Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

PYD'ye üç şart

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Şam rejimiyle işbirliği yapmakla eleştirilen ancak son dönem pozisyon değiştiren PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'nin muhatap alınacağı yeni bir sürecin sinyalini verdi. Davutoğlu, 'Bizimle temasa geçmek isteyen herkes için geçerli üç şartımız var' diyerek PYD ile temas kurulmasına yeşil ışık yaktı

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-10 07:36:26

PYD'ye üç şart


TIMETURK / Haber Merkezi

Nükleer Yayılmanın Önlenmesi ve Silahsızlanma Girişimi 6. Bakanlar toplantısına katılmak üzere salı akşamı Hollanda'nın Lahey kentine giden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na uçakta eşlik eden iki gazeteciden biriydim. Amerikalı mevkidaşı John Kerry'nin bir ay içinde Türkiye'ye yaptığı ikinci ziyaretin hemen ertesine rastlayan yolculuğumuzda, sohbetimizin odağında da ağırlıklı olarak bu görüşmenin gündemi, en çok da Suriye vardı.

Öncelikle Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun, PKK'nın silah bırakmasıyla sonuçlanması umulan sürecin Suriye'ye etkileri konusunda iyimser olduğunu söyleyelim. Nitekim Suriye'den gelen son haberler, daha önce rejimle işbirliği yapmakla eleştirilen PKK'nın Suriye kolu PYD'nin pozisyon değişikliğine işaret ediyor.

Ankara'nınsa buna kayıtsız olmadığı, PYD'nin tutumunu yakından izlediği anlaşılıyor. Gerçi Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 'Bir arayış içinde olduklarını hissediyoruz' demekle yetindi ama 'bizimle temasa geçmek isteyen herkes için geçerli' diye saydığı üç koşulun yerine gelmesiyle Suriye'de PYD'nin de muhatap alınabileceği yeni bir sürecin başlayabileceği sinyalini de verdi: 1-Rejim yanında yer almayacak 2-Suriye halkının seçimle işbaşına getireceği parlamento oluşana kadar emrivaki yapmayacak (yani fiili durum yaratıp bir bölgeyi kendisinin ilan etmeyecek) 3-Türkiye'de teröre destek vermeyecek.


ERKEN CEVAP RİSKLERİ ORTADAN KALDIRIR

Peki ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin ilk ve ikinci ziyaretleri arasında nasıl bir fark vardı? Bakan Davutoğlu şöyle özetledi: 'Kerry'nin ilk ziyareti, göreve yeni gelmiş olması nedeniyle istişare ve keşif amaçlıydı; tarafları dinleme ağırlıklıydı. İkincisi ise özellikle Suriye bağlamında, 'ne yapabiliriz?' sorusunun masaya daha açık konduğu bir görüşme oldu.'

Davutoğlu'na Suriye'ye dair iki ülke arasındaki yaklaşım farklarını da sorduk. Dışişleri Bakanı, ulaşılmak istenen hedef açısından fark olmadığını vurgulamakla birlikte, ABD'nin (ve bazı Avrupa ülkelerinin de), 'Radikalleşmeyi nasıl engelleriz, azınlıkların haklarını nasıl koruruz, kimyasal silahları kontrol altında nasıl tutarız?' gibi yönetim değişikliği ertesinde oluşabilecek riskleri öncelik addetmesini doğru bulmadıklarını da gizlemedi. Sadece Mart ayında 7 bin kişinin öldüğüne dikkat çeken Bakan Davutoğlu, 'bu konuların hepsi bizim için de önemli ama bunlara sebebiyet veren faktör unutulmamalı. O faktör Esad'ın yaptığı zulümdür. Suriye halkının çektiği acılara ne kadar erken cevap verilirse, o riskler de o kadar kolay ortadan kalkar' dedi.


HALKIN İRADESİNİ YANSITSIN

Dışişleri Bakanı Ankara'nın Washington ile ortak hedefini ise 'Biz Suriye'de devletin ve kurumlarının yıkılmasını istemiyoruz. Biz devletin Suriye halkının iradesini yansıtacak şekilde, yeniden şekillenmesini istiyoruz' sözleriyle tarif etti. Suriye'deki tüm mezhepsel, dini ve etnik grupların temsil edileceği bir yapının oluşmasını istediklerini anlatan Davutoğlu, Irak'ın işgali ertesindekine benzer bir tasfiye sürecine karşı olduklarının altını çizdi.


Türkiye rolünü kendi tayin eder

ABD Dışişleri Bakanı Kerry, İstanbul'da basın toplantısında Türkiye'nin Ortadoğu barış sürecinde önemli rol oynayabileceğini söylemişti. İsrail ile Filistin Yönetimi'nin buna karşı olduğuna dair bazı haberler çıktığını hatırlattığımızda, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Filistin yönetiminden gelen yalanlamayı da hatırlatarak, bunları hayretle karşıladığını söyledi.


ABBAS MEMNUN

Üstelik Filistin lideri Mahmud Abbas, ABD Dışişleri Bakanı Kerry'nin ziyaretinden hemen önce Davutoğlu ile görüşerek Türkiye'nin devreye girmesinden büyük memnuniyet duyduğunu açıklamış, hatta barış sürecine dair belli hususlardaki görüşlerini Amerikalı Bakan'a anlatmasını da istemiş.


YAKLAŞIMLAR ART NİYETLİ BİR TUZAK

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Türkiye'nin barış sürecindeki yerini, oynayabileceği rolü, Hamas üzerindeki nüfuzu ile sınırlandırmaya dönük yaklaşımları ise 'art niyetli bir tuzak' olarak niteledi. 'Kimsenin Türkiye'nin rolünü sınırlamaya hakkı yoktur, hangi rolü oynayacağını Türkiye kendi tayin eder' diyen Davutoğlu, Ankara'dan İsrail'i tanıması için Hamas'ı ikna etmesi istendiği iddialarına da tepki gösterdi: 'Kimse adına kimseyi ikna etmeyiz. Bu art niyetli bir yorumdur. Biz doğru bildiğimiz vizyonu paylaşır, bunun için çalışırız. Bu da 1967 sınırları çerçevesinde iki devletli çözümdür.


NET TAVIR ALMALI

Ama her şeyden önce İsrail'in bu yönde bir net tavır göstermesi lazım.' Hamas'ın Suriye'yi terk etmesiyle net bir tavır değişikliğine gittiğine savunan Davutoğlu, 'Hamas Suriye'den çıkarak Ortadoğu'da demokrasi yanlısı güçlerin yanında yer aldığını gösterdi. Ama işgal ve baskı devam ederken değişimi sadece bir taraftan beklemek ne etik ne de rasyonel olur' değerlendirmesi yaptı.


Suriye Halepçe olmasın

Hollanda'nın Lahey kentinde düzenlenen 'Yayılmanın Önlenmesi ve Silahsızlanma Girişimi 6. Bakanlar Toplantısı' katılan Davutoğlu, temaslarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Davutoğlu, Ortadoğu'nun nükleer silahlardan arındırılmasının önemine işaret ederek, Türkiye'nin, Saddam Hüseyin'in 1988 yılında Halepçe'de yaptığı kimyasal saldırıda acıyı en yakından hisseden ülke olduğunu kaydederek, 'Bugün benzer bir durumun Suriye'de yaşanmaması için uluslararası toplumun her türlü tedbiri alması lazım. Suriye'deki kimyasal silahların denetim altına alınması ve herhangi bir şekilde kullanılmasının engellenmesi şarttır' dedi.(Yeni Şafak)
 

Haber Ara