Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Erdoğan'ın avukatı: Biz o maddenin kaldırılmasını istemiştik

Başbakan Erdoğan'ın şiir davasında avukatlığını yapan Faik Işık, Fazıl Say'ın cezasını değerlendirdi: Biz o maddenin kaldırılmasını istemiştik...

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-16 11:42:25

Erdoğan'ın avukatı: Biz o maddenin kaldırılmasını istemiştik



Piyanist Fazıl Say’ın ‘retweet’ ettiği Ömer Hayyam şiiri yüzünden TCK’nın 216. maddesine göre “halkın bir kesiminin benimsediği din değerleri aşağıladığı” iddiasıyla on ay hapse çarptırılması, hukukçular arasında bu maddenin kaldırılması yönünde görüş birliği yarattı.

Geçmişte, Başbakan Erdoğan’ın şiir okuduğu için ceza aldığı davada avukatlığını üstlenen Faik Işık, yargılama görülürken, şimdi 216. maddeye denk düşen eski 312. maddenin kaldırılmasını istediklerini anımsatarak, “Hayyam’dan kaç yüzyıl sonra, Hayyam’ın çağından daha geri kalmış düşüncelerle onu yargılıyoruz. Daha dini bir ortamın içinde yaşayan Hayyam’ı bu şiirinden ötürü mahkum eden olmamıştı. O dönemde mahkum olmayan Hayyam demokratik bir ülkede din adına yargılanmamalıydı” dedi.

Avukat Fikret İlkiz de, yargının “ifade özgürlüğünü ayırt edecek kültürel birikime sahip olması gerektiğini” savundu.

Hukukçuların görüşleri şöyle:
Avukat Faik Işık: Bence Fazıl Say siyasal iktidarın rengine göre kendini değiştirenleri, asker gelince militarist, muhafazakar parti geldiğinde birden bire dinci kesilen insanları eleştiriyor. Dini eliştirmiyor. Fazıl Say, Ömer Hayyam’ın tüm dünyada tedavülde olan şiirini tekrarlamış. Şu halde bizler Say’ı değil, Ömer Hayyam’ı yargılamışız. Ölmüş bir insan, ceza yargılamasının konusu olamaz. Başbakan Erdoğan’ı savunduğumuz dönemde mahkemede, “Hak ve özgürlükler insanlara atalarından miras kalmaz. Her yeni nesil, onları yeniden kazanmak ve daha mükemmel hale getirmek zorundadır” demiştik. Şimdi görüyoruz ki Ömer Hayyam’dan kaç yüzyıl sonra, Hayyam’ın çağından daha geri kalmış düşüncelerle onu yargılıyoruz. Daha dini bir ortamın içinde yaşayan Hayyam’ı bu şiirden ötürü mahkum eden olmamıştı. O dönemde mahkum olmayan Hayyam daha demokratik bir ülkede din adına yargılanmamalıydı. Bu yargılama, dini koruma adına yapılıyor. Bu, dinin resmi şeklin dışında algılamaması anlamına gelir. Oysa sen başka, ben başka anlayabiliriz. Erdoğan yargılanırken, 312. maddenin kaldırılmasını istedik, söyledik. Bugün de… farklı düşünüyor diye bir insanın yargılanması kabul edilemez. Eğer bu şekilde algılanıyorsa 312’nin değiştirilmemiş halinden pek farkı yok demektir. Dünyada düşünce ve ifade özgürlüğünün nasıl anlaşıldığını Türk yargıçları ve savcıları ile Türk parlamentosu izlemek zorundadır. Dünyanın en iyi yasası da olsa iyi hukukçular olmadığı sürece adaletle ilgili sorunlarımız devam edecektir.”

Avukat Fikret İlkiz: Bana göre 216. madde tümüyle kaldırılmalıdır. Bu, eski 312. maddenin karşılığında kullanılan maddeydi. 312’nin kaldırılması sırasında da aynı görüşü ileri sürmüştüm. Kaldı ki 216’nın uygulanması bakımından 218. madde mutlaka göz önüne alınmalı. Bu maddede, “haber verme sınırlarını aşmayan ve eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” deniyor. 216’yı uygulayacağınız zaman ifade özgürlüğünden yanaysanız 218’i dikkate almalısınız. Pratiğe bakarsanız, yargı bu sözleri bu anlamda değerlendirebilecek kültür yapısına sahip olmalı. Tek tek hakimlerin değil, yargı kurumunun bu algıya sahip olması gerekir. O bakımdan bir yasal düzenlemeye de ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum.

Hakim Orhangazi Ertekin:“Ortada herhangi bir suç olduğunu düşünmüyorum. Türkiye’nin yargı içtihadı 2004 yılından bu yana AİHM içtihadını içine alarak geliştirdi. Fakat yargı zamanın ruhuna ve cari iktidara göre harekete etmektedir. Bunun kabulü mümkün değildir. Yasal mevzuatı değiştirmeye gerek yok. Çünkü yargı yasal mevzuatı aşarak karar veriyor. İfade hürriyetini koruma görevini yerine getirmiyor. Bu karar mevzuat böyle olduğu için değil, yargının yapılanması böyle olduğu için ortaya çıkıyor. Yoksa mevzuatı değiştirmeye gerek yok.”

Prof. Dr Ersan Şen: “TCK’nın 216. maddesinden şunu anlıyorum. Bir şiirle, bir yazıyla bir ifadeyle bu suç işlenmiş olmaz. Siz 4 .yargı paketini kabul ediyorsanız buna dikkat edeceksiniz. İfade hürriyeti bir bütündür. Yasaya göre halkın bir kısmını alenen aşağıladığınız ve bir infiale neden olduğunuz takdirde bu ceza verilebilir. Oysa Fazıl Say, dine hakaret etmiyor. Genel bir eleştiri ve değerlendirme yapıyor ve bir şiiri paylaşıyor. Ayrıca bir infiale neden olmuş değil. Kaldı ki Twitter benim anladığım anlamda aleniyetin gerçekleştiği bir mecra değil. Bence yasa şu haliyle iyi, mezvuatta bir sorun yok, tek sorun uygulamada. Dünyanın en iyi kanunu da getirseniz iş uygulamada bitiyor.”

(Ajanslar)


SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara