Peygamber sevgisi salona sığmadı

Trabzon'da, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) dünyaya teşriflerinin 1442. yıldönümü münasebetiyle düzenlenen anma programında izdiham yaşandı. İl Müftülüğü öncülüğünde sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumlarının desteği ile hazırlanan Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin ana programı, Hayri Gür Spor Salonu'nda gerçekleştirildi. Vatandaşların programa yoğun ilgisi nedeniyle 10 bin kişilik salon tıklım tıklım doldu. Tribünlerde yer kalmamasından dolayı çok sayıda kişi salonun zemine oturdu, pek çoğu da etkinliği ayakta izlemek zorunda kaldı.

    Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını İl Müftüsü Veysel Çakı, yaptı. İnsanı Allah'a kul etmeden onurunu korumanın mümkün olmadığına vurgu yapan Çakı, "İnsan ne kadar Allah'a teslim olursa onurunu o kadar korumuş olur. İnsan yeryüzünün halifesidir. Kur'an'ın ifadesiyle o yaratılmışların en üstünü, en şereflisidir. Maddi ve manevi kabiliyetler bakımından mükemmel yaratılmıştır. İnsan bu imkan ve kabiliyetleri Allah'ın isteğine paralel olarak kullanırsa Allah'ın sevdiği olmuştur. Çirkin ve kötü yönde kullanır, başkalarının onurunu ve şerefini ayaklar altına alırsa, mesela yalan konuşur, insanları aldatır, dedikodu, iftira gibi işler yaparsa, kul hakkı yerse, Allah'a karşı, insanlara karşı ve diğer varlıklara karşı görevini düzgünce yapmazsa Allah katındaki onurunu, şerefini, değerini zedelemiş olur. Sonuç itibariyle aşağıların aşağısına yuvarlanmaya aday olur." dedi.

    Allah Resulü'nün (sav) 'Sizlere 2 emanet bırakıyorum; birisi Kuran'ın Kerim, diğeri de benim sünnetimdir' hadisini hatırlatan Çakı, bu dünyada huzurlu ve onurlu bir hayat sürmek, ahirette Firdevs cennetine girmek ve Allah'ı görmek isteyenlerin Efendimizin sünnetini hayatına hayat kılması gerektiğini ifade etti.

    Vali Recep Kızılcık da selamlama konuşmasında, insanın maddi ihtiyaçlarının ön plana çıkartıldığı, manevi ihtiyaçlarının ise arka plana itildiği bu asırda, en fazla ihtiyaç duyulan şeyin Hz. Muhammed'in (sav) evrensen ve ilahi mesajı olduğunu söyledi. İnsanın maddi ihtiyaçları ön planlarına alınırken, manevi ihtiyaçlarının ihmal edilmesinin getirdiği sıkıntılara dikkat çeken Kızılcık, "Maalesef insanda manevi, ülkelerde kültürel buhranlar ortaya çıktı. Sosyal huzursuzluklar peydah oldu ve başta terör ve sokak gösterileri olmak üzere suç oranlarında ciddi bir artış ve huzursuzluklar yaşandı." dedi.

    Recep Kızılcık, terörün, sosyal huzursuzlukların ortadan kaldırılması için insanı önceleyen, insana dayanan ve insan kaynaklı bir medeniyet anlayışının dünyaya hakim olması gerektiğinin altını çizdi.

    "O'NU (SAV) YENİDEN YAŞAMAYA MECBURUZ"

    Açılış konuşmalarının ardından da Eğitimci-Yazar Dr. Hüseyin Kara, 'Hz. Muhammed ve İnsan Onuru' konulu konferans verdi. Kara, insanın Halık-ı Zülcelal olan Cenab-ı Hakk'ın yarattığı en mükemmel varlık olduğuna dikkat çekti. Allah'ın insandan sonra herhangi bir tür yaratmadığına işaret eden Kara, "Bütün yarattığı mahlukatı da dolaylı veya direkt olarak insana hizmet etsin diye yarattı. Allah ile irtibatı olan insan meleklerden daha üstün bir keyfiyete sahiptir. Allah nezdinde büyük melekler hariç bütün meleklerden Müslümanlar daha üstündürler. Müm'n meleklerin bile dualarına mazhardır. İnsan sıradan bir varlık değil. Allah'ın nezdinde en mükemmel olan bu varlığı bir peygamber evladı olarak dünyaya gönderiyor. Hepimiz Hz. Adem'in (as) çocukları olarak birer peygamber evladıyız." ifadelerini kullandı.

    Efendimiz'in (sav) veda hutbesinde buna değindiğini belirten Kara, 'Ey insanlar, hepiniz bir olan Allah'ın kulları ve Adem'in evlatlarısınız' sözlerini hatırlattı. Bunun yanında Allah'ın habibi, sevgilisi olan bir peygamberin ümmeti olduğumuzun altını çizen Kara, şöyle devam etti: "Bu çok büyük bir şereftir. Efendimize (sav) ümmet olmak o kadar kıymetli bir meseledir ki, Efendimize (sav) en yakın Hz. İsa (as) da O'na ümmet olmayı dua etmiştir. Ve Allah da Hz. İsa'nın duasını kabul etmiştir. O ahir zamanda gelerek Efendimizin ümmeti olma şerefini yaşayacaktır."

    Müslümanların Allah'ın takdiri ile o Nebi'ye (sav) ümmet olduğunu anlatan Kara, "İliklerimize kadar bunun hazzını, mutluluğu yaşıyoruz. Böyle bir peygambere ümmet olarak Allah bizi seçmiş, lütfetmiştir." dedi.

    Hz. Peygamber'in (sav) bir cahiliyet döneminde hayata gözlerini açtığını kaydeden Kara, "Peygamberlik döneminde de hep cahil insanlarla uğraştı. İnsan onuru, haysiyeti ve insan değerlerin alt üst olduğu bir dönemde peygamberlik gibi şerefli bir görev ile uğraştı, didindi. Allah'ın inayetiyle, onur ve haysiyetini tüketmiş bir topluluğu insanlık onuruna yükseltip onları semanın yıldızları haline getirdi." diye konuştu.

    21. asrın bir cahiliye asrı olduğunu ifade eden Kara, "Asla medeniyet değildir, uygarlık olabilir ama bir cahiliye asrıdır. İnsanın en temel hakkı hayat hakkıdır. İnsanı tükettiğiniz yerde, insanın hayatına saygı duymadığınız yerde neye saygı duymuş olursunuz. İnsan için asıl önemli olan izzet ve itibar tarafıdır. Bunların göz ardı edildiği yerde insanı yaşatamazsınız. Ve nitekim Batı uygarlığı bugün her sahada çöküş yaşıyor." dedi.

    Buna karşı karşılık İslam dünyasının da olması gereken yerde olmadığına vurgu yapan Kara, bunun da ayrı bir handikap olduğunu dile getirdi. Kara, Müslümanların izzet ve itibara yeniden kavuşması ve insanlığın kurtuluşuna vesile olabilmesi için Hz. Muhammed'in sünnetini yeniden hayatına hayat kılmaya mecbur ve mahkum olduğunu sözlerine ekledi.

    Konuşmaların ardından, bazı engelli vatandaşlara akülü araba hediye edildi. Kur'an-ı Kerimlerin okunduğu, naatların söylendiği program, tasavvuf musikisi konserinin ardından sona erdi.

    Programı, Vali Recep Kızılcık, Belediye Başkan Vekili Hüseyin Turan, İl Jandarma Alay Komutanı Albay Turgay Aras, İl Emniyet Müdürü Ertan Yavaş, belediye başkanları, kamu kurumlarının temsilcilerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 10 bin kişi takip etti.