buluşturmak, MHP seçmenine yapılmış en büyük haksızlıktır, MHP hatırasına sürülmüş kara bir lekedir. İşçi Partisi'yle yan yana eylem yapan bir MHP'nin merhum Alparslan Türkeş başta olmak üzere bu uğurda çile çekmiş, hayatını feda etmiş tüm MHP'lilerin hatıralarını incittiğine en küçük bir şüphe yoktur. MHP'nin hiçbir kaygısı gerçekçi değildir, pompalamaya çalıştığı hiçbir korku gerçekçi değildir. Mevcut MHP yönetiminin tek arzusu; şehitlerin gelmeye devam etmesi, bunlar üzerinden istismarın sürdürülmesidir. İnanın bunu bekliyorlar. CHP de MHP de terör bittiğinde ellerinde hiçbir istismar aracı kalmayacağını çok iyi biliyorlar. Şunu da hatırlatmak durumundayım; şu anda CHP tabanında da, MHP tabanında da çözüm sürecine 'evet' diyenlerin oranı 'hayır' diyenlerden daha fazla. Tüm anketler bunu gösteriyor. Çözüm sürecinin kazananı Türkiye olacak; kaybedeni ise hiç kuşkusuz, CHP ve MHP'nin mevcut yönetimleri olacak." ifadelerini kullandı.

Bütün sivil toplum kuruluşlarına sürece destek vermeleri için çağrıda bulunan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu sürecin hızlı ilerlemesi bu sürecin kalıcı olabilmesi için, MÜSİAD'ın da, diğer işveren, işçi örgütlerinin de, diğer tüm sivil toplum örgütlerinin samimi gayret göstermesi en büyük arzumuzdur. MÜSİAD üyelerinin şimdiden Doğu, Güneydoğu illerine gittiklerini, oralarda yatırım imkanlarını araştırdıklarını duyuyor, bundan da büyük memnuniyet duyuyoruz. Aynı şekilde TUSKON, ASKON ve TÜSİAD'dan da bunu bekliyoruz. Eğer oralarda fabrikaların bacaları tütmeye başlasın, bu çözüm süreci kalıcı olacaktır. Bölgedeki işsizliği, yoksulluğu azaltmak suretiyle hem bölgenin hem tüm Türkiye'nin ekonomisini şimdi yeni baştan inşa etmek zorundayız. Bakın, hem orada baharı kalıcı kılmak, hem de baharın tekrar kışa dönüşmesini engellemek için beklemeden, durmadan, duraklamadan, ertelemeden, yıllardır beklenen, özlenen kucaklaşmayı gerçekleştirmeliyiz. Buradan vatandaşlarıma da sesleniyorum; yıllardır Cudi dağından çiçekler toplamak istiyorduk. Yıllardır Süphan'da, Ağrı'da piknik yapmak istiyorduk. Yıllardır, Dicle'nin, Fırat'ın sularında özgürce, korkusuzca, kaygısızca serinlemek istiyorduk. İşte bugün, bu hayallerin gerçekleşmesi için adım atma günüdür. Bugün, hasretlerin, özlemlerin vuslata dönüşmesi için harekete geçme günüdür.Bu yolda gösterdiğiniz, göstereceğiniz tüm çabalar için sizlere milletim adına teşekkür ediyorum."