Kamuda başörtüsü serbestliği nasıl olacak ?
Kamu Başdenetçisi Mehmet Nihat Ömeroğlu, Türkiye’deki başörtü sorunu konusunda bireylerin kendilerine yapacağı şikayet başvurularını nasıl değerlendireceklerini anlattı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2013-04-07 14:22:53
Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğuna ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ni kabul ettiğine dikkat çeken Ömeroğlu, “Anayasamızda da din ve vicdan özgürlüğü, ifade ve düşünce özgürleri vardır. Müslüman da olabilir, Hristiyan da Yahudi de olabilir, inançlarına, düşüncelerine müdahale etme durumunda değiliz. Bize bu konuda herhangi bir şikayet geldiği vakit Avrupa standartlarına uygun bir karar vermeyi düşünüyoruz. Ondan da kimsenin şüphesi olmasın.” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu, Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) önemli açıklamalarda bulundu. Kamu Denetçiliği Kurumu’nun 29 Haziran 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak kurulduğunu hatırlatan Ömeroğlu, 3 ayda kurumu hazır hale getirmeye çalıştıklarını ve 29 Mart 2013 tarihide de şikayetleri resmen almaya başladıklarını ifade etti.
Kurumun etkin bir şikayet mekanizması oluşturduğuna dikkat çeken Ömeroğlu, kurumun aynı zamanda birey ile idare arasındaki bir nevi köprü görevi gördüğünü, idarenin her türlü eylem ve işlemlerini, tutum ve davranışlarını, insan haklarına dayalı adalet anlayışı içerisinde incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmak olarak tarif etti.
Bireyler burada idarenin yapmış olduklarından memnun kalmamaları halinde vatandaşların idare başvuru yollarını tükettikten sonra yargı başvurmadan önce kendilerine başvurabileceğini anlatan Ömeroğlu, hiçbir ücret ödemeden başvurabileceklerini söyledi. Ömeroğlu, kurum olarak ta bu başvuruları en geç 6 ay içinde karara bağladıklarını dile getirdi. Yargı yolunun oldukça masraflı bir başvuru yolu olduğunu aktaran Ömeroğlu, tamamen bireyin hakkını korumak adına bu kurumun kurulduğunu, hem vatandaşların hem de yabancıların başvurularını aldıklarını, bunun da birçok Avrupa ülkesinde belki de olmadığını kaydetti.
"HAKKANİYETE UYGUNLUK DENETİMİ YAPACAĞIZ"
Vatandaşların neden yargı yerine Kamu Denetçiliği Kurumu’nu seçmesi gerektiğini ise Ömeroğlu, şöyle anlattı: “Artık kamu görevlisi, Türkiye Cumhuriyeti’nde artık bir kamu Denetçiliği Kurumu’nun olduğunu, bu kurumdan artık hiçbir şeyin gizlenemeyeceğini; devlet sırrı dahil, böyle bir kurum var diyecek ve daha dikkatli davranacak. Çok daha kanuna ve hukuka uygun davranacak. Bizim mahkemeden en büyük farkımız, mahkeme hukuki denetim yaparken biz hakkaniyete uygunluk denetimi, yani yerindelik denetimi de yapabileceğiz. İdarenin yaptığı işlemler, tasarruflar hukuka ve kanuna da uygun olabilir. Ancak adalete ve hakkaniyete uygun değilse, biz idariye bu anlamda tavsiyelerimiz olacak. Evet sen yasaya uygun yaptın ama vatandaşın bir mağduriyeti var, bu mevzuata adil değil. Belki ona bir tazminat önerebileceğiz. Belki ona bir sulh önerebileceğiz. Yaptığı işlemin hatalı olduğunu, bundan dönmesi gerektiğini de söyleyeceğiz.”
"ULUSLARARASI ÜST NORMLARI DİKKATE ALACAĞIZ"
”Mahkemelerin kararlarının bizim verdiğimizin kararlardan çok farklı sonuçlanmaması hedefimiz var.” ifadesini kullanan Ömeroğlu, “Anayasamız, kanunlarımız, mevzuatlarımız var ancak insan haklarında, temel hak ve özgürlüklerde, kadın ve çocuk pozitif ayrımlarında olduğu gibi daha üst normlar varsa uluslararasında, biz anayasamızın 90. Maddesi gereğince temel kriterler olarak da onları alacağız. Böylece Avrupa İnsan Hakları’nı yakalayacağız.” sözlerini dile getirdi.
YETKİLERİNE GİRMEYEN 4 ALAN
Kurumun yetkisine girmeyen 4 alanının olduğunu vurgulayan Ömeroğlu, bu alanları şöyle dile getirdi: “Bunlardan biri Cumhurbaşkanı’nın resen imzaladığı kararlar. İkincisi yasama yetkisinin kullanılmasına yönelik faaliyetler. 3 ve 4. Alanlar ise Türkiye’de gerçekten devrim niteliğinde. 3. Yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar. 4’üncüsü Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sırf askeri nitelikteki faaliyetleri bizim yetki alanımızın dışında.”
“SİVİL İDARENİN ARTIRILMASI ADINA BU TÜRKİYE’DE BİR DEVRİMDİR”
Kendisini ziyaret eden bir İspanyol Avrupa Konseyi Parlamenterler Birliği üyesinin kurum hakkındaki görüşlerini aktaran Ömeroğlu, parlamenterin ‘Neden TSK Ombusdmanlık kurumunun yetki alanına girmiyor?’ diye sorduğunu, kendisinin de “Hayır dedik. TSK’nın sırf askeri nitelikteki faaliyetlerinin dışındaki tüm tutum ve davranışlarına bakmak durumundayız. Sivil idarenin etkinliğinin artırılması adına, bu Türkiye’de bir devrimdir. Gözbebeğimiz TSK’da buna hazırdır.” şeklinde cevap verdiğini ifade etti.
Kurumun temel hedefinin kamu yönetiminin iyi işleyişine katkıda bulunmak ve mahkemelerin iş yükünü azaltmak olduğunu yineleyen Ömeroğlu, bu konudaki idari kültürünün de değişmesi gerektiğinin altını çizdi. Bunun bir süreç olduğunu belirten Ömeroğlu, “Ama bizim kamu görevlilerimiz, bundan böyle bu kamu kurumunun varlığının farkında olarak hakkaniyete uygun işler yapacaklarına inanıyorum.” dedi.
"KURUM VE GÖREVLİLERİ MEDYA YOLU İLE İFŞA EDECEĞİZ"
Kamu Başdenetçisi olarak özel raporlar hazırlayabildiklerini ve bunu kamuoyunun bilgisine sunduklarını kaydeden Ömeroğlu, bu noktada medyanın rolüne dikkat çekti. Ömeroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “O kamu görevlisi yada kamu kurumunun yaptığının yanlış olduğunu göstermek adına medyamızın çok önemli görevleri vardır. Zaten AB ve diğer ülkelerdeki Ombusdmanlık sistemlerinde de bu kurumun en büyük etkinliği, hem düzenlediği raporlardan hem de bu raporları medya aracılığı ile kamuoyuna duyurmaktan geçiyor. Bu bakımdan karşılıklı anlayış içerisinde medyamızla işbirliği yapmaya hazırız.”
Ömeroğlu, bu süreçte medyaya biçtiği değeri ise şu sözlerle dile getirdi: “Bu anlamda basının iyi çalışabilmesi için bir oda hazırlattım, bilgisayarlarını ve internetlerini koydurttum. İnternet sayfamızdan verileri ve kararlarımızı belli aralıklarla duyurmaya çalışacağız. Muhtemelen her cuma günü yapılan işlemlerle ilgili istatistiksel bilgileri sunmayı düşünüyoruz.”
"MÜSLÜMAN OLABİLİR, HRİSTİYAN OLABİLİR; İNANÇ VE DÜŞÜNCELERE MÜDAHALE ETME DURUMUNDA DEĞİLİZ"
Kurumun amaç ve hedefinde birey ve hak olduğunu her fırsatta vurgulayan Ömeroğlu, kurumun Türkiye’nin bazı temel sorunları karşısında nasıl bir yol izleyeceğine de açıklık getirdi. Özellikle bugünlerde gündemde olan kamuda başörtü serbestliği konusunun hatırlatılması üzerine Ömeroğlu, kendilerine bu konuda gelecek başvurularda yine bireyin yanında olacaklarını şu ifadelerle anlattı: “Başörtü meselesi biliyorsunuz, yıllardan beri, benim üniversite çağımdan beri trendi yükselerek devam etti. Bizim temel ölçümüz, TC demokratik bir devlettir. Biz İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ni de kabul etmiş ve imzalamış bir devletiz. Anayasamızda da din ve vicdan özgürlüğü, ifade ve düşünce özgürleri vardır. Bu Müslüman da olabilir, Hristiyan da Yahudi olabilir, inançlarına, düşüncelerine müdahale etme durumunda değiliz. Hafızam beni yanıltmıyorsa ABD’de değişik inanç grupları kendi litüerleri ile kendi sembolleri ile toplu yada ferdi olarak, ibadet etme özgürlüklerine sahiptir. Bizim temel hedefimiz ve ölçümüz, Avrupa standartlarını yakalamak.”
"SORUN, TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN YANLIŞ YORUMLANMASI"
Uluslararası metinlere öncelik tanıyacaklarına işaret eden Ömeroğlu, “Çünkü bunlar insan hakları konusu. Kaldı ki bu 82 anayasasında da bu hüküm düzenlenmiştir. Bu biraz da dönemin ruhu derler ya, oradaki yetkililerin, görevlilerin durumdan vazife çıkartarak, insanların temel hak ve özgürlüklerini, bana göre yanlış yorumlamalarından kaynaklanmıştır. Bize bu konuda herhangi bir şikayet geldiği vakit, mağdur olan vatandaşlarımız, demin ki söylediğim kriterler çerçevesinde bunu iyi inceleyip, araştırıp ona göre Avrupa standartlarına uygun bir karar vermeyi düşünüyoruz. Ondan da kimsenin şüphesi olmasın.” şeklinde konuştu.
"İDARECİLERİMİZ ESKİ İDARE KÜLTÜRÜNÜ TERK EDECEKLER"
Kurumun AB sürecindeki rolünün önemine de dikkat çeken Ömeroğlu, 3 aylık süreçte sürekli olarak AB Ombusdmanları ile Avrupa Komisyonu ilgileri ile görüşmeler yaptığını belirtti. AB’nin bu kurumu oldukça fazla önemsediğini kaydeden Ömeroğlu, kamu yönetiminin iyi işlemesinin bir anlamda Avrupa müktesebatı ile uyumluluğun göstergesi olacağını bildirdi. “Bu anlamda çok önemli görevlerimiz var. Başta idarecilerimiz bu eski idari kültürü terk edecekler. Demokratik katılıma bizim katkımız olması lazım. Bürokratik ve merkeziyetçi alışkanlıkların terk edilmesi lazım. Kamu yönetiminde şeffaflığın sağlanması ve kamu otoritesini kullananların hesap verebilmeleri adına bizim katkılarımız olacak.” diye konuştu.
"AB'YE OLUMLU KRİPTOLAR GEÇTİKLERİNİ ÖĞRENDİM"
Son olarak AB Büyükelçileri ve Avrupa Ombudsmanları’nın Türkiye hakkındaki görüşlerini de paylaşan Ömeroğlu, AB ülkelerinin büyükelçilerine verdiği yemekte kendisine yoğun sorular yöneltildiğini, yoğun soruların arasında özellikle insan hakları, temel hak ve özgürlükler, kadın ve çocuk hakları, azınlıklar ve din konusu olduğunu dile getirdi. Ömeroğlu, “Biz bunları gayet güzelce cevaplandırdık. Aldığımı istihbaratlara göre AB’ye olumlu kriptolar geçtiklerini öğrendim.” dedi.
(Cihan)
SON VİDEO HABER
Haber Ara