Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kürtler Esed ile savaşmaya başlayınca İran rahatsız oldu

ABNA Haber Ajansı:'Kürtlerin büyük bir savaşın içine çekileceği neredeyse kesin gibi gözükürken, bu işin başında Öcalan’ın olduğu çok iyi biliniyor. Fakat hala anlaşılmayan bir soru ortada duruyor. Öcalan Kürtleri ne uğruna sattı'

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-22 12:41:20

Kürtler Esed ile savaşmaya başlayınca İran rahatsız oldu

ABNA Haber Ajansı'nda yer alan  haber: (Timetürk haberdeki ifadelere katılmasa da haberin anlaşılması adına söz konusu direnişçilere terörist diyen ifadelere dokunmuyor)

"İmralı Görüşmeleri, Newroz kutlamaları, PKK’nin sınır dışına çekileceği derken yeni çözüm sürecine hızlı bir şekilde girmiş olduk. Süreçle beraber yapılan açıklamalar heyecanla karşılanırken, tarafların birbirlerine ne vaat ettikleri kimse tarafından şimdiye kadar öğrenilemedi. Newroz’daki; misak-ı milli, kurtuluş savaşı, I. Meclis gibi söylemleriyle üniter yapıya vurgu yapan, sınır dışına çekileceğini ifade ederek Türkiye’den ümidi kestiğini gösteren Öcalan ve PKK tarafının neyin karşılığında bu kadar tavizi verdiği bilinmiyordu. Öcalan’ın tamamen hayal kırıklığı olan bu açıklamaları, ne yazık ki Öcalan’a olan güven nedeniyle Kürt tabanında olumlu karşılandı. Hatta PKK’ye olan düşmanlıklarıyla bilinen birçok İslami kuruluş da yeni süreci desteklediklerini ifade eden açıklamalarda bulundular.

Aslında sürecin başlangıcından beri merak edilen soru şuydu: Taraflar arasındaki pazarlık konusu neydi. Kürtler yeni süreçten nasıl etkilenecekti.

Bu soruların cevapları, sürecin başından bugüne değin yaşanan gelişmelere bakılarak tahmin edilebiliyordu. Önemli olan parçaları doğru şekilde birleştirmekti. Silahların susacağının deklare edilmesinden hemen sonra, İsrail’in özür dilediğini açıklaması bu meseleden bağımsız düşünülemeyeceği gibi, İsrail’in özrü ile Newroz açıklamaları arasındaki o kısacık zaman dilimi, Kürtlerin küresel çekişmelerin tam merkezinde yer aldığının da ipuçlarını vermiş oluyordu.

Bunun ilk işaretini de Suriye’de ÖSO ile çatışma halinde olan PYD’nin, saf değiştirerek küresel cihatçılarla omuz omuza savaşmaya karar vermesiyle gördük. Öcalan’ın açıklamasının hemen ardından PYD’nin taraf değiştirerek ÖSO saflarına katılması, sürecin Suriye ile ilgili olduğunun en önemli göstergesiydi.

Tabi Öcalan’ın kuyruğuna takılarak saf değiştiren Salih Müslim’in PYD’si, Öcalan’a bağlılığını gösterirken, Kürtler açısından nasıl büyük bir faciaya neden olduğunun da farkındaydı. Ama önderlik böyle ferman buyurmuştu bir kere.

Böylelikle Halk Savunma Güçleri (YPG) ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) Halep'in Şeyh Maksud mahallesinde Suriye ordusuna ortak saldırılar düzenlemeye başladı. ÖSO komutanı Ebu Ahmed isimli terörist, PYD'nin ön saflarda rejime karşı savaşmak için kendilerine mühimmat ve savaşçı verdiğini açıklamış, Ebu Cuan adlı bir Kürt milis ise “Aramızda bir fark yok birlikte, ortak düşmana, rejime karşı savaşıyoruz” demişti. Hâlbuki daha düne kadar YPG ile ÖSO’nun nasıl birbirini yediğini, haftalar süren çatışmalarda birçok insanın öldüğünü herkes görmüştü.

Tarafsızlık Kürtleri Devletleştirme Noktasına Getirmişti Ama…

Suriye’de olayların başlamasıyla birlikte tarafsızlığını ilan eden ve küresel cihatçılara destek vermeyip Esad’dan yana da açık bir tavır koymayan PYD cephesi ve Suriye Kürtleri, birçok kazanım elde etmişti. Rojava’daki pek çok şehrin denetimi Kürtlerin eline geçmiş, Suriye’de neredeyse her şehirde devam eden savaş Kürt şehirlerine çok az bulaşmıştı. Kürtler askeri birlikler oluşturmuş, hatta ilk defa Suriye topraklarında Öcalan ve Kürdistan bayraklarıyla binlerce insanın katıldığı Newroz kutlaması dahi düzenlenmişti. Ancak Öcalan-Erdoğan cephesinden gelen direktiflerle, zorunlu olarak Esad’ı karşısına alıp ÖSO ile aynı cephede savaşan PYD, Kürtleri büyük bir ateşin içine sürüklemişti.

Bu hamleyle beraber Rojava topraklarında ölen Kürt sayısı, iki yıllık isyanın toplamını geçiyordu. Kürt mahallelerine girmeye başlayan cihatçılar, olaylara tarafsız kalan ya da Esad’dan yana tavır alan tüm Kürtlere kan kusturmaya başlıyordu. Hem de PYD’nin gözleri önünde.

31 Mart'ta Şeyh Maksud mahallesine giren militanlar özellikle Şam yönetiminin yanında duran sivillere saldırdı. Mahalledeki dükkanlar yağmalanırken, El Hasan Camii imamı Hasan Seyfettin'in başı kesilerek minareden cenazesi teşhir edildi. PYD ise Kürtlerin cihatçılar tarafından hunharca öldürülmesine sadece seyirci kaldı.

Ama bunlar sadece başlangıçtı, çünkü olayları takip eden herkes Kürtlerin çok daha büyük bir savaşın içine çekilmek istendiğini anlamıştır sanırım. Zira ortada çok büyük pazarlıklar dönüyor. Kürtlerin kanı Öcalan için, Erdoğan’a ve ABD’ye satıldı. Ve bunun için tüm hazırlıklar yapıldı. Gerekli olan tek şey: Kürt kamuoyunu bu savaşa hazırlamak.

Bunun için de PKK medyası var gücüyle çabalıyor. Özgür Gündem gibi olayların başından beri Esad ile Kürtleri karşı karşıya getirmemeye çalışan bir gazete, “Esad Kürtleri bombalıyor, kimyasal kullandı” manşetiyle haber yapıyor. PKK yöneticisi Mustafa Karasu Aleviler Şiileştiriliyor açıklamasıyla Şii düşmanlığını körüklemeye çalışıyor. Böylelikle Kürtlerin Suriye’de savaşması için gerekli tüm alt yapı hazırlanıyor.

Son olarak yaşanan gelişmeler ise, komplo diye baktığımız öngörülerin aslında gerçeğe ne kadar yakın fikirler olduğunu da gösteriyordu.

Son gelişmeler:

Çözüm süreciyle beraber PKK’nin silah bırakıp Kuzey Irak’a çekileceği söyleniyordu. Ama tam da beklediğimiz gibi oldu ve PKK’nin Suriye topraklarına girdiği söylendi.

PYD'nin Başkanı Salih Müslim, teklif gelmesi halinde Suriye Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’na katılacaklarını söyledi. Müslim, “Biz inanıyoruz ki Kürtsüz yapamayacaklar” diyerek daha düne kadar savaştığı kişilerle birlik olacaklarını gösterdi. Müslim, PYD-ÖSO işbirliği iddialarıyla ilgili olarak ise, Halep özelinde Faruk Tugayı ismini zikretti, bu grubun "Bir El Kaide olmadığını" söyledi.

Son olarak Murat Karayılan ve beraberindeki KCK heyeti, Rojava’da 7 Kürt siyasi parti başkanyla bir araya geldi.

Tüm bunlar ne anlama geliyor siz söyleyin. Kürtlerin büyük bir savaşın içine çekileceği neredeyse kesin gibi gözükürken, bu işin başında Öcalan’ın olduğu çok iyi biliniyor. Fakat hala anlaşılmayan bir soru ortada duruyor. ÖCALAN KÜRTLERİ NE UĞRUNA SATTI?

Bu sorunun cevabı çok uzun olmayan bir zaman sonra belli olacak; ama insanın aklına da birkaç komplo teorisi de gelmiyor değil. Örneğin:

Öcalan bırakılacak ve Suriye’de kurulacak bir Kürt devletinin başına geçecek. Vs.." ABNA

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara