Annenin direnişi, icra memurlarına geri adım attırdı

Sultanbeyli'de, icra yoluyla evi satılan aile, memurlara direnmek için kendilerini eve kilitledi. Benzin dolu bidonlar ve mutfak tüpünü ateşe vereceğini söyleyerek görevlilerin eve girmelerine engel olan Hanım Kavaklıoğlu, hazırlanan sahte senetlerle bazı kişiler tarafından evlerine el konulmak istediğini iddia etti.

Olay Abdurrahman Gazi Mahallesi Kosova Sokak'ta yaşandı. Evi icra yoluyla satılan Kavaklıoğlu ailesi, evini icra memurlarına teslim etmemek için kendini ve çocuklarını siper etti. Kapıyı polis ve icra memurlarına açmayan anne Hanım Kavaklıoğlu, kapının zorlanması halinde eline aldığı benzini kendisi ve çocuklarının üzerine dökerek yakacağını söyledi. Ailenin kapı önüne koyduğu tüp, benzin ve kibritleri gören icra memurları, çıkabilecek muhtemel bir soruna karşı olay yerine İtfaiye ve sağlık ekiplerini çağırdı.

Olay yerine gelen emniyet güçlerinin desteği ile aileye ait diğer binada tahliye işlemleri başlarken, ailenin 36 yıldır yaşadığı eve kimse giremedi. Dört çocuğu ve kendisini kapının önüne siper eden anne Hanım Kavaklıoğlu, memurları evi kendisini yakmakla tehdit etti. Polisin ve icra memurlarının konuşmalarının ardından kadın sakinleşti.

Hanım Kavaklıoğlu, hayatlarının 8 yıldır dolandırıcılar tarafından alt üst edildiğini söyleyerek şöyle konuştu: "2005 Mart ayında kayın pederimin imzasını taklit ederek sahte senetler düzenleyen bu dolandırıcılar, o gün saat 10.00' da önce bizi icraya veriyorlar, saat 14.00 sıralarında kayınpederimin yanına gelip kayınpederimden dükkân kiralıyorlar. 8 yıl önce bu şebekenin kucağına düşen kayınpederimin mahkeme kâğıtları eve gelince bizler olaydan haberdar olduk. İşin vahametini öğrenen eşim bu şebekeye karşı hukuki yollarla savaş açtı. Sözde bizim evimizi satın alan dolandırıcı, Gaziosmanpaşa Belediyesi'nin sosyal yardımlaşma fonundan geçinen bir insan. Bunun resmi kayıtları var. Belediyenin yardımı ile geçinen bir insan nasıl olur da Sultanbeyli'nin merkezinde bulunan trilyonluk bir yeri satın alabilir. Savcılara bunu defalarca anlattık ama bunu araştırmadılar. Kayın pederimin attığı sözde imzalı evrakları Adli Tıp kurumuna gönderdik ve raporda 'karalama tarzı imza' olduğu heyet tarafından onaylandı. Ama bugün gelinen noktada dolandırıcıların gücü adalete yetti ve onca delile rağmen bizler haksız çıktık' dedi. Konuşmasına ağlayarak devam eden Hanım Kavaklıoğlu önemli bir iddiayı da şu sözlerle dile getirdi: "Dolandırıcılar bizim davamıza bakan savcı ve avukatlara bir şeyler vaat ederek kandırdı ve davalar hep bizim aleyhimize oldu. Derdimi anlatmak için aylarca Ankara'ya gidip Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile görüşmeye çalıştım ama bir türlü beni görüştürmediler. Derdimi kimseye anlatamıyorum. Eğer, bu ülkede azda olsa adalet varsa ne olur sesimizi duysunlar. İhtiyar bir insanın zaafından faydalanan bir dolandırıcı şebekesi, 36 yıldır oturduğum evi elimden alıyor. Ne olur bu feryadı birileri duysun" ifadelerini kullandı. İcrayı yapamadan olay yerinden ayrılan memurların bir daha geleceğini söyleyen Kavaklıoğlu: "Ben bu kapıyı açmayacağım. Gerekirse burada açlıktan öleceğim ve dışarıya çıkmayacağım. Çocuklarımı okula göndermeyeceğim. Birilerinin sesimi duyması için kendimi yakmam gerekiyorsa onu da yapacağım ama bu evi o dolandırıcılara kaptırmayacağım."