Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Vatanımız Kosova, anavatanımız Türkiye

Sırbistan, Kuzey Kosova sorununa nihai çözüm bulmak için AB’nin çözüm teklifini reddederken, STAR Priştine’de, Türk toplumunun nabzını tuttu. Kabinedeki Bakan’dan, sokaktaki vatandaşa kadar Türk kökenli Kosovalılar, “Vatanımız Kosova, Anavatanımız Türkiye” derken, Kosova Cumhurbaşkanı Atifete Jahiga, “Katkınız çok büyük. Bu, iki ülke halkı arasındaki sevgiyi daha da güçlendiriyor. Teşekkür ederim” dedi.

13 Yıl Önce Güncellendi

2013-04-09 11:02:52

Vatanımız Kosova, anavatanımız Türkiye
TIMETURK / Haber Merkezi

Şubat ayında 5. yaşını kutlayan Kosova’yı, bugün 97 ülke tanımasına karşın, Sırbistan’ın bağımsızlığını kabul etmemesi ve bu nedenle Rusya’nın koyduğu veto sebebiyle henüz BM içinde yer alamıyor.

Üstelik Sırbistan’ın, ülkenin kuzeyindeki Sırp nüfusu bahane ederek, burada, tüm devlet kurumlarını içeren paralel bir yönetim kurması üzerine, AB nezdindeki çözüm çabaları da sürüyor.

KOSOVA CUMHURBAŞKANINDAN TEŞEKKÜR
Ülkesinin bu zorlu ama heyecanlı bağımsızlık yolculuğu sırasında Kosova Polis Müdür Yardımcısı iken 6 etnik gruptan oluşan Kosova halkının “siyasi açıdan tarafsız bir isim” talebiyle Cumhurbaşkanlığı koltuğuna geçen Atifete Jahiga, STAR’a konuştu.

Jahiga, “Şu ana kadar bizi yaklaşık 100 ülke tanıdı ancak birçok nedenin yanısıra, bizi ilk tanıyan ülkelerden biri olduğu için de Türkiye’nin yeri apayrı. 17 Şubat 2008’de bağımsızlığımızı kutladık, 18 Şubat günü Türkiye resmen tarafından tanınıyorduk. Üstelik Türkiye, Kosova’nın gelişmesi için eğitimden altyapıya kadar o kadar çeşitli ve çok katkılarda bulundu ki, teşekkürlerimi sunmak isterim. Türkiye’nin katkısı, sadece ülkelerimiz arasında değil, halklarımız arasındaki sevgiyi de her geçen gün daha da güçlendiriyor” dedi.

Kosova’da ister Arnavut ister Türk kökenli olsun birçok ailenin, Türkiye’de ya akrabaları var ya da Türkiye bağlantılı bir geçmişi. Bu nedenle, 10.861 km’lik ülkelerini genellikle, “Bursa kadar” ya da “Konya’nın dörtte biri kadarız” şeklinde tarif ediyorlar. 2.3 milyon nüfusun 20 bin kadarını oluşturan Türk kökenlilerin tarihleri ise, 1389 1. Kosova Savaşı’na kadar gidiyor. Bir Türkiye Türkü kadar güzel ve akıcı Türkçe ile konuşuyorlar.

TÜRK KÖKENLİ BAKAN’DAN ERDOĞAN’A TEŞEKKÜR
Türk kökenli Kosovalılar, Sırplar, Boşnaklar, Romanlar, Goralılar gibi, anayasaya göre “Azınlık” olarak değil, “Topluluk” olarak tanımlanıyor. Türk topluluğu da Kosova içinde Bakanlık’tan, özel işletmelere kadar her sektörde aktif olarak görev yapıyor.

Türk kökenli Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar, STAR’a, “Türkiye, bize yardımlarını, daha bağımsızlığımızı ilan etmeden önce başladı. Ancak Sayın Erdoğan’ın desteği ile tanınma konusunda büyük gelişmeler yaşandı. Pakistan ve birçok Arap ülkesinin Kosova’yı tanımasının ardında, Sayın Erdoğan’ın katkısı var” dedi.

Yağcılar, Türk toplumunun, Türkiye ile olan gönül bağını ise “Bizim vatanımız Kosova, ama anavatanımız Türkiye” sözleriyle özetledi.

TÜRK İŞADAMLARINA ÇAĞRI

Kosova’daki Türk toplumunun en büyük sıkıntısının “İşsizlik” olduğunu, ancak bunun diğer toplumlarla aynı olduğunu söyleyen Yağcılar, bu sorunun önüne geçilebilmesi için de Türk yatırımcılara şu çağrıyı yaptı:

“Büyük oranda Türkçe konuşulan Kosova’da iş yapmak, Türk yatırımcılara avantaj sağlayacaktır. AB ile özel ilişkilerimiz var. ABD ile Kosova’ya özel, üretim ve ihracat kotalarımız var. THY Kosova’ya günde 2 sefer düzenliyor; bir de Pegasus var tabii. Nüfusun yüzde 45’i genç ve hepsi nitelikli, eğitimli. Bütün bu olumlu ortama, Türk işadamlarının aktifliğini de eklersek, sanırım Kosova, Türkiye için çok uygun bir yatırım alanı. Özellikle enerji, madenlerin işletilmesi ve kış turizmi yatırımcıya çok kazandıracak alanlar.”

BÜYÜKELÇİ: “TÜRKİYE, CAZİBE MERKEZİ OLDU”

Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Songül Ozan da Kosovalıların gözünde Türkiye’yi anlatırken, “Kosovalılar, Türkiye’yi bir Balkan ülkesi olarak görüyor. Türkiye’nin son yıllarda bölgesindeki gücü, dünyada sözü dinlenir ülke olması sonucunda, Kosovalılar, Türkiye’ye hem hayranlık hem de gıpta ile bakıyorlar. Kosova, Türkiye ile dost olmaktan da gurur duyuyor. Ben bunu, her diplomatik görüşmemde de, burada geçirdiği 2,5 yılda da her an hissettim” dedi.

“SIRBİSTAN NEZDİNDE DE GİRİŞİMLERİMİZ VAR”

Ozan, mükemmel şekilde seyreden Türkiye – Kosova ilişkilerinin, yine güzel giden Türkiye – Sırbistan ilişkilerini olumsuz etkilemediğini vurgulayarak, “Biz, Kosova’nın bağımsızlığının tanınması için hem Belgrad nezdinde de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Onlara, ‘Kosova’nın bağımsızlığını tanıyoruz. Çünkü Kosova’nın bağımsızlığı, toprak bütünlüğü ve siyasi egemenliği, Balkanlardaki önemli bir itilaf sahası olan Sırp – Arnavut çatışmasını çözecek anahtardır. Onun için Kosova ile diyalogu sürdürmeniz ve bunu bir başarı hikayesi haline getirmeniz gerek’ diyoruz. Biz açık konuşuyoruz, Sırbistan ile ikili ilişkilerimizde de hiçbir sorun yaşamıyoruz. Ankara’nın girişimi ile başlayan ve bölgeye örnek olan Sırbistan – Türkiye – Bosna Hersek – Hırvatistan süreci, bu başarının bir göstergesidir” dedi.

TÜRKÇE PRESTİJ DİLİ

Büyükelçi Ozan’ın deyimi ile Türkiye’nin bir “Cazibe merkezi” olmasının sonucunu, Priştine’nin Türkçe yayın yapan Radyosu Kent FM’in muhabiri Ediz Godi, “Türkçe, Kosova’da bir prestij dili haline geldi” diyerek aktardı. Godi, Arnavutların milliyetçi olduklarını ancak buna rağmen, gençler birbirine “hava atmak” istediğinden, aralarında Türkçe de konuştuklarını söyledi.

KABİNENİN ÇOCUKLARI TÜRK OKULLARINDA

Kosova’da Türkçe öğrenmek, aynı zamanda Türkiye’de üniversiteye gidebilmek ya da bir Türk şirketinde iş bulabilmek anlamına da geliyor. Bu nedenle, çocuklarını, 13 yıl içinde 1027 mezun veren Gülistan Eğitim Merkezi’ne bağlı okullara göndermek isteyen Kosovalı Arnavut ve Sırpların sayısı her geçen yıl katlanarak artıyor. Okul Müdür Mustafa Erdem, yüzlerce Kosovalının yanısıra, Kosova Başbakanı, Meclis Başkanı ve Kültür Bakanı’nın çocuklarını mezun ettiklerini, Milli Eğitim, Ekonomi, Savunma ve Sağlık Bakanlarının çocuklarının da halen Gülistan Eğitim Merkezlerinde eğitimlerine devam ettiklerini söyledi.

Diğer yandan Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nin kapısı da Türkçe öğrenmek isteyen Arnavut Kosovalıların akınına uğramış durumda. Merkezin Müdür Sadullah Yılmaz, “Şu an 250 öğrencimiz var. Eylül ayında kurslarımız başladığında, Türkçe öğretmeni ihtiyacı hissedeceğiz” diye konuştu.

M.AKİF ERSOY VE FATİH SULTAN CAMİLERİ RESTORE EDİLECEK

Türkiye, 280 milyon dolarlık doğrudan yatırım ve 800 milyon Avro’luk müteahhitlik hizmetleri ile Kosova’da ekonomik açıdan da hayli yüksek bir görünüme sahip.

Ancak nüfusun yüzde 95’inin Müslüman olduğu Kosova’da TİKA’nın kültürel mirasın restorasyonu konusundaki çalışmaları da, en az ekonomi kadar halkı fethetmiş.

RESTORASYON, KOSAVALIYA ÖZGÜVEN VE KİMLİK VERİYOR

TİKA Kosova Koordinatörü Adem Urfa, Kosova’da irili ufaklı 1.400 Osmanlı eserinin bulunduğunu, ancak 1999’daki Sırbistan savaşı sırasında 500’ü aşkın Camii’nin, Sırplar tarafından yakılıp yıkıldığını anlattı.

Kosova’daki Osmanlı mirasının, “Türkiye ile Kosova arasındaki ilişkinin ne kadar derin bir temele dayandığının göstergesi” olduğunu vurgulayan Adem, Türkiye’nin restorasyona önem verme sebeplerinden diğerini ise, “Bir eseri restore ederken, aslında biz Kosovalıların, kendi geleneksel kültürlerine olan özgüvenini artırıyoruz. Devletlerine uluslar arası meşruiyet arayan Kosova’ya, 500 yıllık kimlik veriyoruz” dedi.

90 YAŞINDAKİ AMCA SORDU: “NEREDE KALDINIZ?”

Bugüne kadar Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Büyük Camii’yi, Sinan Paşa Camii’ni, Kosova’da şehit düşen Sultan Murat’ın bayraktarı için yaptırılan Baba Türbesi’ni, Terzi Mehmet Bey Camii’ni ve Fatih Sultan Mehmet’in namaz kıldığı Namazgah’ı restore ettiklerini anlatan Urfa, bu çalışmalar sırasında, 90 yaşındaki bir Boşnak’ın kendisine yaklaşarak, “Biz, 1912 yılından beri sizleri bekliyoruz. Nerede kaldınız oğlum?” diye sorduğunu, çocukların ise her seferinde “Türkler geldi” diye yanlarına koştuklarını anlattı.

MEHMET AKİF’İN BABASI İÇİN YAPILAN

2013 -2014 yılı içinde de 4 milyon Avro maliyetle 8 restorasyon daha yapılacağını anlatan Urfa, bu eserler arasında Mehmet Akif Ersoy’un babası için yapılan Camii’nin de bulunduğunu söyledi. Urfa, camiinin hikayesini şöyle anlattı:

“Ersoy’un babası Tahir Efendi, Kosova’nın İpek şehrinden. Tahir Efendi, din eğitimi alıp, köyüne dönmek üzere İstanbul’a gidiyor. Bu arada köy halkı da, Tahir Bey’in döndüğünde imamlık yapabilmesi için 1861 yılında bir camii inşa ediyor. Fakat Tahir Bey, İstanbul’daki eğitiminde o kadar başarılı oluyor ki, Fatih Medreselerinin bugün Rektör anlamına gelebilecek Müderrisliğine kadar yükselince, köye geri dönemiyor. Sırplar işte bu camiyi 99 savaşında yakıp yıkmışlar. Mehmet Akif’in anısını yad etmek üzere, bu sene camiyi restore edeceğiz.”
Urfa, yapılan restorasyon yapılan tüm eserlerin, aslına uygun olarak, kütüphane ise kütüphane, camise cami, medrese ise okul şeklinde, halkın kullanımına açıldığını da anlattı.

“TÜRK VATANDAŞLIĞI İSTİYORUZ”

Priştine’nin popüler restoranlarından Te Pini’nin Türk kökenli sahibi Metiner Reca da, Kosova Türkü’nün, Türkiye’den en önemli beklentisinin, “Çifte vatandaşlık hakkı” olduğunu söyledi.

(stargazete)

Haber Ara