Beyrut'un rezidansları zengin Araplar için yapılıyor
Bol örnekleri İstanbul'da da görülen yüksek cam rezidanslar, Beyrut'u da kapsama alanına almış. Bu binaların arasından aniden karşımıza çıkan yeşil çerçeve pencereli, balkonlu beyaz eski evler, yerlerini rezidanslara terk etme sırasını bekliyorlar.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-04-10 10:07:49
TIMETURK / Haber Merkezi
Bol örnekleri İstanbul'da da görülen yüksek cam rezidanslar, Beyrut'u da kapsama alanına almış. Bu binaların arasından aniden karşımıza çıkan yeşil çerçeve pencereli, balkonlu beyaz eski evler, yerlerini rezidanslara terk etme sırasını bekliyorlar.
Kenti iyi tanıyanlar "Bu rezidansları kimler alıyor" sorumuzu "Daha çok Körfez ülkelerinden gelip alıyorlar" diye cevaplıyor. Zengin Araplar, demek ki Beyrut'ta mekân tutmayı seviyorlar. Deniz manzaralı dairelerin ortalama fiyatları 600 bin dolardan başlıyor. İyi semtlerde milyon dolarlara doğru gidiyor.
4 milyon civarında nüfusu olan Lübnan, komşuları İsrail ve Suriye'den çok çekti. Sürekli istikrarsızlık ve savaşlar yüzünden 13 milyon Lübnanlı'nın ülkeden göç ettiği anlatılıyor. Başkent Beyrut, her şeye rağmen hareketliliğini koruyor. Sünniler, Şiiler, Hıristiyanlar bir arada yaşıyor.
2005'te hâlâ faili meçhul kalan bir suikasta kurban giden eski Başbakan Refik Harriri'nin kabrini ziyarette görüyoruz ki, onu sevenler gelip sürekli dua ediyor ve ağlıyorlar. Harriri'nin yaptırdığı ve kabrinin yanındaki
Muhammed El Emin Camisi'nin ihtişamı göz kamaştırıcı.
Diğer Ortadoğu şehirlerinde olduğu gibi Beyrut'ta da cip kullanımı çok yaygın.
Oysa, Lübnan'ın ekonomisi zorda. Enerji ve özellikle elektrik açığı çok yüksek. Eski ve yeni göçlerle 1 milyon Suriyeli'nin yaşadığı ülke, kendi yağında kavrulmaya çalışıyor ama büyük sıkıntıları var.
Doğu Akdeniz'de doğalgaz savaşları
İki günlük Beyrut gezimizde Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgaz hesaplaşmaları da gündeme geldi. Akdeniz ülkeleri, sürekli doğalgaz arıyor.
Akdeniz, doğalgazın yeni merkezi. Bu yüzden bölgede haritalar bile değişebilir.
Dönüşte kendisiyle konuştuğum Lübnan kökenli Delta Petrol'ün sahibi Mehmet Habbab, Akdeniz'deki doğalgaz kavgasının uzun süreciğini düşünüyor.
İsrail'le Türkiye arasındaki kırgınlığın aşılması çabalarında "doğalgaz"ın etkisi olduğunu da belirten Habbab, barış için Filistin devletinin de kurulabileceğini söylüyor.
Akdeniz'deki doğalgaz kavgasının iki görünen aktörü İsrail ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Kuzey Kıbrıs Türk
Kesimi ve dolaylı olarak da Türkiye'ye gazın gramını koklatmak istemiyor. Bizim Dışişleri ile Enerji bakanlıkları mevcut statüyü değiştirmek ve doğalgazdan büyük pay alabilmek için harıl harıl çalışıyor. Aramalar için her şey planlanmış durumda.
7 trilyon dolarlık gaz pastası
Doğu Akdeniz'le ilgili yayınlanan belgelerde İsrail'in Leviathan ve Tamar sahalarında ispatlanmış doğalgaz kapasitesinin 700 milyar metreküp olduğu ve bunun 1.8 trilyon metreküpe kadar çıkabileceği belirtiliyordu.
Sadece Leviathan sahasında ispatlanmış 453 milyar metreküplük doğalgaz miktarının tam 25 Avrupa ülkesine 6 yıl yetecek büyüklükte olduğu açıklanmıştı. Tahminlere göre Kıbrıs, İsrail, Mısır ve Girit arasındaki deniz bölgesinde ise 15 trilyon metreküpe varan doğalgaz rezervi bulunuyor. Bu rezervin mali boyutunun da 7 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Türkiye'ye kıta sahanlıklarında öngörülen alan ise sadece 41 bin kilometre karelik bir pay. Yani bizi Antalya ve civarına hapsetmek istiyorlar.
Bu arada Tamar kuyusundan çıkardığı doğalgazı ilk kez borularla ülke içine taşıyan İsrail, enerji bağımsızlığında önemli bir adım attı. Enerji uzmanlarına göre Tamar, İsrail'in 40 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek.
Darısı bizim başımıza diyelim ve büyük pastadan pay almak için çok çalışalım.
BUGÜN
Haber Ara