Bakan Çağlayan: Bas gaza Türkiye bas gaza, kim tutar seni bas gaza

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'yi formula yarışlarında 820 beygir gücündeki ve 320 kilometre hızla gedecek bir yarış otomobiline benzetti. Bakan Çağlayan, "Ve Şimdi Türkiye gaza basacak bir ülkedir. Bir şarkı aklıma geliyor, 'bas gaza Türkiye bas gaza kim tutar seni bas gaza'. Şimdi bugün gaza basmayacaksınız da ne zaman basacaksınız?" dedi.

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB)'nin, 2012 yılında Türkiye'nin inovasyondaki gücünü artırmak amacıyla başlattığı 'Türkiye Otomotiv Sektöründe 2. Ar-Ge Proje Pazarı ve Otomotiv Komponent Tasarım Yarışması' gerçekleştirildi. Yarışmanın, Bursa Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ödül törenine Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Vali Şahabettin Harput, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Orhan Sabuncu, OİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ömer Burhanoğlu'nun yanı sıra dünyaca ünlü F1 Pilotu David Coulthard ve sektör temsilcileri katıldı.

"ÇOK FARKLI BİR TÜRKİYE PLANLIYORUZ"

Türkiye ekonomisinin, dünya, bilhassa Avrupa'dan ayrıştığını ve son derece kararlı bir şeklide pozisyonunu muhafaza edip yoluna devam ettiğini dile getiren Çağlayan, şöyle konuştu: "2023 hedefleri içinde Türk otomotiv sektörünün alması gereken yeri başkanlarımız anlattı. 2023 yılı, bilhassa sadece tesadüfi belirlenmiş bir tarih değil. Son derece önemli bir yıl. Cumhuriyetimizin 100 kuruluş yıl dönümü. Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran, bağımsızlığımızı bize armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve şehitlerimize sunabileceğimiz, en büyük armağanı verebileceğimiz bir tarih. Böyle bir dönemde çok farklı bir Türkiye düşlüyoruz. Çok farklı bir Türkiye'yi planlıyoruz, programlıyoruz. Cesaretimizi de geçmiş on yıldan alıyoruz."

"TÜRKİYE'NİN BİR BAŞARI HİKAYESİ YOKTU, ŞİMDİ DÜNYADA TÜRKİYE KONUŞULUYOR"

Türkiye'nin, 10 yıl önceki ihracatının azlığına işaret eden Çağlayan, şöyle devam etti: "Bugün yalnız otomotiv sektörünün ihracatı 20 milyar dolar. Türkiye, on yıl önce bir yılda yaptığı toplam ihracatını bugün 2 ayda yapar hale gelmiş. Ekonomi üçe katlanmış. Yabancı yatırımlar 8,5 kat artmış. Türkiye, kriz ortamında krize meydana okuyan önemli bir ülke haline gelmiş. Bizim dönemimizde büyüklerimiz bize Güney Kore, Almanya, Japonya'nın başarı hikayelerini anlattılar. Türkiye'nin bir başarı hikayesi yoktu. Ama şu an dünya Türkiye'nin başarı hikayesini anlatıyor. Krizi geride bırakalı 4 yıl doldu. Bu sürede Avrupa'da 4 milyon insan işsiz kaldı. Türkiye ise ihracat pazarlarının yüzde 75'inde daralma olmasına rağmen 5 milyon insanı istihdam etti. İşte aramızdaki fark bu. Bugün Türkiye, AB'nin 27 ülkesinin 23'ünden daha büyük ekonomiye sahip."

"TÜRKİYE 320 BASACAK YARIŞ OTOMOBİLİDİR"

"Devir Türkiye devridir." diyen Bakan Çağlayan, zaman zaman Merkez Bankası'nın faiz politikasını eleştirdiğini ve eleştirmeye de devam edeceğini ifade etti. Türkiye'nin gerçek gücünü bildiğini vurgulayan Çağlayan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi sanayicimiz, ihracatçımız, zihinsel değişim ve dönüşüm döneminde. Tasarım Ar-Ge pazarı artık sanayicinin hayatından çıkmaz olmuştur. Türkiye, gelişmiş ülkeleri yakalayacak fırsatı, zamanı bugün bulmuştur. Biraz evvel F1 Pilotu David'e sordum. Türkiye, formula yarışmalarında 820 beygir gücündeki ve 320 kilometre hızla gedecek bir yarış otomobilidir. Ve şimdi Türkiye gaza basacak bir ülkedir. Bir şarkı aklıma geliyor, 'bas gaza Türkiye bas gaza kim tutar seni bas gaza' Şimdi bugün gaza basmayacaksınız da ne zaman basacaksınız? Bundan dolayı Türkiye'nin şu an yılda 5-6 büyümesi gerekiyor ki dünyada ilk 10 içine gerelim. Aksi haldi bunu bir temenni olarak söyler dururuz. Hükümet olarak kesinlikle böyle bir anlayışımız yok. Ülkemize güveniyoruz, sanayicimize, ihracatçımıza ve gençlerimize güveniyoruz."

"TASARIM, AR-GE, İNOVASYON OLMAZSA OLMAZIMIZ"

Türkiye'nin, adeta bir yarış otomobili gibi olduğunun altını çizen Çağlayan, "Ümit ediyoruz ki bir taraftan otomotiv, bir taraftan tekstil konfeksiyon, çelik sektörü ile 2023'de 500 milyar dolar ihracat yapacak bir yapıya kavuşmuş olacaktır. Yapabilir miyiz? diyenlere evvel Allah bal gibi yaparız diyorum. Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır. Geçmiş on yılda bunları yaptıysak gelecek 10 yılda da bunları yaparız. Bunu yaparken, üretim şeklimizi değiştirmemiz gerekiyor. Tasarımı, Ar-Ge'yi ve inovasyonu olmazsa olmazımız kabul etmemiz gerekiyor." diye konuştu.

"FAZLA NAZ AŞIK USANDIRIR"

Yerli otomobil konusuna da değinen Bakan Çağlayan, şunları dile getirdi: "Yerli otomobilde de hani bir şakkı vardır, 'fazla naz aşık usandırır' diye. Umut ediyorum ki Türkiye artık nazı bırakıp, kendi otomobilini üretecektir. Türkiye'nin, Güney Kore'den, Almanya'dan ne farkı var, evvel Allah fazlamız var. Bir çok alanda fazlamız var. Yeter ki bu konuda bir an kardeşlerimiz, arkadaşlarımız cesur bir şekilde yol alsınlar. Bilhassa hafif ticari sektörüne güveniyorum ve bundan önemli markalar çıkartacağına inanıyorum."

"TÖREN ALANINA YERLİ OTOMOBİLLE GELİNDİĞİNİ HAYAL EDİN"

Bundan 10 yıl önce bir başbakanın 'ben yerli otomobil istiyorum' demesi halinde herkesin gülüp geçebileceğini hatırlatan Çağlayan, şu konulara dikkat çekti: "Şimdi şöyle bir hayal edin. Cumhuriyet'in yüzüncü yılını kutluyoruz, başbakanlar, bakanlar yeril otomobillerle tören alanına geliyor, göğe baktığınızda Türk malı uçaklar izliyorsunuz. Bunlar halay değil, Türkiye, bunları gerçekleştirecektir."
İhraç edilen ürünlerin katma değerinin düşüklüğüne dikkat çeken Çağlayan, Türkiye'nin bugün bir otomobilin yüzde 80'ini yerli yapabilecek teknolojiye, akla ve zekaya sahip olduğunu vurguladı.

"SADECE MOTOR ÜRETSEK YERLİLİK YÜZDE 75 OLACAK"

Çağlayan, şunları ifade etti: "Sayın Başbakanımız, bilhassa yerli yapılmasını talip ediyor. Bu otomobilin Türkiye'de yapılarak, otomobil sektöründe ve yan sanayinin bugün karşı karşıya olduğu pozisyonun tam tersine çevrilmesidir. Yan sanayide maalesef dış ticaret açığı veriyoruz. Türkiye, sadece motorda ve aktarma organlarında 5 milyar dolar ithalat yapıyor. Biz motor yapacak zekaya, aktarma organı yapacak zekaya sahip değil miyiz? İnanın ki çok daha fazlamız var. Bugün maalesef Türkiye'de yabancı firmaların adı altında üretim yapılıyor. Hamallık yapılıyor. Sektörü küçümsemek istemiyorum. Gelin bu göbek bağından kurtulalım. Türkiye, böylesine güçlü bir yan sanayiye sahip. Türk yan sanayinin ürettiği ürünler dünyanın en iyi markalarında yerini alıyor. Niye yapmayalım? Bugün Türkiye motoru ürettiği an, yüzde 50 yerlilik oranı bir anda yüzde 75'e çıkıyor. Aktarma organını yaptığı an yüzde 80'e çıkıyor. Şimdi bütün gayretimiz bunun üzerine. Gerek otomotiv ana sanayiinde gerek yan sanayide ihracat birim fiyatlarımızı artırmak zorundayız."

"FAİZ İNDİRİMİ ÇOK GEÇ KALDI"

Bakan Çağlayan, ayrıca, Merkez Bankası'nın geçtiğimiz günlerde faiz oranlarında yaptığı indirimi hatırlatarak, şu değerlendirmeyi yaptı: "İndirilen faiz doğru bir karar, zamanlama çok geç kalmış ama gidilmesi gereken daha çok yol var. Türkiye, geride kalmış olduğu ülkeleri yakalayacak bir zamanı yakalamıştır. Aradaki mesafeyi, firene basarak gidemeyiz. Gaza basarak gitmek zorundayız. Bu yüzden faiz çok önemli. Türkiye, AB ekonomilerinin geriye gittiği bir noktada daha hızlı koşmak zorunda. Bundan dolayı gaza basmak zorunda. Adeta basketi üçlük atacak bir basketçi olmuştur. Merkez Bankası'nın muhafazakar politikalarıyla olmaz, yoksa tutucu politikalarla istediği yere gelemez."

Küresel ekonomik krizin, balıkların bile alışkanlığını değiştirdiğini savunan Çağlayan, "Bu kriz, balıkların da huyunu değiştirdi. Eskiden büyük balık küçük balığı yutuyordu, şimdi hızlı balık yavaş balığı yutuyor." şeklinde konuştu. Bakan Çağlayan, konuşmasının ardından Ar-Ge Proje Pazarı ödüllerini verdi.