Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Başbakan Erdoğan 'barış ekmeği' yedi

Başbakan Tayyip Erdoğan, unu Suriye, Filistin, Mısır, Tunus, Yemen, Libya'dan getirilen, Türkiye'de mayası ve tuzu katılarak yapılan 'barış ekmeği'nden yedi. 'Samimi undan samimi buğdaydan yapılan' ekmeği eliyle kırarak Arap Baharı çocuklarına dağıta

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-23 15:44:16

Başbakan Erdoğan 'barış ekmeği' yedi
Başbakan Tayyip Erdoğan, unu Suriye, Filistin, Mısır, Tunus, Yemen, Libya'dan getirilen, Türkiye'de mayası ve tuzu katılarak yapılan 'barış ekmeği'nden yedi. 'Samimi undan samimi buğdaydan yapılan' ekmeği eliyle kırarak Arap Baharı çocuklarına dağıtan Erdoğan, "Savaşlar, katliamlar çocukluğunda kardeşlik iklimini yaşamamış büyüklerin eseridir. Kardeşlik iklimini doya doya yaşayarak coğrafyamızda akan kana son vereceksiniz. Sizden önceki anneler çok gözyaşı döktü. Sizler çok çalışarak, sizin ve arkadaşlarınızın annelerinin ağlamasına müsaade etmeyeceksiniz. Bu coğrafyaya kalıcı barışı getirecek olan sizlersiniz." dedi.

Başbakanlık Yeni Bina'daki törende Ortadoğu ülkelerinden gelen çocukları kabul eden Erdoğan, "Filistin'in Tunus'un Yemen'in Libya'nın ve Mısır'ın çocuklarını Türkiye'nin çocuklarıyla birlikte Ankara'da Başbakanlık'ta ağırlamaktan gurur ve heyecan duyduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum. Birlikte yaptığınız, içine un kadar, tuz kadar, su kadar kardeşlik mayası da kattığınız bu ekmeklerin dünya barışına, ülkelerinizin barış, huzur ve istikrarına katkı sunmasını Allah'tan niyaz ediyorum." ifadelerini kullandı.

Bundan 100 yıl kadar önce Türkiye, Filistin, Yemen, Tunus, Libya ve Mısır arasında şu andaki gibi sınırlar bulunmadığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "İstanbul'dan trenle hiçbir sınır geçmeden Filistin'e kadar, Medine'ye kadar ulaşmak mümkündü. Gemiyle ya da at sırtında buradan yola çıkıp pasaportsuz, vizesiz Tunus'a kadar, Trablus'a Bingazi'ye kadar, Kahire'ye Kudüs'e hatta Sana'ya kadar gitmek mümkündü. Bütün bu coğrafyada ağırlıkla Türkçe ve Arapça olmak üzere birçok farklı dil konuşuluyordu. Ama insanlar farklı dillerle konuşsalar da dilleriyle değil kalpleriyle, gönülleriyle anlaşıyordu. Ülkelerimiz, halklarımız kardeşlik içinde, barış içinde birbirine saygı, birbirinin haklarına hürmet çerçevesinde yaşıyorlardı. Yaklaşık 100 yıl önce ülkelerimizin arasına sınırlar çizildi. Birbirimizin ülkelerine pasaportla, vizeyle gitmek zorunda bırakıldık. Ama bu sınırlar, bu şartlar bizim kardeşliğimizi zedeleyemedi. Bizi birbirimizden ayıramadı. Bizi birbirimizden uzaklaştıramadı. Tarih boyunca bizim dedelerimiz bu coğrafyada barış, huzur ve kardeşlik içinde yaşadılar. Bugün bizler de barış içinde, huzur içinde, kardeşlik içinde yaşamak için hep birlikte ortak bir mücadele veriyoruz. 100 yıl önce dedelerimizi nasıl kardeşlik içinde yaşadıysa bugün ve yarın da sizlerin kardeşlik içinde yaşamanızı hepinizden rica ediyorum. Şunu lütfen unutmayın. Türkiye, Türkiye halkı, Türkiye'nin çocukları sizlerin kardeşidir. Sizin kardeşinizdir. Tunus'un, Libya'nın, Mısır'ın, Yemen'in, Filistin'in halkları, onların çocukları bizim hepimizin kardeşleridir, evlatlarıdır."

Suriye, Ürdün ve Suudi Arabistan'ın da buna dahil olduğunu söyleyen Erdoğan, "Kısacası bu coğrafyadaki tüm ülkelerin halkları ve çocukları birbirine kardeştir. Bizim kardeşliğimiz binlerce yıl öncesinden geliyor. Sizler sayesinde, siz çocuklar sayesinde inşallah bu kardeşlik ebediyen devam edecektir. Bugün nasıl bir arada kardeşçe toplanıp barış ekmekleri yaptıysanız, adreslerinizi birbirinizden almayı unutmayın. Büyüyünce bunlar lazım olacak, iletişiminizi devam ettireceksiniz. Zira iletişim asrında yaşıyoruz. Sizler yarın o doğup büyüdüğünüz ülkelerin belki en üst düzey yöneticileri olacaksınız. Hayatınızın geri kalanında bu ekmeğin kardeşlik mayasını muhafaza etmenizi önemle rica ediyorum." diye ekledi.

Erdoğan, son olarak şu mesajları verdi: "Savaşlar, katliamlar, çatışmalar; çocukluğunda kardeşlik iklimini yaşamamış, kardeşlik iklimini teneffüs etmemiş büyüklerin eseridir. Sizler kardeşlik iklimini doya doya yaşayarak büyüdüğünüzde tüm bu savaşlara, coğrafyamızda akan kana siz son vereceksiniz. Sizden önceki çocukların anneleri maalesef çok ama çok gözyaşı döktü. İnşallah sizler çok çalışarak, çok okuyarak, kendinizi iyi yetiştirerek ne sizin annenizin ne de başka annelerin ağlamasına müsaade edeceksiniz. Sizler bizim geleceğimizsiniz. Sizler bütün bu coğrafyada bizim umudumuzsunuz. Bu coğrafyayı değiştirecek, kalıcı baharı getirecek olan sizlersiniz. Biz şu anda sizlere daha güzel, huzurlu, kalkınmış ülkeler teslim etmek için çok yoğun çalışıyoruz. İnşallah sizler bizlerden emaneti devralacak, ülkelerinizi daha da büyüteceksiniz, daha da güzelleştireceksiniz."

Çocuklardan gittikleri yerlere selamlarını da götürmelerini isteyen Erdoğan, selamını da Arapça söyledi: "Selamun ala şabi ve etfali Libya, selamun ala şabi ve etfali Mısır, Selamun ala şabi ve etfali Tunus, Selamun ala şabi ve etfali Yemen, Selamun ala şabi ve etfali Filistin."

Erdoğan, ardından çocukların mayaladığı ekmeği eliyle bölerek çocuklara, salondakilere ve gazetecilere dağıttı. Erdoğan, son olarak çocuklara tek tek hediye verdi ve hatıra fotoğrafı çektirdi.

Haber Ara