Dolar

34,8712

Euro

36,6793

Altın

3.042,26

Bist

10.058,47

Bangladeş bizim neyimiz olur? Bütün yönleri ile Bangladeş Dosyası...

Bütün yönleri ile Bangladeş Dosyası...

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-25 10:09:50

Bangladeş bizim neyimiz olur? Bütün yönleri ile Bangladeş Dosyası...

TIMETURK / Haber Merkezi

91 yaşında idamla yargılanan İslam alimi, 16 Bin tutuklu, 12 idam talebi, yüzlerce şehit, sokaklarda saldırıya uğrayan ve hicaplarına el uzatılan Müslüman kadınlar, katledilen gençler, binlerce yaralı ve kapıdaki iç savaş. Bangladeş neresidir? Nasıl bir ülkedir, İslam tarihindeki yeri nedir? 800 yıllık İslam tarihinin hemen hemen 600 yılında Türkler ve 200 yılında ise İngilizler tarafından yönetilen Bangladeş’i biz neden bilmiyoruz? Babalarımızın Doğu Pakistan olarak bildikleri bu ülke üzerinde ne gibi oyunlar oynanıyor? Cemaat-i İslami nedir, kimdir bu fedakar insanlar? İdamla yargılanan bu mübarek insanlar kimler? Hangi suçlarla itham ediliyorlar? Gizli görüşmeler, açığa çıkan pis ilişkiler nelerdir?

91 yaşında idamla yargılanan İslam alimi, 16 Bin tutuklu, 12 idam talebi, yüzlerce şehit, sokaklarda saldırıya uğrayan ve hicaplarına el uzatılan Müslüman kadınlar, katledilen gençler, binlerce yaralı ve kapıdaki iç savaş.

BANGLADEŞ TARİHİ DARBELERDEN İBARETTİR

Ülkenin tam ismi Türkçe’ye Bangladeş Halk Cumhuriyeti olarak çevriliyor. Başkenti Dakka, Resmi Dili Bengalce. Bangladeş Devleti, Pakistan Devleti’nden ayrılarak kurulmuş bir devlettir. 1971’de ayrıldılar. Yaklaşık 164 milyonluk devasa nüfusuyla dünyanın en kalabalık yedinci ülkesidir. Dünyanın en fakir ülkelerinden biridir. Trafik akışı bütün İngiliz sömürgelerinde olduğu gibi soldan işler. Devlet, Müslümanlara zulmetse de resmi din İslâm’dır. Bangladeş, dünyanın en fazla Müslüman nüfusuna sahip ikinci ülkesidir. Halkın % 86.5’i Müslüman’dır. Müslümanların büyük bir çoğunluğu sünnidir.

Bangladeş’te çok partili demokratik bir sistem hâkimdir. Ülke 16 Aralık 1972’de yürürlüğe konan bir anayasayla yönetilmektedir. Seçimle gelip seçimle giden iktidar yoktur. Bangladeş tarihi gizli ya da aşikar darbeler tarihinden ibaret sayılabilir. Ülke, dünyada okuma-yazma oranı en düşük ülkelerden biridir. Halkın % 33.1’i okuma-yazma bilmektedir. Halkın kültür seviyesi ve ekonomik durum çok düşüktür. İngilizlerin kültürünün tesirleri devam etmektedir.

800 YILLIK İSLAM YURDU

800 yılı aşkın bir süredir İslam yurdu olan Bangladeş’in tarihi ise genelde Türklerle sıkı bağlantılıdır. Onuncu asırdan itibaren Müslümanlar bölgeye girdiler ve 12. Yüzyıldan itibaren hakim olmaya başladılar. Bugünkü Bangladeş topraklarına İslâm, Türk kumandanı Muhammed Bahtiyar Halaci’nin 1203’te Bengal’i ele geçirmesiyle girdi. 1203 - 1340 yılları arasında Bengal yönetimi Delhi Türk Sultanlığı’na bağlı kalmıştır. 1340’ta bağımsız sultanlık olan Bengal, 1576’da yine Türk olan Babürlüler tarafından fethedildi. Bundan sonra 200 yıl kadar 1757’ye kadar Bâbürlülerin hâkimiyetinde kaldı. Bu tarihte Bengal sultanı Sirâcuddevle’nin İngilizlere yenilmesi İngilizlerin ülkede sistematik bir baskı uygulaması ve sonra da işgal etmesine neden oldu. 1947’de Hindistan’dan bağımsız Pakistan devletinin kuruluşu ilan edildi. Bangladeş de, Doğu Pakistan adıyla bu devlete bağlandı. Batı ve doğu Pakistan arasında Hindistan’ının bulunması ülkenin iki kısmı arasındaki bağlantıyı kesmekteydi. Bengalce’nin yasaklanması ve ekonomik kaynaklarının paylaşımı konusu, 1971 yılında iki Pakistan’ı bir iç savaşa götürdü ve Pakistan’dan ayrılan bir Bangladeş Devletinin kurulmasına yol açtı.

LAİK VE SOSYALİST BANGLADEŞ, PAKİSTAN’DAN AYRILDI


22 Aralık 1971 tarihinde yeni kurulan Bangladeş’in cumhurbaşkanlığına Muciburrahman getirildi. Muciburrahman, Pakistan’ın İslâmi kimliğinin aksine Bangladeş’te sosyalist ve laik bir yönetim kurdu. 15 Ağustos 1975’te yapılan darbe ile Mucibur Rahman, şu anki başbakan Hasina ve kız kardeşi dışında bütün ailesi ile birlikte öldürüldü. Sonra sırası ile iktidara gelen Kandahar Mustak Ahmed, Tuğgeneral Halid Müşerref, General Ziya-ür-Rahman, Abdüssettar, Genel Kurmay Başkanı Muhammed Erşad, Şahabeddin Ahmed, Halide Ziya iktidara gelmiş ama birçoğu öldürülerek ama istisnasız hepsi alaşağı edilmiştir. Ülkede siyasi karışıklıklar sonrası en son 2008 yılı seçimlerinde AwamiLeague başkanı Hasina’nın Başbakanlığında hükümet kurulmuştur.

BANGLADEŞ’İN ŞUURLU MÜSLÜMANLARI: CEMAAT-İ İSLAMİ

Bangladeş’teki İslâmi cemaatlerin başta geleni Pakistan’daki Cemaati İslâmi’nin bir kolu olan Cemaati İslâmi’dir. Cemaat-i İslami’yi, Bangladeş’in Milli Görüşlüleri olarak tanımlayabiliriz. Bu cemaat Bangladeş’in Pakistan’dan ayrılması için 1951’de çıkarılan savaşta birliği destekledi ve Pakistan’ın yanında yer aldı. Bu yüzden ayrılmadan sonra Bangladeş cumhurbaşkanlığına getirilen Muciburrahman, Cemaati İslâmi’nin bütün faaliyetlerini yasakladı ve bu yasak 1980’e kadar devam etti. Ancak bu cemaat bugün bütün ülkeye yayılmış durumda. Bütün illerde ve ilçelerde şubeleri var. Ayrıca öğrenci dernekleri, meslek kuruluşları, yardım kuruluşları, davet grupları vs. vasıtasıyla bütün ülke genelinde sesini duyuruyor. Kitaplar ve periyodik yayınlar yayınlıyor. Konferanslar, sempozyumlar, açıkoturumlar düzenliyor. Değişik zamanlarda yaşayan tabii felaketlerde de sistemli yardım çalışmaları yürüttü ve felaketlerden zarar görenlerin çoğuna yardımlarını ulaştırdı. Cemaati İslâmi’nin emirliğini şu anda idamla yargılanan ve halen hapishanede olan, merhum Erbakan Hocanın da arkadaşı olan Gulam A’zam yürütüyor. Hükümet ve parlamentoda üyesi olan solcu ve kavmiyetçi partiler Cemaati İslâmi’nin çalışmalarının engellenmesi için kanun çıkarma girişiminde bulunuyorlar Ancak cemaatin toplumdaki gücü ve arkasındaki kitle desteği onların bu amaçlarını gerçekleştirmelerine engel teşkil ediyor. Bununla birlikte hükümet cemaatin çalışmalarını değişik yollarla engellemeye çalışıyor. Ayrıca solcu militanların zaman zaman cemaat üyelerine ve kuruluşlarına yönelik saldırıları oluyor. Bangladeş’te Tebliğ cemaatinin çalışmaları da var.

BANGLADEŞ’TE MÜSLÜMAN ALİMLER İDAMLA YARGILANIYOR

Bilindiği gibi Bangladeş’te Cemaati İslami’nin 91 yaşındaki eski Genel Başkanı ve Büyük İslam alimi Gulam Azam başta olmak üzere 12 kişi, 41 yıl önce işledikleri iddia edilen siyasi suçlardan dolayı idamla yargılanmaktadırlar.
Cemaati İslami’nin eski ve yeni Genel Başkanları dahil olmak üzere yönetim kadrosundan 9 kişi, Ana Muhalefet Partisi BNP eski Bakanı ile halen mevcut Parlamentoda görev yapan bir milletvekili ve yine eski bir Cemaati İslami mensubu toplam 12 kişinin haricinde aynı şekilde %90’nını Cemaati İslami mensuplarının oluşturduğu binlerce kişi de tutuklanmış ve halen daha yargılanmayı beklemektedir. Bu mahkeme üzerinde sadece Türkiye’de değil dünya kamuoyunda da çok ciddi şaibeler oluşmuştur. Sanıkların yargılandığı Mahkemenin Başkanı Nizamul Hak Nasim ile Brüksel’de ikamet eden Bangladeşli bir Hukukçu Ahmed Ziyauddin arasında geçen skandal ses kaydının The Economist dergisinde yayınlanmasından sonra Mahkeme Başkanı istifa etmek zorunda kalmıştı. 17 saatlik bu ses kaydında davanın seyri, idam kararının hangi şekilde verileceği ve ayrıca infazların hangi sıra ile gerçekleşeceği gibi davanın esası ile ilgili konuşmalar yer almaktaydı.

28 ŞUBAT’IN BENZERİ BANGLADEŞ’TE YAŞANIYOR

Türkiye’de yaşanan 28 Şubat sürecinin bir benzeri şu anda Bangladeş’te daha acımasız bir şekilde yaşanmaktadır. 91 yaşındaki bir İslam aliminin de aralarında bulunduğu lider kadronun idam edilmek istenmesi ve binlerce kişinin siyasi nedenlerle tutuklanmasına vicdanı olan herkesin tepki gösteriyor. Bu süreçte Bangladeş’te muhalefette bulunan Cemaati İslami Partisine üye 16.000 den fazla kişi gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınan kişilere işkence yapıldığı ve gözaltında kayıpların gerçekleştiği basına yanmıştır. Bangladeş’te faaliyet gösteren insan hakları örgütü Dikyar’ın verilerine göre 2009 yılında 40 kişi siyasi kavgalardan dolayı ölmüş ve 7000 civarında kişi de yaralanmıştır. 2010 yılı Eylül ayına kadar olan sürede ise 165 kişi ölmüş ve 12000 civarında kişi de yaralanmıştır. Savaş suçları mahkemesinin yargılama süreci ile ilgili de birçok olay gündeme gelmiştir. Bu süreç tam anlamı ile bir siyasi dava olarak nitelendirilebilir. Pakistan’dan ayrılış savaşından 41 yıl geçmesine rağmen sanıklar hakkında hiçbir suçlama yapılmamış, Awami League Partisi tek başına iktidara geldikten sonra bu davalar açılmıştır. Awami League Partisi daha önce Cemaati İslami Partisi ile koalisyon yapmış her hangi bir suçlamada bulunmamıştır. Tabi şunu da ifade etmem gerekli; Mahkemenin yargıçlarından Jahangir Hosen iktidar partisi Awami League hukukçusuydu. İstifa eden mahkeme başkanı Nizamul Hak ise iktidar parti yöneticisiydi. Obaidul İslam ise öğrenciyken Awami Leauge Öğrenci Örgütü olan Bangladesh Chatraleague’in öğrenci lideriydi. Velhasıl, Bangladeş Hükümeti daha mahkemeye başlamadan idam kararlarını vermiştir maalesef.

TANIKLARI MAHKEME KAPISINDAN KAÇIRDILAR

Sanıkların suç işlediği iddia edilen bağımsızlık savaşı 41 sene önce gerçekleşmiştir. Savcılık şahitlerinden hiç biri, bu gün yargılananların emriyle suç işlediğini ölüm ya da tecavüz olayına karıştığını beyan etmemiştir. 200 bin kadına tecavüz edildiği iddiasına karşın bu yönde tek bir kadın şahitlik etmemiştir. Shukho Ranjoun Bali meselesi de ilginçtir. Çünkü bu isim hindu bir tanıktır. Ailesi 1971 de savaş esnasında Pakistan ordusu tarafından öldürülmüştür. Önce savcılık makamının tanığı olarak ismi mahkemeye bildirilmiştir. Kardeşinin Cemaati İslami Partisi liderleri tarafından öldürüldüğü yönünde beyanda bulunması istenmiştir. Tanık istenilen şekilde şahitlik yapmasının doğru olmayacağı gerekçesiyle duruşmaya gelmemiştir. Sonra savunmanın şahidi olmak istemiştir. Bunun üzerine savunma avukatları da şahit olarak mahkemeye ismini bildirmiştir. Bu şahit 5 Kasım 2012 tarihinde şahitlik yapmak üzere mahkeme önüne gelmiştir. Şahit mahkeme kapısında gözaltına alınmıştır. Savunma avukatları bu kişi gözaltına alındıktan sonra mahkeme heyetinden girişimde bulunmasını istemiştir. Çünkü gözaltına alınma esnasında güvenlik kameraları kayıttadır. Ancak mahkeme güvenlik kayıtlarını incelememiş ve itirazlarında seslerini yükselttikleri için savunma avukatlarından Muhammed Tacu’l İslam ve diğer iki avukat hakkında soruşturma açmıştır. Bu tanık şu anda kayıp durumdadır.

İDAM DAVASINDA SON DURUM NEDİR?

Bangladeş’te komedi devam etmektedir. Tam bir katliama ve iç savaşa yol açacak olan davada hukuk komedisi işlenmeye devam etmekte ama Bangladeş de adım adım iç savaşa gitmektedir. Bangladeş’te iç savaşa neden olabilecek davada sona geliniyor. Bangladeş sokakları karışıyor. Cemaat-i İslami; “İdam edilirlerse iç savaş çıkar” uyarısında bulunuyor. Mahkemenin en son ise Cemaat’i İslami’nin lideri Gulam Azam’ın kararının açıklaması bekleniyor. Gerek Bangladeş hükümeti gerekse hükümet partisinin taraftarları ülkede yaşanan yolsuzlukları ve yapılan zulümleri dış dünyaya aktarmaya ve kamuoyunda objektif bir bakış açısı oluşturmaya çalışan gazetecileri hedef tahtasına oturtmuş durumda. Ülkedeki gazeteciler görevlerini yaptıkları için tutuklanıyor, işkence görüyor, fiziksel şiddete maruz kalıyor, tehdit ediliyor veya öldürülüyorlar. Ayrıca Cemaat-i İslami’ye yakınlığıyla bilinen birçok TV ve radyo kanalı kapatılırken birçok dini-siyasi yayın da yasaklanmış durumdadır. Ülkedeki iletişim aygıtları da hükümetin yoğun baskısına ve takibine maruz kalıyor.

ŞEHADETİ İSTEYEN LİDER

800 yıllık İslam yurdu Bangladeş bugün çok ciddi sıkıntıların içerisinde boğulmak üzeredir. Hindistan tarafından önce Pakistan’dan kopartılan ve şimdi de tamamen yörüngesine alınan Bangladeş’te herkes zulüm görmektedir. Ülke fakirliğin, açlığın ve yoksulluğun altında inlemektedir. Bu durumun farkında olan ve alternatiflerini ortaya koyan Şuurlu Müslümanlar olarak tanımlayabileceğim Cemaat-i İslami ise boğulmak istenmektedir. Liderleri idam edilmek istenmektedir. Yönetim kadrosu ve teşkilatlarının tamamına yakını tutuklanmıştır. Binlerce Müslüman’a zindanlarda ağır işkenceler yapılmaktadır. Bu gidişata dur demesi gereken İslam dünyasından ise istenilen ses bir türlü çıkmamaktadır. Müslüman ülkelerin yöneticileri sessizdir. Gereken ilgi ve alaka gösterilmemektedir. Bangladeş Hükümeti idamı şiddetle arzulamakta ve bu yönde her türlü çatışmayı göze almaktadır. Bangladeş’te süreç giderek hızlanmaktadır. Merhum Erbakan Hocanın kadim dostu Gulam Azam’ın oğlu ile söyleşi yapmıştım. Oğlu; “Babam şehit olmak istiyor, biz de elbette onun şehadetini arzu ederiz” demişti. Onlar bu durumu imtihanlarını başarı ile verip Rablerinin katına ŞEHİT olarak çıkmak için bir fırsat olarak görebilirler ancak bu durum Müslümanlar için büyük bir imtihan vesilesidir. Rabbim, imtihanı kaybedenlerden etmesin bizi. (Mustafa Uzun / Milli Gazete)
SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara